Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İslam Aleminden

Ahmet Varol

Batının Müzmin Hastalığı: Irkçılık

  • 08 Temmuz 2020
  • 1220 Görüntülenme
  • 451. Sayı / 2020 Temmuz
Yazıyı Dinle
0:00
0:00
Yazarın Diğer Yazıları
Ahmet Varol
Tüm Yazı Arşivi



Bizim tespitimize göre bu olaylar her ne kadar Amerikan sisteminin önemli bir şekilde zarar görmesine neden olsa da ülkedeki siyasi yapının çöküşüne neden olacak derecede kapsamlı değildi. Ayrıca ırkçılık sorunu Amerika'da sadece hâkim sistemin ve devletin değil aynı zamanda toplumun bir hastalığıdır.

 

Amerikan polisinin gerçekleştirdiği insanlık dışı ırkçı cinayet Avrupa'da da tepkilere ve ırkçılık karşıtı gösterilere neden oldu. Muhtelif Avrupa şehirlerinde de dikkat çeken gösteriler gerçekleştirildi. Bu gösterilerde köle ticaretiyle uğraşmış olanların heykellerinin yıkılması son derece anlamlıydı. Bu vesileyle bütün insanlık "Avrupa uygarlığı"nın köle tacirlerinin heykellerini diktiğini ve onları birer kahraman ilan ettiğini de öğrenmiş oldu.

 

 

25 Mayıs 2020 tarihinde, akşam saatlerinde, ABD'nin Minnesota eyaletinin Minneapolis şehrinde, 14 Ekim 1973 doğumlu yani 46 yaşını geçmiş olan George Floyd isimli bir zenci vatandaş, polisin diziyle ensesine uzun süre bastırması sonucu boğularak hayatını kaybetti.

Bu kişi 20 dolar sahte banknot ihbarı üzerine gelen polislerden Derek Chauvin tarafından kelepçelenerek yere yatırıldı. Dolayısıyla yere yatırılıp ensesine bastırılmasının amacı kaçmasını engellemek değildi. Çünkü polis şüpheli gördüğü kişinin kollarına kelepçe vurmuş ve onu kontrol altına almıştı. Üstelik etrafı polisler tarafından sarılmıştı. Kaçmayı göze alması bile düşünülemezdi. Ama buna rağmen yine polis Chauvin onu yere yatırarak ensesine diziyle bastırmaya başladı. Bu uygulama tam anlamıyla işkenceydi. Ensesine bastırılan George Floyd'un tekrar tekrar "nefes alamıyorum" diye bağırmasına rağmen polis tam 8 dakika 46 saniye bu şekilde ensesine bastırmaya devam etti. Polis, Floyd'u bıraktığı zaman o artık kendine gelemeyecek durumdaydı ve hayatını kaybetti.

Bu olay kesinlikle bir hatadan ve ihmalden kaynaklanmıyordu. Tamamen kasıtlı bir uygulamaydı ve gerçek anlamda bir cinayetti. Polisin böyle bir cinayet gerçekleştirmesinde de yakalanan kişinin bir siyahi olmasının büyük payı olduğu düşünüldü. Çünkü onun hayatı önemsenmiyordu.

Olayın görüntüsü çevrede bulunan bazı kişiler tarafından cep telefonlarıyla kaydedildi ve hemen sosyal medyada yayınlandı. Dolayısıyla çok kısa bir süre içinde kamuoyuna yansıdı. Bu da tabii ki hızlı bir şekilde kamuoyunun harekete geçmesine ve büyük tepkiler gösterilmesine neden oldu.

Kamuoyunda ortaya çıkan tepkiler ister istemez yönetimin de harekete geçmesine ve olaydan sorumlu polisleri hesaba çekme ihtiyacı duymasına neden oldu. Hemen ertesi gün olayla ilişkileri olduğu düşünülen dört polis memurunun görevine son verildi. Floyd'un ölümüne neden olan Derek Chauvin adlı polis ise cinayete teşebbüs ve taksirle adam öldürme suçlamasıyla tutuklandı. Gerçekte işlenen fiil taksirle değil kasıtlı bir şekilde ve planlı olarak adam öldürmeydi. Fakat tabii yine de emniyet teşkilatı, polisin, siyahi vatandaşın ensesine bastırırken bunun onun ölümüne neden olacağını düşünmediğini varsayarak cinayeti taksirle adam öldürme olarak tanımladı. Sonra da yargı sürecini başlattı.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

451. Sayı Temmuz 2020