Boşama, yetkili kişi veya kurumun kesin kararı ve bu kararın yoruma yer bırakmayacak şekilde açık sözlerle ifade edilmesiyle olur. Türkçede geniş zaman için kullanılan "Boşarım" sözü bu nitelikte olmayıp boşama tehdidi anlamına gelir. Dolayısıyla bu sözle boşama meydana gelmez.
İslâm'da boşama yetkisi prensip olarak kocaya verilmiştir. Boşama yetkisini elinde bulunduran kocanın, bu yetkisini, nikâh akdi sırasında veya evlilik süresi içinde karısına veya bir başkasına devretmesi mümkündür. Buna "tefvîz-i talâk" denir. Tefvîz, nikâh akdi esnasında yapılabileceği gibi evliliğin devam ettiği bir zamanda da yapılabilir.
1- Düğünde eğlenmenin hükmü nedir?
İslâm dini, gerek inanç ve ibadet esasları, gerekse sosyal hayat ve ahlâk ilkeleri itibarıyla, fert ve toplum olarak insanın yaratılışına uygundur. Fıtrat dini olan İslâm'ın, insanın fıtrat gereği olan ihtiyaç ve arzularının karşılanmasına önem vereceği açıktır. Bu itibarla, insanın maddî/bedensel ihtiyaç ve isteklerinin karşılanmasını mübah gördüğü gibi ruhi-manevî, bedîî- estetik ihtiyaç ve arzularının karşılanmasını da aynı şekilde mübah görmüştür.
Burada düğünlerde müzikli eğlence yapmanın sakıncalı olup olmadığı akla gelmektedir. Kur'an ve sünnette müzik dinlemenin haram olduğunu ve müzik dinleyenlerin günahkâr olacağını ispata yetecek yeterli açık delil bulunmadığı görülmektedir. Nitekim Rasûlullah?(sav), nikâhın duyurulması için def çalınmasını öğütlemiştir. (Bkz.Tirmizî, "Nikâh", 6 [1089]; İbn Mâce, "Nikâh", 20 [1895]) Yine bir bayram günü Hz. Âişe'nin yanında def çalıp türkü söyleyen iki kız çocuğunu yadırgayanları "Bırakın bugün bayramdır." (Buhârî, "Îdeyn", 25 [987]; Müslim, "Salâtü'l-?îdeyn", 17 [892]) diyerek uyarmıştır.
Hz. Âişe?(ra) anlatıyor: "Benim yanımda iki kız çocuğu, Buas savaşı ile ilgili hamâsî ezgiler söylerken Rsûlullah?(sav) çıkageldi. Gidip yatağın üzerine yan üstü uzandı ve yüzünü de aksi istikamete çevirdi, derken babam Ebû Bekir?(ra) içeri girdi. Beni azarladı ve Rasûlullah'ın hane-i saadetlerinde şeytan çalgısı ha! dedi. Bunun üzerine Rasûlullah?(sav), ona yönelip, bırak onları (söylesinler!), buyurdu. Onlar sohbete dalıp, bizden dikkatlerini çekince, ben çocuklara göz işareti yaptım, kalkıp gittiler." (Buhârî, "Îdeyn", 2 [949]; Müslim, "Salâtü'l-?îdeyn", 19 [892]) Diğer bir rivayette Hz. Âişe?(ra) der ki: "Bir bayram günüydü. Habeşliler, mescitte kılıç-kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Rasûlullah'tan?talep etmiştim yoksa o mu dedi, bilemiyorum;
- Seyretmek ister misin? Buyurdular. Ben de;
- Tabii! Dedim. Kalktı, beni arkasına aldı, yanağım yanağına yakın hâlde durduk.
- Ey Erfideoğulları göreyim sizi (oynayın)! diyordu. Ben usanıncaya kadar böyle devam ettik. (Usandığımı fark edince),
- Yeter mi? buyurdular. Ben,
- Evet! Dedim. Bunun üzerine;
- Öyleyse git! dediler." (Buhârî, "Îdeyn", 2 [950]; Müslim, "Salâtü'l-?îdeyn", 19 [892])
Âmir b. Sa'd?(ra)anlatıyor: "Bir düğün sırasında Karaza İbn Ka'b ve Ebû Mes'ûd el-Ensâri'nin yanına girdim, bazı kız çocukları şarkı söylüyorlardı. Ben dayanamayıp, sizler, Rasûlullah'ın? Bedir ashabından olun da yanınızda şu iş yapılsın, olacak şey değil! dedim. Bunun üzerine onlar, otur, dilersen bizimle dinle, dilersen git, bize düğünde eğlenme ruhsatı verildi! dediler." (Nesâî, "Nikâh", 80 [3383])
Bütün bunları göz önünde bulunduran âlimler, düğünlerde ve bayramlarda insanların haram sözler söylemeden ve haram işler işlemeden def çalıp, türkü söyleyip oynayabileceklerini ve eğlenebileceklerini söylemişlerdir. (Bkz. Kettânî, et-Terâtîbü'l-idâriyye, 2/79-80) Ancak haram olan bir şeyi tasvir etmek, haramları güzel göstermek, cinsel duyguları tahrik etmek ve mahremiyet kurallarına riayet etmemek gibi davranışlar câiz değildir.
