YaÅŸama(ya) Dair
Fetih, maddi anlamıyla bir yeri ele geçirme, zafer kazanma anlamında kullanılırken manevi anlamda insanların kalbini ve zihnini fethetme, onların kalbini İslam'a açma, insanları İslam'ın güzellikleriyle buluşturma ve onları İslam'la kazanma anlamlarında da kullanılmaktadır. İslam düşüncesinde de fetih deyince akla gelen hususlardan birisi de budur. Yani gönüllerin fethidir.
Fetih, zorlu yolların ve sabrın sonucu olarak Rabbe ve onun nimetlerine kavuşmaktır. Fetih, Allah yolunda yapılan cihadın, çabanın ve kulluğun karşılığı olan zaferdir. Fetih, diriliştir, kölelikten kurtuluştur, özgürlüktür. Fetih, sorumluluktur. Fetih, hakkı ve hakikati ortaya koymaktır. Fetih, sonu şehadet ve gazilik olan yolculuktur.
Fetih, sözlükte "açma, yol gösterme, hüküm verme, galibiyet ve zafere ulaştırma" gibi anlamlara gelir. Terim olarak "İslâm'da meşru görülen savaşların sonunda elde edilen zafer ve başarı, ele geçirilen toprak parçasıdır.
Kur'an'da değişik şekilleriyle geçen "fetih" kelimesi; zafer, hüküm, Hakkı hakikati ortaya çıkarma, semadan rahmet ve azap kapılarının açılması olarak da kullanılmaktadır. Fetih Kur'an'ın ve Hz. Peygamberin gösterdiği i?lâ-yi kelimetullah davasının parolasıdır, onun gösterdiği hedef ve gayelerinden birisidir. Kur'an, bu hedeflere yürürken izlenmesi gereken yolları da göstermektedir. Bunlar; tesbih, istiğfar, şükür, takvayı kuşanmak, emr-i bi'l maruf nehy-i ani'l münkeri devam ettirmektir. Sonuç olarak efendimizin müjdesine nail olmak, müjde olarak günahların bağışlanmasıdır, dünyaya hükmetmektir. Kısaca fetih, büyüklenmek, şımarıklık, tembellik, rehavete düşmek değildir. Daha fazla gayret ve çaba daha iyi kulluktur. Kur'an ayetleri ve hadisler buna işaret etmektedir.
"Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman ve insanların, Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğün zaman, hemen Rabbini överek tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir." (Nasr, 110/1-3)
"Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik. Ta ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin." (Fetih, 48/1-3)
"Sizler yardım görüp düşmanlarınıza galip gelecek, ganimetler elde edecek ve birçok beldeler fethedeceksiniz. Sizden kim bu vakte erişirse, Allah'tan korksun, mârufu emredip münkerden nehyetsin." (Tirmizî, "Fiten", 70/2257; Ahmed, I, 401, 436)
"İstanbul elbette fetholunacaktır; onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir!" (Ahmed bin Hanbel, Müsned, IV, 335)
Hz. Peygamber Hendek kazımı esnasında bile hedef göstermiştir. Sahabeden Selman anlatıyor: "Hz. Peygamber, sahabiler tarafından kırılamayan büyük bir kayayı parçalayarak ilk vuruşta Şam'ın, sonrasında İran'ın, sonuncusunda Yemen'in anahtarlarının kendisine verildiğini, bu memleketlerin saraylarını gördüğünü söyleyerek: Ey Selmân! Bu fetihleri Allah benden sonra size nasip edecektir! Şam muhakkak fetholunacaktır! Herakliyus ülkesinin en uzak yerine kadar kaçacaktır! Siz bütün Şam'a hâkim olacaksınız! Hiç kimse size karşı koyamayacaktır
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız
