Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Eğitim

Sema Maraşlı

Aşk Acısına Çare Olarak

  • 04 Mart 2020
  • 1393 Görüntülenme
  • 447. Sayı / 2020 Mart
Yazıyı Dinle
0:00
0:00
Yazarın Diğer Yazıları
Sema Maraşlı
Tüm Yazı Arşivi



Öncelikle şunu bilelim ki bedenimiz akılsız bir et parçası değil. Sanki düşünceler ve duygular beyinde gerçekleşiyor da vücudun diğer bölümleri sadece hayatta kalmamız için fiziksel işlemler yapıyor gibi genel bir algı var, oysa her organ ayrı bir hücre yapısından oluşuyor. Hücrelerimiz canlı ve akıllı. Her organın hafızası var. Bu yüzden bütün vücut organlarını korumak, sevmek (onlarla konuşabilirsiniz) ve onlara teşekkür, Yaradan’a şükretmek gerekiyor.

 

Şeytanı rahmetten kovduran kibir, gönlümüzün kapılarını rahmete kapatmamıza sebep oluyor. Oysa imtihan dünyası, her şeyi yaşayabiliriz. Başkalarının başına gelen bizim de başımıza gelebilir, onlardan bir üstünlüğümüz yok. Ayrıca başımıza gelen şeylerin pek çoğunda kendi hatalarımız söz konusu fakat Rabbimizin rahmeti o kadar geniş ki hatalarımızı affediyor hatta şer gibi görünen durumları hayra çeviriyor.

 

Genç okurlarımdan aşk acısı üzerine pek çok e-posta geliyor. Genellikle okul ortamında birini sevmişler, evlenmek nasip olmamış, engeller çıkmış, bazıları hiç söyleyememişler, onlar da o kişiyi unutamadıkları için yüzleri gülmez, hayattan zevk alamaz olmuşlar. O kişiyi düşünmekten kendilerini alamıyorlar. Unutmak ve kendilerine gelmek için ne tavsiye edeceğimi soruyorlar.

Uzun süren üzüntüler zihin sağlığını bozuyor. “Akıl bir incir çekirdeğinde zıpladı mı geri dönmesi zor.” demiş atalarımız. Aşk acısı yüzünden aklını bile kaybedenler olur. Öncelikle hiçbir şeye çok üzülmemek lazım. Tabii bunu söylemek kolay, yapmak o kadar kolay değil diyeceksiniz. Haklısınız. Zira insan bazen bir şeye bozuk plak gibi takılır ne yapsa da o konuyu kafasından atmakta zorlanır. Fakat çaresiz dert yok.

 

Aşk acısını ve üzüntüyü atmak ve unutmayı kolaylaştırmak için bir reçete vereceğim (evet böyle bir şey var) bu yöntem sadece aşk acısı için değil, aynı zamanda öfkesini atamayan ve affedemeyenler için de iyi bir yol.

Öncelikle şunu bilelim ki bedenimiz akılsız bir et parçası değil. Sanki düşünceler ve duygular beyinde gerçekleşiyor da vücudun diğer bölümleri sadece hayatta kalmamız için fiziksel işlemler yapıyor gibi genel bir algı var, oysa her organ ayrı bir hücre yapısından oluşuyor. Hücrelerimiz canlı ve akıllı. Her organın hafızası var. Bu yüzden bütün vücut organlarını korumak, sevmek (onlarla konuşabilirsiniz) ve onlara teşekkür, Yaradan’a şükretmek gerekiyor.

Yoğun duygular yaşandığında onlar da etkileniyorlar. O organın vücutta yaptığı işe karşılık gelen duygu o organı etkileniyor.

Sevgi duygusu ve sevdiği ile ilgili problemler ya da üzüntüler ve kayıplar, kalbin civarını etkiler.

Vücudumuzda duygusal merkez; sadr, göğüs, bağır, döş, eskilerin “iman tahtası” dedikleri bölümdür. Kalbin çevresi. Sevinçleri üzüntüleri sıkıntıları bu bölge kaydediyor. Göğsün ortasında da timüs bezi var, titreştiğinde mutluluk hormonu salgılıyor, bağışıklık sisteminiz kuvvetleniyor.

Bu kısa bilgilerden sonra,

Sıkıntılardan, acılardan kurtulmak için,

İlk adım tabii ki: Dua

İnşirah (Elemneşrahleke) suresini çokça okuyun.

“(Resûlüm!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi? (Kalbine dayanıklılık ve ferahlık vermek ve hikmetle doldurmak için) Sırtına ağır gelmiş (belini bükmüş) olan yükünü senden indirip hafifletmedik mi? Senin namını da (dünya ve ahirette) yükseltmedik mi?” (İnşirah, 94/1-4) diye başlıyor sure.

Ayet-i kerimede sıkıntılarının göğüste biriktiğini ve bazı sorumlulukların insanın sırtına ağır geldiğini, beli büktüğünü Rabbimiz bize açıklıyor. Ayetlerin devamında da her zorlukla birlikte kolaylığın yaratıldığını hatta bir zorluğa karşı iki kolaylık yaratıldığını bildiriyor Rabbimiz.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

447. Sayı Mart 2020