Filistin ve Gazze'de yaşananlar, iman üzere bir araya gelenleri bir arada tutan iman kardeşliği ve cemaat bağının kopmasının, ümmet bütünlüğünün kaybedilmesinin, izzeti Allah'ın verdiği Müslüman kimliğinde değil de soy üstünlüğünde veya benzeri birtakım mensubiyetlerde aramaktan dolayı parçalanmanın büyük kitleleri ne derece zayıflattığı ve acze düşürdüğü gerçeğini de çok açık bir şekilde gösterdi.
Eğer ki bugün dünya Müslümanları gerçekten cemaat kimliğine sahip olsaydı baskın bir güç birliği sağlayabilirlerdi. İçlerindeki farklı yapılanmalar ve oluşumlar hiçbir sorun oluşturmaz, sadece çeşitlilik arz ederdi. Ama bunun için temel prensiplerde ittifak ettikten sonra ayrıntılarda ihtilaf ettiğimiz konularda birbirimizi mazur görebilmeliyiz.
Sözün başında şunu ifade edelim ki Filistin sadece Gazze'den ibaret değildir. Siyonist işgal zulmü de sadece Gazze'ye yönelik değildir. Siyonist işgalden kaynaklanan zulüm tüm Filistin topraklarını kapsadığı gibi bu toprakların da çok dışına taşmış durumdadır. O yüzden ne yazık ki genelde insanlık özelde İslâm âlemi siyonist zulmü ve vahşeti sadece belli sınırların içine kapatmaktan bile aciz kalmış olmanın mahcubiyetiyle karşı karşıyadır. Ama bu acziyetin önemli bir sebebi de siyonist zulmü ve vahşeti sürdürenlerin sadece işgal edilmiş topraklarda gayri meşru tahakkümünü sürdüren küçük bir kadrodan ibaret olmamasıdır. Bu itibarla Filistin topraklarında ve özel anlamda iki yıla yakın bir süredir soykırım savaşının sürdürüldüğü Gazze'de sadece bu bölgenin ahalisi değil bütün insanlık imtihan vermektedir. Bu imtihan aynı zamanda belki çağımızın en zorlu ve en sıkıntılı imtihanıdır. Ama bu imtihanda en azından geçer puan alabilmek için herkes ne yaptığına ve ne yapabileceğine bakmak, durumunu değerlendirmek zorundadır. Zira çağın zorlu imtihanında kaybetmek mahşerde büyük hesabın görüleceği ve herkesin yerinin belirleneceği günde de büyük kayıp yaşamaya neden olabilir.
İkinci olarak şunu özellikle vurgulayalım ki Filistin topraklarında ve tabii bu arada Gazze'de zulüm, siyonistlerin Aksa Tufanı operasyonunu bahane ederek 7 Ekim 2023 tarihinde soykırım savaşı başlatmasıyla başlamadı. Ondan önce de vardı ve kesintisiz bir şekilde devam ediyordu. Zaten Filistin direnişinin siyonist zulme karşı bir kalkışma gerçekleştirmesinin sebebi de zulmün gittikçe şiddetlenerek ve dozunu artırarak devam etmesiydi. Bugün Gazze'de ortaya çıkan durumun sebebi sadece, 7 Ekim 2023'te başlatılan soykırım savaşı değil siyonist işgalden ve vahşetten kaynaklanan zulmün zamanında iyi teşhis edilememesi ve önüne geçilmesi için gereken duyarlılığın gösterilmemesidir. Bu konuda İslami camianın da kusuru ve hatası olduğunu kabul etmek durumundayız. Siyonist tehdidin İslâm âlemi ve halkları açısından en tehlikeli tehdit olduğu gerçeği üzerinde yeterince durulmadı; dolayısıyla gereği gibi üzerine gidilmedi.
Üçüncü olarak da bugün Filistin'de ve özel anlamda Gazze'de ortaya çıkan durum sadece bu bölgede yaşayanların değil genel olarak tüm insanlığın içinde bulunduğu, karşı karşıya olduğu gerçeği gözler önüne sermektedir. En başta, İsa (as)'ın ilahi mesajının değil, paganist Roma İmparatorluğu'nun düşünce yapısı üzerine inşa edilen Batı medeniyetinin gerçek kimliğini Gazze'de ve Filistin'de tanıdık. Yıllardan beri insan haklarının bekçiliğini yaptığı iddiasında bulunan, bu iddiasına dayalı olarak bütün dünyaya şekil vermeye çalışan, uluslararası hukukunun olduğunu ileri süren ve bu iddiasına dayanarak dünya üzerindeki emperyalist tahakkümünü kendince hukuk temeline oturttuğunu zanneden Batı medeniyetinin insanlıktan, insan haklarından ve hukuktan ne anladığını da Gazze'de ve Filistin topraklarında çok açık bir şekilde gördük.
Yüce Allah'ın vahiyle bildirdiği ilahi mesaja muhatap olduktan sonra bu mesajı kendi heva ve heveslerine göre şekillendiren bir topluluğun mensuplarının, Allah'ın dininden uzaklaştıktan, O'nun yolundan çıktıktan sonra ne kadar azgınlaşabildiklerini, üstelik bu azgınlıklarını yine Allah'tan gelen ilahi mesajları kafalarına göre çarpıtarak yaptıkları yorumlara ve bu yorumlara göre oluşturdukları prensiplere dayandırdıklarını Yahudi toplumu özelinde gördük
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız