Satırdan Sadra
Gönüller fethedilince, topraklar da kucak açıyor. Toprakların fethi gönüllerin fethinin yansımasıdır. İşgal, gasp ve sömürgecilik ise zulümdür, fetih değildir. Tarih şahittir ki; bütün zalimler ve zorbalar, girdikleri yere gözyaşı götürmüşler, kısa bir zaman sonra da pişmanlıkla geri dönmüşlerdir. Fethin gönül erleri ise; gittikleri yere esenlik götürmüşler, o yerde misafir değil, mukim ve meskûn olmuşlardır.
Öğrenilen İslam, yaşanınca bir anlam ifade eder. Yaşanmayan, yaşatılamaz. Gönüllerini vahyin kültür bahçesi haline getiremeyenler, başkalarına İslam'ın gülfidanı ihraç edemezler. Sözden ziyade; -yaşayarak ve örnek olarak- dinin güzelliğini insanların aklına ve gönlüne sunmalıyız. Allah'ın elçileri, bu yönleriyle de bize en güzel örnektir.
Gönüllerde neşvünema bulmayan imanın da, niyetin de, ibadetin de, coğrafi fetihlerin de bir değeri yoktur.
Gerçek fatih: Kafaları ve kalpleri İslam'a açan, gönülleri fetheden kimsedir. (Bkz. İbni Kayyım el Cevziyye, Zadu'l Mead (Cantaş Yay.): 1/115 - 124)
"Dinde zorlama yoktur." (Bakara, 2/256) Gönül ısınacak ve kabullenecek. Zorla sevgi olmaz. Baskıyla, insanları bir şeye inandıramazsınız. Zorlayınca, münafıklaştırırsınız. Münafıklık ise; açıkça inkârdan daha kötüdür. Bu nedenle Kur'an, gönlün penceresi olan aklın ve tefekkürün kapılarını açmayı amaçlıyor önce. İyilik ve güzellikle, gönüllerin fethedilmesini istiyor Rabbimiz:
"İyilikle kötülük denk (eşit, aynı) değil. Onu (kötülüğü) en güzel şekilde sav. O zaman (bakarsın) ki; seninle o arasında düşmanlık (olan kimse), sıcacık bir veli (dost) oluvermiş." (Fussilet, 41/34 Bkz. Mü'minun, 23/96)
"Şüphe yok ki; iyi, güzel işler, kötülükleri giderir. İşte bu, öğüt alanlara bir hatırlatmadır."(Hud, 11/114) "Onlar (Müslümanlar), kötülüğü iyilikle savarlar." (Ra'd 13/22) buyuruyor.
Hayırlı, iyi ve güzel işlere isteksizce değil, koşarak gitmemizi hatta yarışmamızı istiyor: "Hayırlı işlere (iyiliklere) koşun, yarışın!" (Bakara, 2/148; Maide, 5/48) "Onlar (Müslümanlar) hayırlı işlerde (iyilikte) yarışırlar ve önde giderler." (Mü'minun, 23/61)
Gönüller fethedilince, topraklar da kucak açıyor. Toprakların fethi gönüllerin fethinin yansımasıdır. İşgal, gasp ve sömürgecilik ise zulümdür, fetih değildir. Tarih şahittir ki; bütün zalimler ve zorbalar, girdikleri yere gözyaşı götürmüşler, kısa bir zaman sonra da pişmanlıkla geri dönmüşlerdir. Fethin gönül erleri ise; gittikleri yere esenlik götürmüşler, o yerde misafir değil, mukim ve meskûn olmuşlardır.
Bu bağlamda asıl hicret; kalplerde, kafalarda ve gönüllerde olan göç olarak anlam yükleniyor. Allah'ın gösterdiği "sırat-ı müstakim üzere (Doğru yolda)" hakikat kentine yapılan yolculuk olarak
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız
