Sayı : 511   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Editörden

Ribat Dergisi Editör

Merhabalar Değerli Okurlarımız:

  • 30 Haziran 2025
  • 8 Görüntülenme
  • 511. Sayı / 2025 Temmuz

Ubudiyet, "abd" kelimesinden gelmektedir. Abd ise sözlükte, "kul, Allah'ın yarattığı her şey, mahluk" demektir. Dinî terim olarak ubudiyet, "Allah'ın rızasını elde edebilmek için emirlerini içtenlikle yerine getirip yasaklarından kaçınmak" demektir. Bu da Allah'ın rızasını kazanmak için koyduğu sınırları korumakla mümkündür. Aynı şekilde her türlü söz ve davranışlarımızda ona karşı sevgi ve saygıyla bağlılığımızı göstermek ubudiyetin gereklerindendir. Ubudiyet, ibadetten daha geneldir. İbadet belirli bir zaman ve mekânda yapılırken kulluk her zaman ve mekânda olmalıdır. Ubudiyetin gereği olarak kul, Allah'a itaat etmeli, isyanı terk etmelidir. Ona tam bir bağlılıkla boyun eğmelidir. Kulluk bilincine sahip olan ve bu dünyada misafir olduğunun farkında olan kimse, kulluk görevini seve seve yerine getirir. Ubudiyet denilince akla gelen ilk husus, farz ibadetlerdir. Yani Allah Teala'nın bizlere emrettiği bir kısmı mali bir kısmı da bedenî olan namaz, oruç, zekât, hac gibi ibadetlerdir. Kişi Allah'a olan bağlılığını öncelikle farz olan ibadetleri yerine getirmekle göstermelidir. Allah'a yakın olmanın Allah katında en makbul yolu, Allah'ın emrettiği farzları yerine getirmektir. Bir hadisi şerifte "...Kulum kendisine farz kıldığım şeylerden, bence daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık kazanamaz. Kulum bana (farzlara ilaveten işlediği) nafile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de (adeta) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne isterse onu mutlaka veririm, bana sığınırsa onu korurum." (Buhari, "Rikak", 38) buyrularak farzların önemi vurgulanmıştır. Yine bu hadisi şerifte farzlar ile başlayan kulluğun nafile ibadetlerle devam ettirilmesi ile Allah'ın sevgisini kazanmada büyük mesafelerin katedileceğine vurgu yapılmaktadır. Bu bakımdan mesela bir namazda sünnetlere de sarılmak, ayrıca duhâ, evvâbîn ve teheccüd namazları kılmak kullukta zirveleşmek demektir. Bu bütün ibadetler için böyledir.

Muhabbet, kişinin hoşlandığı şeye karşı duyduğu sevgidir. Bu manada sevgiye en layık olan Allah'tır. Allah "el-Vedûd" yani çok seven ve çok sevilendir. O kullarını karşılıksız sever. Bu sevgi sonsuz bir sevgidir. Böyle bir sevgi karşısında bizler, Allah'a muhabbet duyarız. İnsan kendisine bir iyilik yapana karşı sevgi besler. Hâlbuki Allah insana her an iyilik yapmakta, ihsan etmektedir. İnsan güzel olan şeyleri sever. Hâlbuki o sevdiği güzellikleri yaratan Allah olup güzelliği sonsuzdur. O hâlde asıl sevgi Allah'a karşı duyulan sevgidir. Kişinin Allah sevgisinin göstergesi O'na ve Rasul'üne (sav) itaat etmesi ile doğrudan ilişkilidir. Bu durum Kur'an'da şu şekilde ifade edilmiştir: "Ey Rasulüm, de ki: Ey insanlar, eğer Allah'ı seviyorsanız, gelin bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah gafurdur, rahimdir! (çok affedicidir, engin merhamet ve ihsan sahibidir)." (Al-i İmrân, 3/31) Buna göre Allah'ı sevmek, onun Peygamber'ini sevmekle başlar. O hâlde Allah'ın emirlerine uymak, yasakladıklarından da kaçınmak sureti ile ona itaat edilmelidir. Allah rasulunün sünnetine ittiba etmeli onun getirdiklerine iman edilmelidir ki Allah da bizi sevsin.

Allah (cc) ile bizim aramızdaki karşılıklı sevgiyi "...Allah onları, onlar da Allah'ı severler..." (Mâide, 5/54) ayeti anlatmaktadır. Allah sevgisi o kadar önemlidir ki Peygamber Efendimiz (sav), Allah sevgisinin imanın gereği olduğunu söylemiştir. Yüce Allah kendisini sevenlerin özelliğini şöyle açıklamıştır: "...Müminlerin Allah'a olan muhabbetleri ise her şeyden daha ileri ve daha kuvvetlidir..." (Bakara, 2/165) Bu ayette, insanın çeşitli sevgileri olacağını, ancak bunlar içinde Allah sevgisinde ilerleyerek bu sevgiyi en üst seviyeye çıkarması gerektiği belirtilmiştir.

Teslimiyet boyun eğmek, itirazsız bir şekilde kabul etmek demektir. İslam ve selam da aynı köktendir. Terim olarak teslimiyet, kişinin kendisini bilerek ve içtenlikle Allah'ın iradesine teslim etmesidir. Bu da sevgiye dayalı bir itaattir. Müslüman Allah'a teslim olan kimse demektir. Teslimiyet, Allah'ın (cc) hükümlerine gönül rızası ile baş eğmektir. Allah'a dayanıp güvenmek anlamına gelen tevekkül de teslimiyetin en önemli şartlarından biridir.

Allah'a teslimiyet, sağlam bir tevhid inancı ile mümkündür. Bütün güç ve kudretin Allah'a ait olduğuna inanan, onun izni olmadan hiçbir şeyin fayda veya zarar veremeyeceğini bilen, her şeyin Allah'a muhtaç olduğunu anlayan kimse, Allah'a tam olarak teslim olur. Onun için Allah'ın emirleri önemlidir. O Rabb'ine sonsuz bir güven içindedir. Çünkü Allah onu görmekte, yaşatmakta ve korumaktadır. Teslimiyet duygusuna sahip olan kimse her şeyi bilen Allah'ın, kendisi için en iyi olanı seçeceğinden emindir.

Bu sayımızda, sizlerin huzuruna muhabbet ile Rabbimize kulluk yapmamıza vesile olması umut ve duasıyla "Muhabbet-İbadet ve Ubudiyet" dosyasıyla çıkıyoruz.

Elinizde ve gönlünüzde olmamıza vesile olan makaleleri için değerli yazarlarımıza teşekkürlerimizi arz ediyor; siz vefalı ve fedakâr okurlarımızı dergimizi muhabbet ile okumaya davet ediyoruz.

Ağustos sayımızda buluşmak duasıyla.

511. Sayı Temmuz 2025