Tevhid İlminin Önemi ve İslam'a Girişin Şartları , Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Sana Ä°tikattan Soruyorlar ?

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Tevhid İlminin Önemi ve İslam'a Girişin Şartları

  • 07 Åžubat 2018
  • 4358 Görüntülenme
  • 422. Sayı / 2018 Åžubat



Allah yaratan, yöneten, eÄŸiten, sahip olan, öldüren, dirilten, yaÅŸatan, rızık veren, duaları kabul eden, helal ve haram koyan, sadece kendisine ibadet edilen, evreni sevk ve idare eden, fayda ve zarar verme gücüne sahip olan bir varlıktır. Bu baÄŸlamda her mü’min, Allah’ın göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her ÅŸeyin Rabbi olduÄŸuna inanmalıdır.

 

Ä°slamî ilimler içerisinde ilm-i tevhid, diÄŸer ilimlerden daha faziletli ve daha ÅŸereflidir. Ä°lmin ÅŸerefi, konusunun ÅŸerefiyle ölçülür. Tevhid ilmi, yüce Allah’ı, ÅŸanına yakışır isim ve sıfatlarıyla bilmeyi, yine O’nu yaratılmışlık özelliklerinden soyutlamayı gerektirir. Bu yönüyle ahkâm ilminden daha efdaldır.

 

Bir kimse doÄŸru bir tevhid anlayışına sahip deÄŸilse, yaptığı ibadetlerin bir faydası olmaz. Bu sebeple her Müslüman tevhidin ne olduÄŸunu kavramakla birlikte tevhidi bozan hususları da öÄŸrenme mecburiyetindedir.

 

Ä°slam itikadında tevhid ne manaya gelir, tevhid bir ilim midir, eÄŸer ilimse diÄŸer ilimler arasındaki yeri nedir, bu konuda neler söylenebilir?

Ä°slam binasının temelini tevhid inancı oluÅŸturur. Tevhid, bir binanın su basmanı gibi, ibadetler de katları gibidir. Nasıl ki bir binanın temeli saÄŸlam deÄŸilse, üzerine çıkılan katların her an yıkılma riski taşıdığı gibi, tevhid temeli saÄŸlam olmazsa, ibadetlerin kabul olup olmaması da risk taşır. Bu sebeple her Müslümanın üzerine ayrı ayrı tevhid ilmini ve gereklerini bilmek farz-ı ayın hükmündedir.

Tevhid kelimesi Arapçada ; “tek” anlamına gelen ehad ve “bir” anlamına gelen vâhid sözcüklerinden meydana gelmiÅŸtir. Bu anlamda tevhid Allah hakkında kullanıldığı zaman “eÅŸi, ortağı ve benzeri olmayan bir ve tek” manasına gelir. Kur’an’da: “Sizin ilahınız bir tek Ä°lah’tır” (Bakara, 2/163; Maide, 5/73; En’am, 6/19) ayetinde kullanılan vâhid ve: “De ki: O Allah bir tektir” (Ä°hlas 112/1) ayetinde geçen “ehad” sözcüÄŸü tevhidle aynı köktendir. Ä°slam dininin temelini tevhid inancı oluÅŸturur. Bu manada terim olarak tevhidi, Yaratan’la yaratılan varlık arasındaki sınırı idrak etmektir, ÅŸeklinde tanımlamak mümkündür. Bu sebeple insan hayatının her alanında tevhidi; Allah’ın zatında, sıfatlarında, fiillerinde ve bütün ibadetleri yalnızca O’na tahsis etmede aramalıyız.

Allah yaratan, yöneten, eÄŸiten, sahip olan, öldüren, dirilten, yaÅŸatan, rızık veren, duaları kabul eden, helal ve haram koyan, sadece kendisine ibadet edilen, evreni sevk ve idare eden, fayda ve zarar verme gücüne sahip olan bir varlıktır. Bu baÄŸlamda her mü’min, Allah’ın göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her ÅŸeyin rabbi olduÄŸuna inanmalıdır. O’na bu konuda bir baÅŸkasını ortak kılmamalıdır. (bkz.Åžuara, 26/24, 26; Nahl, 16/116; Tevbe, 9/30–31; Zümer, 39/3) Ä°slam inancında buna “rubûbiyette tevhid” adı verilir.