2- Boşama yetkisinin eşe veya başkasına devredilmesi mümkün müdür?
İslâm'da boşama yetkisi prensip olarak kocaya verilmiştir. Boşama yetkisini elinde bulunduran kocanın, bu yetkisini, nikâh akdi sırasında veya evlilik süresi içinde karısına veya bir başkasına devretmesi mümkündür. Buna "tefvîz-i talâk" denir. Tefvîz, nikâh akdi esnasında yapılabileceği gibi evliliğin devam ettiği bir zamanda da yapılabilir. Nikâh akdi esnasında tefvîz yapılacaksa bu, kadının o sırada bu hakka kendisinin de sahip olmasını şart koşmasıyla olur. Kadın bu hakka nikâh kıyılırken mesela "boşama yetkisi elimde bulunup, dilediğim zaman kendimi boşayabilme şartıyla evleniyorum" demesi ve erkeğin de bunu kabul etmesiyle sahip olur. Bu şekliyle boşama yetkisini alan kadın dilediği zaman boşanabilir. (Bkz.el-Fetâva'l-Hindiyye, 1/387-390; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, 3/242, 314-324, 329)
Tefvîz-i talâk, evlilik devam ederken de olabilir. Erkek, eşine, "Sen muhayyersin. Beni veya boşanmayı tercih edebilirsin. İstersen kendini boşayabilirsin, evliliğe devam konusunda karar senin" gibi sözler ile boşama hakkını verebilir. Kadın bu tür sözlerle kendisine verilen boşama yetkisini aynı mecliste kullanmazsa hakkını kaybeder. Ancak boşama yetkisi "kendini her ne zaman istersen boşayabilirsin" gibi umumi bir ifade ile verilirse, kadın bu hakkı sözün söylendiği meclisle sınırlı olmadan istediği zaman kullanabilir. (Bkz.İbnü'l-Hümâm, Fethü'l-kadîr, 4/76-79) Kadın, ister nikâh esnasında isterse evlilik devam ederken elde ettiği boşanma yetkisini kullanmak zorunda değildir. Kadın kocasının verdiği bu yetkiyi baştan kabul etmeyeceği gibi sonradan kendi rızasıyla da iade edebilir. Bu yetkiyi kocasına iade eden kadın tefvîz yoluyla elde etmiş olduğu boşanma hakkını yitirmiş olur. (Bkz.Bilmen, Kâmus, 2/259)
3- Boşanma esnasında şâhit bulundurmak gerekir mi?
Kur'an-ı Kerîm'de, "Boşanan kadınlar iddetlerinin sonuna varınca, onları güzelce tutun yahut onlardan güzelce ayrılın. İçinizden iki âdil kimseyi şahit tutun. Şahitliği Allah için dosdoğru yapın. İşte bununla Allah'a ve ahiret gününe inanan kimselere öğüt verilmektedir. Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu açar." (Talâk, 65/2) buyrulmaktadır.
Bu ayetteki şahit tutma emrinin boşamaya mı yoksa ric?î talâkla boşadıktan sonra dönmeye mi yönelik olduğu konusunda farklı görüşler vardır. Hanefîler'e göre her ikisinde de şahit bulundurmak menduptur. Dolayısıyla boşama esnasında şahit tutma, boşama işleminin geçerlilik şartı değildir. Bununla birlikte fakihler bu buyruğun, hakların zayi olmaması ve ihtilafların önlenmesi gibi amaçlar taşıdığı noktasında birleşmektedirler.
4- "Boşarım" demekle boşanma meydana gelir mi?
Boşama, yetkili kişi veya kurumun kesin kararı ve bu kararın yoruma yer bırakmayacak şekilde açık sözlerle ifade edilmesiyle olur
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız