Bilerek Hakkı Batıl İle Karıştırmayın ve Hakkı Gizlemeyin , Kadir Demirlenk
Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

YaÅŸama(ya) Dair

Kadir Demirlenk

Bilerek Hakkı Batıl İle Karıştırmayın ve Hakkı Gizlemeyin

  • 05 Nisan 2018
  • 1998 Görüntülenme
  • 424. Sayı / 2018 NÄ°san



Hz. Peygamber(sav)’in vefatından sonra irtidat hareketleri ile birlikte itikadi, ameli ve ahlaki noktalarda da sapmalar baÅŸlamıştır. Bid’atlerin temelini oluÅŸturan ve Müslümanları bu sapmaya sevk eden amiller; bazen din düÅŸmanı art niyetli kiÅŸiler tarafından direkt dini bozmaya, tahrif etmeye yönelik olurken, çoÄŸu zaman da Müslümanların içinden dinin asıl kaynaklarını bilmeyen, cahil, taassup sahibi, daha dindar olma gayretinde olan iyi niyetli kiÅŸilerden kaynaklanmıştır.

 

Bidatlerin meÅŸruluk zemini bulduÄŸu yer ve kiÅŸiler; toplumun itibar ettiÄŸi muhakkik olmayan âlimler, kanaat önderleri, toplumun bir kısmının deÄŸer verdiÄŸi itibarlı kimseler, bunların eserleri, sohbetleri ve uygulamalarıdır.

 

Allah katında din Ä°slam’dır. Dinin aslı ve esasları Allah tarafından vahiy ile belirlenmiÅŸtir. Gönderilen kitaplar, peygamberler aracılığıyla insanlara ulaÅŸtırılmış ve son Peygamber Hz. Muhammed (sav) ile de kemale erdirilip tamamlanmıştır. “Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak Ä°slâm'ı beÄŸendim.” (Maide, 5/3) Kıyamete kadarda yeni bir din gelmeyecek kemale erdirilen bu din yürürlükte olacaktır.

Arapça’da “icat etmek, örneÄŸi olmaksızın yapıp ortaya koymak, inÅŸa etmek” anlamlarına gelen “bd‘a” kökünden türeyen bid‘at, “daha önce benzeri bulunmayıp sonradan ortaya çıkan (muhdes) ÅŸey” anlamına gelir. Bid‘at biri geniÅŸ, diÄŸeri dar kapsamlı olmak üzere iki ÅŸekilde tarif edilmiÅŸtir. GeniÅŸ kapsamlı tarife göre bid‘at “Hz. Peygamber’den sonra ortaya çıkan her ÅŸeydir”… Bid‘atı dar kapsamlı olarak anlayanlar ise onu, “Hz. Peygamber’den sonra ortaya çıkan ve dinle ilgili olup ilâve veya eksiltme özelliÄŸi taşıyan her ÅŸey”(DÄ°A, 6/129) diye tarif etmiÅŸlerdir.

  • bid’at deyince anlaşılan dinle ilgili olan ilave ve eksiltmelerdir. Bidatler; sünnette var olan bir uygulamayı terk ederek, ÅŸeklini ve uygulamasını deÄŸiÅŸtirerek ortaya çıkabileceÄŸi gibi dinde hiç olmayan bir uygulamayı dinde varmış gibi dini referanslı göstermek suretiyle de olur. Bir kısım ulema da dinin içinde olan, herhangi bir sünneti ortadan kaldırmayan, sünnette yeri bulunan bazı uygulamaların deÄŸiÅŸik ÅŸekillerde uygulanmasını “bidat-i hasene” olarak deÄŸerlendirmiÅŸtir. Ä°mam Åžâfiî: “Kitab’a, Sünnet’e, icmâa ve sahabenin yoluna muhalif olan her ÅŸey, saptırıcı, kötü bir bid’at(el-bid’atü’s-seyyie); bunlara muhalif olmayıp hayra yönelik ÅŸeyler de iyi ve güzel bir bid’attır(el-bid’atü’l-hasene) ” demektedir. Ä°yi bid’at ve kötü bid’at denilmesinin sebebi budur. Ä°mam Åžâfiî’nin delili ise Hz. Ömer’in sahabe-i kiramın camide cemaatle teravih namazı kılmalarını, “bu ne güzel bid’at” diyerek tasvib etmesine dayanmaktadır.

Hz Muhammed(sav) hayatta iken kemale erdirilen bu dini örnek yaÅŸantısıyla bize uygulamalı olarak açıklamış, din adına hiçbir ÅŸeyi eksik bırakmamıştır. Dini inanış, düÅŸünce ve yaÅŸantıda mutedil olmuÅŸ, sapmalara müdahale etmiÅŸ, dinde mutedil olmayı tavsiye etmiÅŸtir. “Din kolaylıktır. Dini aÅŸmak isteyen kimse, ona yenik düÅŸer. O halde, orta yolu tutunuz, en iyiyi yapmaya çalışınız, o zaman size müjdeler olsun; günün baÅŸlangıcından, sonundan ve bir miktar da geceden faydalanınız.”(Buhârî, “Îmân”, 29)

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

424. Sayı Nİsan 2018