DiÄŸer taraftan yegâne ve biricik ilah Allah’tır. Çünkü ilah, gönüllerin sevgi, ümit, korku, güven, tevekkül, yardım, dua, kurban, adak vb. gibi, inanç ve ibadet türlerinde baÄŸlandığı ve yöneldiÄŸi, kendisine karşı derin saygı beslenen, her ÅŸeyden daha çok sevilen ve kulluÄŸun sadece kendisine özgü kılındığı bir varlıktır. Bütün bu özellikleri taşıyan sadece Allah’tır. Buna “ulûhiyette tevhîd” denir. Ä°slam inancında “birlik sözü” olarak geçen inancın temelinde Allah’tan baÅŸka bütün ilahların izafi olduÄŸu vurgulanır. (bkz.Yunus, 10/18) Bu anlamda tevhid, ulûhiyeti sadece Allah’a tahsis etmeyi öngörür. Bundan dolayı Ä°slam’da ruhbanlık yasaklanmıştır.(bkz.Hadid, 57/27)

Ä°slam inanç sisteminde çok önemli bir konu da Allah’ın zatı hakkında vacip olan yetkin sıfatlarını bilip öylece inanmak ve O’nun yüce zatını noksan sıfatlardan soyutlamak demektir. Ä°ÅŸte bu baÄŸlamda ulûhiyet düÅŸüncesi, bir çeÅŸit sıfat düÅŸüncesidir. Zihinlerimizin Ä°lahi Zât’a yönelimine neden olan ve bizde O’na dair bir bilgi yönü ifade etmek üzere bir takım zihni tasavvurlar meydana getiren bütün sıfatlar beÅŸerî terminolojiye girerek bize Allah’ı tanıtır. Allah’ın isim ve sıfatlarında tevhid, bu sıfatların yaratıkların sıfatlarına ontolojik anlamda bütün yönleriyle hiçbir zaman benzemediÄŸini kabul etmektir. Aynı ÅŸekilde Allah’ın tek bir yaratıcı olmasına inanmak olan eylemde tevhid de Ä°slam’ın özünü oluÅŸturan hususlardan birisidir. (bkz.Yasin 36/82) Bu baÄŸlamda Allah yaratan ve yönetendir. (bkz.Araf 7/54) Kısaca varlık alanında tevhid, her ÅŸeyin her ÅŸeyle ve her ÅŸeyin bir ÅŸeyle iliÅŸkili olduÄŸunu ortaya koyar.

Ä°slamî ilimler içerisinde ilm-i tevhid, diÄŸer ilimlerden daha faziletli ve daha ÅŸereflidir. Ä°lmin ÅŸerefi, konusunun ÅŸerefiyle ölçülür. Tevhid ilmi, yüce Allah’ı, ÅŸanına yakışır isim ve sıfatlarıyla bilmeyi, yine O’nu yaratılmışlık özelliklerinden soyutlamayı gerektirir. Bu yönüyle ahkâm ilminden daha efdaldır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de ÅŸöyle buyrulur: “Bil ki, Allah’tan baÅŸka ilah yoktur. Kendi günahın için, erkek kadın müminler için Allah’tan af dile.” (Muhammed, 19) GörüldüÄŸü gibi bu ayette önce bilgiden sonra da imandan bahsedilmektedir.Her ne kadar Ehl-i sünnet inancında taklidi iman caizse de, bir mü’min inandığı esasları delilleriyle öÄŸrenme çabası içerisine girmediÄŸi sürece günahkâr olarak nitelendirilmiÅŸtir. Esas olan imanını taklidi imandan araÅŸtırma ve bilmeye dayalı tahkiki iman seviyesine yükseltmektir. Bundan dolayı âlimlerimiz delilleriyle Ä°slam akaidi alanında eserler yazmışlardır.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

422. Sayı Şubat 2018