Ahlakını korumayan kimse, helale ve harama bakmaz. Haram yiyip içmekte de bir sakınca görmez. Tersini de söyleyebiliriz: Midesini haram lokma ile dolduran; ahlakını koruyamaz. Kişi, harama yöneldikçe; ahlakı bozulur. Ahlakı bozuldukça da haramlara yönelir. Kan sürülen eğeyi yalayan kedi gibi. Kanı yaladıkça dili kanar. Yaladıkça kan daha çok akmaya başlar.
Âdem'in ve eşinin tattığı meyvedir haram. Yasak ağaç; Allah'ın, kullarına yasaklayıp haram kıldığı her şeyi temsil eden bir semboldü. Gemi de Allah'ın, kullarına helal kıldığı her şeyi temsil eden bir semboldü. Vahyin somutlaşmış şeklidir gemi. Allah'ın gözetiminde vahiy projesi ile inşa edildi. Ruhu, özü, esası vahiydi. Rasulün çağrısına kulak verip gemiye koşan, vahye koşuyordu.
Arapça "hulk" kelimesinin çoğulu olan ahlak; tabiat, huy, mizaç, karakter, seciye, adet manalarına gelir. İnsanın yaratılıştan gelen bozulmamış olan fıtri özelliklerdir. İslam'a uygun doğal yaşama tarzıdır. Daha açık bir ifadeyle: İnsanın, insanca yaşamasıdır.
Ahlak; imandır, ibadettir, takvadır, ihlâstır, ihsandır. Bütün güzel fiillerdir. Ahlaklı olmak; aile içinde, komşulukta, sosyoekonomik hayatta her zaman, her yerde vahyin gölgesini üzerinde hissederek güzel düşünmek, güzel konuşmak ve güzel davranmaktır. Erdemli insan olmaktır.
Ahlak; Hakk'a teslimiyettir. Hayatı vahye programlamaktır. Vahiy ile olgunlaşmaktır. Ahlakı (yaşama tarzı), Kur'an'dan ibaret olan Resulullah'ı örnek alıp emrolunduğu şekilde dosdoğru olmaktır. (Bkz. S. Müslim, 1/512 "Salat'il Müsafirin" 18 139; Ebu Davud, "Babu Salatu'l Leyl"; M. Ali Es-Sâbûnî, Muhtasar Tefsir-i İbni Kesir, H. 1402 M. 1981 (Beyrut): 2/558) Müslüman oluşunun hakkın vermektir.
Kişinin, kendisine karşı, ailesine karşı, akraba, ahbap ve dostlarına karşı, bütün Müslümanlara ve bütün yeryüzü insanlığına karşı ahlaki görevleri var.
Dahası; hayvana, bitkiye, havaya, suya, bütün doğaya, kâinata karşı bile ahlaki sorumluluklarımız var. Ama bütün bunların tamamını kuşatan ahlaki görevimiz; Yaratan'a karşı olan ahlaki görevdir. Kişi, Allah'a karşı sorumluluğunun bilincinde olursa; O'nun yarattıklarının haklarına da hassasiyet gösterir. Allah'a karşı saygısı olmayanın, O'nun yarattıklarına karşı da saygısı olmaz.
Yeryüzüne kirlenmemiş bir ruhla ayak basan insanoğlu, hem kötülük yapmaya ve hem de iyilik yapmağa müsait yetenekle yaratılmıştır. Sınavın gereği bu.
Zamanla ahlak yara alabiliyor, fıtrat bozulabiliyor. İşte Rabbimiz, bozulan ahlakı -vahiyle- tekrar onarmaları, tamamlamaları, fıtrata dönüşü sağlamaları için elçiler gönderdi. Bu nedenle son nebi: "Ben, güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim." (İmam Malik, Muvatta "Husnu'l Hulk", 8, 4/255; Zerkani, Şerhi Muvatta (Mısır): 4/92; Kenzul Ummal: 2/5) buyuruyor.
Bu bağlamda Kur'an; güzel ahlakı öğütleyen, fıtrata dönüş yolunu gösteren en güvenilir rehberdir. Ahlak eğitiminin temel ders kitabıdır. Kur'an'ın her ayeti, uyulması istenen ahlaki bir ilkedir.
Güzel ahlak; vahye uygun yaşamaktır. Fertler ve toplumlar, hayatlarında ne kadar ayeti yaşarlarsa; ahlakları da o derece güzel olur. İnsanlığın yüz akı kâmil (olgun) ve erdemli insanları, vahiyden başka hangi din, düşünce, felsefe ve ideoloji inşa edebilmiştir! Bu nedenle yüce önderimiz (sav): "Beni Rabbim eğitti / terbiye etti ve ne güzel terbiye etti!" (Suyuti, Câmiu's Sağir 1-11; Acluni, Keşfu'l Hafa 1/70) buyuruyor
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız