Bid'at ve Hurafelerin Çocuğun Din Eğitimine Olumsuz Yansımaları , Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Misafir Kalem

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Bid'at ve Hurafelerin Çocuğun Din Eğitimine Olumsuz Yansımaları

  • 05 Nisan 2018
  • 1944 Görüntülenme
  • 424. Sayı / 2018 NÄ°san
Yazarın Diğer Yazıları
Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Tüm Yazı Arşivi



Ä°lk yıllarda alınan din eÄŸitiminin çocuk üzerinde pek çok yönden olumlu etkiler bıraktığı bugün artık bilinen bir gerçektir. Ayrıca bu yaÅŸlarda çocuÄŸun dinî duyguları uyandığından; ona verilen eÄŸitim biçimi daha sonraki yıllarda çocuÄŸun inanç, tutum ve davranışlarını da etkilemektedir.

 

“Ey iman edenler! Kendinizi ve aile efradınızı cehennem ateÅŸinden koruyunuz.” (Tahrim, 66/6)mealindeki ayetiyle, ailenin eÄŸitiminden ve bununla birlikte aile kurumunda yaÅŸayan fertlerin bakımı, korunması ve kollanmasından da aile reisleri sorumlu tutulmaktadır. Tabiatıyla bu görevin ifasında, aile reisi olan babanın en yakın yardımcısı anne olacaktır, olmalıdır.

 

 

Ä°nsanın çocukluÄŸunda aldığı telkinlerin, hayatı boyunca onda derin etkiler bıraktığı eskiden beri bilinmekte ve ifade edilmektedir. Bugün de çocuk psikolojisiyle ilgilenen uzmanlarca yapılan çeÅŸitli araÅŸtırmalar, çocuÄŸun kiÅŸiliÄŸinin temel özelliklerinin ilk yıllarda oluÅŸtuÄŸunu ortaya koymaktadır. Hayatın sonraki dönemlerinde etkisini bariz bir ÅŸekilde hissettiren bu özellikler, günümüzde eÄŸitimcilerin ilgisini ilkokul öncesi döneme; bir diÄŸer ifadeyle ailede verilen eÄŸitime yöneltmiÅŸtir. Çünkü karakterin tohumları ilk çocukluk yıllarında atılmakta ve sonraki yıllarda geliÅŸimini sürdürmektedir. Yine, bilindiÄŸi kadarıyla; karakterin 2/3'ü altı yaşına gelinceye kadar teÅŸekkül etmektedir.

Ä°lk yıllarda alınan din eÄŸitiminin çocuk üzerinde pek çok yönden olumlu etkiler bıraktığı bugün artık bilinen bir gerçektir. Ayrıca bu yaÅŸlarda çocuÄŸun dinî duyguları uyandığından; ona verilen eÄŸitim biçimi daha sonraki yıllarda çocuÄŸun inanç, tutum ve davranışlarını da etkilemektedir. Çünkü bu yaÅŸlar, ünlü filozof ve eÄŸitimci J.J.Rousseau’nun ifadesiyle, “insan hayatının en tehlikeli zamanlarını”(J.Jacques Rousseau, Emil (çev.H.Z.Ülken, A.R.Ülgener, S.Güzey) 6. bs. Ä°st.1966, s.54)ihtiva etmektedir. Çünkü çocuÄŸun çocukluk dönemini geride bırakarak ergenlik çağıyla birlikte gençlik yıllarına adım attığında bütün dini inancını bir kenara bırakmasında ve ibadetlerini terk etmesindeçocukluk yıllarında aldığı eÄŸitim tarzı büyük rol oynamaktadır.

AÅŸağıdaki satırlarda, önce ailede verilen din eÄŸitiminin çocuk için ne denli önemli olduÄŸuna deÄŸinecek, ardından hurafe ve batıl inanışların bu eÄŸitime nasıl yansıyabileceÄŸini deÄŸerlendirmeye çalışacağız.

 

OKULÖNCESÄ° DÖNEMDE AÄ°LENÄ°N ÖNEMÄ°

“Ä°nsanın dünyaya geldiÄŸi esnada zayıf ve yardıma muhtaç bir varlık oluÅŸundan” (Bkz.Rûm, 30/54)bahseden ayet, günümüzün pedagoji ve psikoloji disiplinlerince de kabul edilen (Feriha Baymur, Yeni DoÄŸmuÅŸ Çocuk ve Süt Çağında EÄŸitim, Ank. 1952, s.14; Atalay YörükoÄŸlu, Çocuk Ruh SaÄŸlığı, 7. bs. Ank.1984.), “insan yavrusunun bakılmaya ve korunmaya ihtiyacı oluÅŸu”na asırlar öncesinden iÅŸaret etmektedir. Acaba ona bu zayıf halinde ilgiyi, ÅŸefkati ve yardımı kim ya da hangi müessese sunacaktır?

Evrendesayıları milyonları bulan varlıklar yaratan Yüce Yaratıcı; kimilerinedaha dünyaya gelir gelmez, kimilerine ise kısa sayılabilecek süreler sonrasında kendi kendilerine yetebilme kabiliyetini bahÅŸetmiÅŸken;insan gibi en deÄŸerli varlığa, ancak uzun yıllar sonra kendi kendini idare edebilme yeteneÄŸi vermiÅŸtir. Hakikaten insan; diÄŸer varlıkların aksine, kendisine ilgi gösteren birisinden yoksun kalması durumunda hayatını devam ettiremeyecek kadar acz ve za'f içindedir. Ä°ÅŸte bu gerçekten hareketle, Allah Teala'nıninsan yavrusu içindünyaya gelmesinde vesile olan anne babaya ayrı bir ÅŸefkat ve merhamet lütfederek, onun bu aciz ve zayıf durumunu çocuk lehine döndürdüÄŸünü söyleyebiliriz. Zira bilinen bir gerçektir ki, istenmeyen bebekler bile çok kısa bir süre içinde etrafındakileri cezb ederek kendisine baÄŸlamakta ve sevdirmektedir. Ä°ÅŸte bu noktada ÅŸunu ifade etmeliyiz ki; bu ÅŸartlar dahilinde dünyaya gelen çocuk içinona ilgiyi, bakımı ve ÅŸefkati en mükemmel ÅŸekilde sunacak olan ancak anne-babasıdır, bir diÄŸer ifadeyle aile ocağıdır.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

424. Sayı Nİsan 2018