İslam Hurafelere Kapalı Bir Dindir , Mustafa Çelik
Sayı : 495   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Hususi Fikirler

Mustafa Çelik

İslam Hurafelere Kapalı Bir Dindir

  • 05 Nisan 2018
  • 2198 Görüntülenme
  • 424. Sayı / 2018 NÄ°san



Dün Ä°slam olmayan bir ÅŸey bugün de Ä°slam olmaz. Bugün olan bir ÅŸey de dün tamamlanan Ä°slam'a dâhil edilemez. Ä°slam dâhili ve harici müdahalelere kapalı bir dindir. Ä°slam’dan olmayanı Ä°slam’a dâhil edemezsiniz. Ä°slam’dan olanı da Ä°slam’dan çıkartamazsınız. Ä°slam’da olmayanı Ä°slam’a dâhil etme veya Ä°slam’da olanı Ä°slam’dan çıkarma yetkisini kendilerinde bulanlar, Ä°slam’ın sahibine ortak olmaya kalkışanlardır.

 

 

Ä°slam bid’atlerle, hurafelerle yaÅŸanmaz. Ä°slam ayetlerle, hadislerle bilinir ve yaÅŸanır. Dinî bir terim olarak bid’at; Hazret-i Peygamber (sav) ve onun ashabından sonra ortaya çıkan ve aslı dine dayanmadığı halde dinî bir çerçeve içinde sunulan uydurma âdetler, kimi zaman ibadet görüntüsü veren yeni türedilerdir.

 

 

Dindar bir toplumun din adına bid’at ve hurafeler icad eden âlimler tarafından aldatılması, cinni ÅŸeytanlar tarafından aldatılmasından daha kolaydır. Ä°slam ümmetine bid’at ve hurafeleri din diye kabul ettirenler, suret-i hakka bürünmüÅŸ ulema-i su olanlardır. Yani ilimlerini kötüye kullanan kötü âlimlerdir. Ä°nsanları sünnete davet edip bid’atten sakındırmak, baÅŸlı başına bir ibadettir.

 

 

Ä°slam; bütün çaÄŸlarda ve mekânlarda tatbiki mümkün olan kâmil ve ÅŸamil bir nizamdır. Ä°slam yarını cami, aÄŸyarını manidir. Ä°slam, kendinden olmayanı kendisinde barındırmaz. Kendinde olanı da alıp atmaz. Asrımızda birçok Müslüman bilerek veya bilmeyerek “Ä°slam’a sokuÅŸturulmuÅŸ bid’atler, hurafeler” gibi bir hüküm cümlesini kullanıyor. “Ä°slam’a sokuÅŸturulmuÅŸ bid’atler, hurafeler” gibi bir hüküm cümlesini kullanmak, konuÅŸmalara ve yazılara baÅŸlık yapmak; Ä°slam’a yapılabilecek en büyük hakarettir. Ä°slam tahrif edilmiÅŸ bir din deÄŸildir. Ä°slam her türlü tahriften münezzehtir. Hurafeler, bid’atlar Ä°slam’ın dışındadırlar. Onları Ä°slam’a dâhil etmeye Ä°slam’ın nassları elvermez. Onları ya Ä°slam’ı kâfi görmeyenler uyduruyorlar veya Ä°slam’ın eksiklikten ve fazlalıktan münezzeh bir din olduÄŸundan habersiz olan gafiller uyduruyorlar. Ä°bnul MaciÅŸun der ki; “Ä°mam Malik’in ÅŸöyle dediÄŸini iÅŸittim; “Kim güzel bularak Ä°slam’da bir bidat çıkarırsa, Muhammed (sav)inrisalet görevine ihanet ettiÄŸini iddia etmiÅŸ olur.Zira Allah-û Teâlâ;“Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak Ä°slam’ı beÄŸendim.”(Mâide, 5/3) buyurmuÅŸtur.O gün dinden olmayan bir ÅŸey bugün de dinden olamaz.(Ä°mam-ı Åžatıbi el-Ä°tisam(1/64)

 

Dün Ä°slam olmayan bir ÅŸey bugün de Ä°slam olmaz. Bugün olan bir ÅŸey de dün tamamlanan Ä°slam'a dâhil edilemez. Ä°slam dâhili ve harici müdahalelere kapalı bir dindir. Ä°slam’dan olmayanı Ä°slam’a dâhil edemezsiniz. Ä°slam’dan olanı da Ä°slam’dan çıkartamazsınız. Ä°slam’da olmayanı Ä°slam’a dâhil etme veya Ä°slam’da olanı Ä°slam’dan çıkarma yetkisini kendilerinde bulanlar, Ä°slam’ın sahibine ortak olmaya kalkışanlardır.

