Nezaket Üslubuyla Konuşmak , Osman Nuri Topbaş
Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Ä°rfan Mektebi

Osman Nuri TopbaÅŸ

Nezaket Ãœslubuyla KonuÅŸmak

  • 05 Mayıs 2018
  • 2397 Görüntülenme
  • 425. Sayı / 2018 Mayıs



Bir mü’min, konuÅŸma üslûbunu güzel ayarlamalı, ilâhî hakikatlerin bediî ve ruhani güzelliklerini sergileyen bir hikmet pınarı olmalı ve daima ruhlara nüfuz edecek tatlı bir lisan kullanmalıdır. Zira ayet-i kerimede buyrulduÄŸu üzere, gönüllere girebilmenin en kestirme yolu yumuÅŸak ve güzel bir üslûp kullanmaktır: “Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuÅŸak davrandın. EÄŸer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi…” (Âl-i Ä°mrân, 3/159)

 

“PadiÅŸahın biri, rüyasında, diÅŸlerinin önden arkaya doÄŸru döküldüÄŸünü, yemek yiyemez hâle geldiÄŸini görür. Canı sıkılan padiÅŸah, gördüÄŸü rüyanın yorumunu yaptırmak üzere derhal saray tabircilerini huzuruna çağırtır. Rüyasını anlattıktan sonra tabircibaşına:

‒Hele bir söyle, bu rüya hayır mıdır, ÅŸer midir? Neye iÅŸarettir? diye sorar. Tabircibaşı hiç düÅŸünmeden:

‒Maalesef ÅŸerdir padiÅŸahım! der. Uzun yaÅŸayacaksınız; ama ne yazık ki gözlerinizin önünde bütün yakınlarınızın birer birer ölüp sizi yapayalnız bıraktıklarını göreceksiniz.

Tabircibaşının bu yorumu, padiÅŸahın gönlünde âdeta soÄŸuk rüzgârlar estirir. Bir anlık sessizliÄŸin ardından padiÅŸah hiddetle kükrer:

‒Tez atın ÅŸunu zindana, felâket tellâlı olmak neymiÅŸ öÄŸrensin!

Muhafızlar, tabircibaşıyı yaka-paça götürüp zindana atarlar.

PadiÅŸah, bu kez huzurundaki diÄŸer bir tabirciye dönerek:

‒Sen söyle bakalım, rüyamın tabiri nedir, hayır mıdır, ÅŸer midir? der.

Tabirci sükûnet içinde bir müddet düÅŸünür, sonra birden yüzü aydınlanır ve tane tane konuÅŸmaya baÅŸlar:

‒Hayırdır padiÅŸahım, hayırdır! der. Bu rüya, bütün yakınlarınızdan uzun yaÅŸayacağınızı ve daha nice seneler ülkenizi huzur ve saadetle idare edeceÄŸinizi gösterir.”

Bu habere çok sevinen PadiÅŸah, tabirciye iki kese altın ihsan eder.

Olup biteni başından beri izleyenler ise, şaşkınlıkla tabirciye şu suali sorarlar:

‒Aslında sen de tabircibaşı da aynı ÅŸeyi söylediniz. PadiÅŸah neden onu cezalandırdı da seni mükâfatlandırdı?”

Tabirci tebessüm eder ve ÅŸöyle der:

‒Elbette aynı ÅŸeyi söyledik; fakat öyle zaman olur ki, ne söylediÄŸinden ziyade nasıl söylediÄŸin ve kime söylediÄŸin daha mühimdir.”

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

425. Sayı Mayıs 2018