Merhabalar Değerli Okurlarımız: , Ribat Dergisi Editör
Sayı : 512   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Editörden

Ribat Dergisi Editör

Merhabalar Değerli Okurlarımız:

  • 31 Temmuz 2025
  • 12 Görüntülenme
  • 512. Sayı / 2025 AÄŸustos

Seküler dünya düzeni hayatı anlam ve amacından koparıp, değersizleştirme üzerine kurulmuştur. Bu süreç, insanı Rabbiyle yapmış olduğu fıtrat sözleşmesine ihanet ettirerek insanlığını unutturup esfeli safiline indirene kadar devam edecektir. Planlı bir şekilde yürütülen değersizleştirme programı, dünyayı ıslah etmekle görevli insanı daha günahkâr ve daha hazcı bir varlık haline getiriyor. İnsan, kendi eliyle kendisini hiçbir dönemde bu kadar değersizleştirmemişti. Yaşanmakta olan bu süreç ne yazık ki sadece batı toplumlarıyla sınırlı değil. Adeta bir virüs gibi bütün toplumlara bulaşıyor. Varlığını hissettirmeden insanın fıtratını bozuyor. Çekirdekteki bozulma düşünceyi ve ameli de fesat ediyor. Düşünce ve eylemi bozulan insan, dünyaya gönderiliş amacının tam zıddı olan bir istikamete yöneliyor. Daha doğrusu istikametsiz ve yönsüz kalıyor. Nerede ve nasıl bir ahlaki çözülme- bozulma ve kokuşmaya sebep olacağı kestirilemez hale geliyor. Islah unutulup yerine ifsat hâkim oluyor. Bütün haramlar ve günahlar artık sıradan ve normalmiş gibi algılanıyor. Böylesine tehlikeli bir algı yöntemi artık İslam toplumlarında ve muhafazakâr kesimlerde dahi varlığını göstermeye başladı. Modern dünyanın Müslümanları günah ve ahlaki kokuşma karşısında duyarsız ve edilgen bir şahsiyet haline geldiler. Yüce Yaratıcının insan için çizdiği sınırların çiğnenmesinin Müslüman şahsiyetler tarafından dahi basite alınması hassasiyetlerimizin kaybolduğunun en büyük delilidir. Şunu unutmayalım ki yaşanmakta olan ahlaki bozulma ve kokuşma mutlaka bireysel ve toplumsal anlamda bizleri de etkilemiştir. Yaşanmakta olan ahlaki yozlaşmanın en önemli sebeplerinden biri de rızık kazanmada helal-haram hassasiyetimizin kaybolmasıdır.

Yüce Dinimiz İslâm, insanoğluna dünya ve ahiret saadetini kazandıracak prensiplerle dolu bir hayat nizamıdır. İslâm'da çalışma ve helal kazanç, tıpkı ilim gibi farz telakki edilmiş, kişinin kimseye muhtaç olmadan hayatını sürdürebilmesi, çoluk çocuğunun nafakasını temin etmek maksadıyla meşru yoldan çalışıp kazanması, ibadet ölçüsünde kutsal ve değerli bir davranış olarak kabul edilmiştir.

 

İslâm, kazanç elde etme konusunda önemli bir ilke olan meşruiyet prensibini esas alarak; hırsızlık, gasp, faiz, kumar, rüşvet ve şans oyunları; kamu mallarını zimmete geçirmek, her türlü yolsuzluk, hileli alışveriş, eksik tartıp ölçmek, malı fahiş fiyatla satmak, işçi ve memurun görevlerini ihmal ve terk etmesi, işverenin çalışanlara hak ettiğin ücretlerini, devlete vergisini, fakire zekatını vermeden ve kalitesiz mal üretip pahalıya satarak elde ettiği servet gibi gayri meşru kazancı yasaklamıştır.

Helal kazanç konusunda peygamberlerin hayatları da bizim için güzel bir örnektir. İnsanlara her yönüyle örnek olan peygamberlerin kendilerine birer iş, meslek ve sanat edinmeleri, bizim için ölçü olmalıdır.

İslâm dininde bir taraftan çalışmak ve kazanmak teşvik edilirken, diğer taraftan çalışmada, kazanmada, kazanılanı harcama ve değerlendirmede ölçü ve kurallar konulmuştur. Yarın kıyamet gününde malını nereden ve nasıl kazandığının, nereye, niçin ve hangi amaçlarla harcadığının hesabının sorulacağı haber verilmiştir. Onun için esas olan, her ne yol ve suretle olursa olsun para ve mal kazanmak değil, helal ve meşru yollardan kazanmak, helal ve meşru yollarda harcamak ve değerlendirmektir. Bu yüzden malı kazanmakla mükellef olduğumuz kadar, kazanılan malı korumak, değerlendirmek, israfa kaçmadan harcamak, helal dairesinden çıkmadan sarf etmek, Allah rızası için hayır hasenat ve yardımda bulunmaktan da sorumluyuz. Helal olan malın hesabı, haram olanın ise azabı olduğunu hiçbir zaman unutmayacağız.

Helal ve temiz şeyleri yemek, insanı Allah'a itaate ve şeytana uymaktan sakınmaya sevk eder. Çünkü salih ameller, helal lokmanın neticesidir. Meşru yoldan helal kazanç sağlamak bütün peygamberlerin sünnetidir.

Helal ve meşru yoldan kazanmaya çalışmak peygamberlerin yoludur, seçilmiş kulların mesleğidir. Meleklerin dua edeceği kutsiyette bir uğraştır. Bu aynı zamanda, şeytanın adımlarına uymaktan alıkoyan tabiî bir zırhtır. Şeytan haram yiyenlerin dostudur onların, yoldaşları şeytandır. Şeytan onları gaflete, günaha sevk eder, ibadetlerden uzaklaştırır.

Bu sayımızda, sizlerin huzuruna rızkımızı elde etmek için vermiş olduğumuz mücadelede helal-haram hassasiyetimizin artmasına vesile olması umut ve duasıyla "Helal-Haram Kazancın Ahlakımıza Etkileri" dosyasıyla çıkıyoruz.

Değerli yazarlarımıza, elinizde ve gönlünüzde olmamıza vesile olan makaleleri için teşekkürlerimizi arz ediyor; siz vefalı, fedakâr ve hassas okurlarımızı dergimizi baştan sona okumaya davet ediyoruz.

Eylül sayımızda buluşmak duasıyla Allah'a emanet olun.

512. Sayı Ağustos 2025