 

“Ilımlı Ä°slam, Siyasal Ä°slam, Radikal Ä°slam, Geleneksel Ä°slam” gibi tabirler, Batının ve batı perestlerin Ä°slam’a yakıştırdıkları modern hurafelerdir. Ä°slam her ÅŸeyin üstündedir ve hiçbir ÅŸeye feda edilemez. Ä°s­lam Yüce Allah’ın insanlığa rahmeti ve saadetidir. Hak ve adalet hiçbir ekol veya kiÅŸi için feda edilemez ve gizlenemez. Birtakım kiÅŸileri veya uygulamaları savun­mak yahut kurtarmak gayretiyle Ä°slamî hükümlerin tevillerle yamuklaÅŸtırılması yahut göz ardı edilmesi, kesinlikle iman ile baÄŸdaÅŸmaz. Ä°bnul-Cevzi (ra) gibi âlimler bu noktaya dikkati çekmekte ne kadar isabet etmiÅŸlerdir. Åžöyle diyor: “Hakta tarafgirlik olmaz. Söylenenler doÄŸru deÄŸilse, o zaman böyle ÅŸeylerden, o mezhepten ve kim olursa olsun o kiÅŸiden sakındırmış oluruz. Allah biliyor ki, hata edenin hatasını söylemekten maksadımız, ÅŸeriatı tenzih etmek ve onu yabancı ÅŸeylerden korumaktır. Yoksa söyleyen ve iÅŸleyenle bizim bir iÅŸimiz yoktur. Bununla ancak ilim emanetini yerine getiriyoruz. Âlimler de hata edenin kusurunu açığa çıkarmak için deÄŸil, hakkı ortaya koymak için birbirlerinin hatalarını gösteriyorlar. Kendisiyle teberrük edilen falan zahide nasıl cevap verilir veya sözü nasıl reddedilir? diyecek cahillerin sözüne itibar edilmez. Çünkü baÄŸlılık ÅŸeriatın getirdiklerine olur, ÅŸahıslara deÄŸil. Adam cennet ehli veya evliyadan olabilir. Onun derecesi hatasının gösterilmesine engel olmaz. Bir ÅŸahsın yüceltilmesine bakıp ondan sadır olana delil ile bakmayan kimse, Hz. Ä°sa’nın kendisini görmeyip onun elinde meydana gelen mucizelere bakan ve bundan da onu ilahlaÅŸtıran kimse gibidir. Hâlbuki Hz. Ä°sa’ya bakıp yeme-içme ile yaÅŸayan bir insan olduÄŸunu görseydi, ona sadece layık olduÄŸu deÄŸeri verirdi (insan sayardı).”(TelbîsüÄ°blîs/Ä°bnü’lCevziyyu’l BaÄŸdadi, Sh: 152, Beyrut/ 1989)

 

Ä°slam bid’atlerle, hurafelerle yaÅŸanmaz. Ä°slam ayetlerle, hadislerle bilinir ve yaÅŸanır. Dinî bir terim olarak bid’at; Hazret-i Peygamber (sav) ve onun ashabından sonra ortaya çıkan ve aslı dine dayanmadığı halde dinî bir çerçeve içinde sunulan uydurma âdetler, kimi zaman ibadet görüntüsü veren yeni türedilerdir. Bid’at, ahkâm-ı ubûdiyette yeni icatlar çıkarmaktır, yani tabir caiz ise ibadete bazı kuyruklar ve boynuzlar eklemektir. Kur’an’ın, “Bugün size dininizi kemale erdirdim.”(Maide, 5/3) sırrı ile çeliÅŸtiÄŸi için Ä°slamiyet’te reddedilmiÅŸtir. Çünkü bu ayet, Ä°slamiyet’in Hazret-i Peygamber Efendimizin (sav) risaletiyle birlikte kemale erdiÄŸini bildiriyor. Bid’at ise bu esasa zıttır. Ä°mam-ı Åževkânî (ra) ÅŸöyle demiÅŸtir: “Allah, dinini Nebisi Muhammed (sav)’in ruhunu kabzetmeden önce tamamladığına göre; Allah, dinini tamamladıktan sonra bid’at ehlinin ihdas etmiÅŸ olduÄŸu bu görüÅŸ nedir böyle? EÄŸer (ihdas etmiÅŸ oldukları bid’at) onların inancına göre dinden ise o zaman din onların nezdinde, ancak onların görüÅŸleri ile tamamlanmış olur ki, bunda Kur’an’ı reddetmek vardır. Yok, eÄŸer dinden deÄŸil ise o zaman dinden olmayan bir ÅŸeyle meÅŸgul olmakta ne gibi bir fayda vardır? Ä°ÅŸte bu kahreden bir hüccet ve büyük bir delildir. Bid’at ehlinin bu delile herhangi bir ÅŸeyle cevap vermesi kesinlikle mümkün deÄŸildir. Öyle ise bu yüce ayeti, bid’atçilerin yüzlerine vuracağın ilk ÅŸey (delil) yap. Öyle ki bu ayetle bid’atçilerin burunlarını sürter, delillerini geçersiz kılarsın.”(el-Kavlu’l-Müfîd fî Edilleti’l-Ä°ctihadive’t-Taklîd: 38) Ä°çtihat bid’at deÄŸildir, sünnettir. Çünkü içtihat, yeni durumlara Kur’an’dan ve Sünnetten çözümler bulmaktan ibarettir. Bu dinin özünde vardır ve sevaptır.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

424. Sayı Nİsan 2018