Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Editörden

Ribat Dergisi Editör

Değerli Okuyucularımız

  • 09 Haziran 2022
  • 494 Görüntülenme
  • 474. Sayı / 2022 Haziran

Allah’ın Kutlu elçileri peygamberler, insanlığın dünya serüvenindeki yol göstericilerdir. Onların her biri adeta bir kutup yıldızı gibi bize “sırat-ı müstakimi” işaret eder, hayatımıza istikamet ve istikrar kazandırır. Bakabilen ve görebilen her göz, onların hayatlarından kendi hayatına ibretler çıkarır. Kur’an’daki her bir Kutlu Elçi bizim hayatımızın bir problemine çözüm üretir, çıkış yolu gösterir. Çünkü onlar, zamana ve zemine silinmez izler bırakarak yaşamışlardır. Takip etmesini bilenler, o izleri okurlar ve Sırat-ı Müstakim’i bulurlar. Bazen Âdem’in izini sürersiniz, günahınızın tövbesini nasıl yapacağınızı öğrenmek için. Ve Âdem’den “adam” olmayı öğrenirsiniz. Gün gelir denizi olmayan sahilde gemi yaparsınız, kınamacıların kınamasına aldırmadan. Gök suyunu boşalttığında ve yer suyunu fışkırttığında binersiniz Nuh’un gemisine. Ama diyemezsiniz, ben Nuh’dan daha çok sel gördüm diye. Belki evladınızla aranıza dalgalar girer. Nuh’dan öğrenirsiniz nasıl mücadele edeceğinizi. Ve toprağa yeniden hayatın tohumunu atarsınız, her şeye yeniden başlamak için. Gün gelir ateşe atılırsınız ama İbrahim, ateşin gül bahçesi olduğunu öğretir size. En çok sevdiğiniz şeyi nasıl kurban edeceğinizi öğrendiğiniz gün, Kalbinizin Kabesini yaparsınız, kendi öz ellerinizle. İsmail olursunuz; “Rabbim sana neyi emrettiyse onu yap, umulur ki beni sabredenlerden bulacaksın” (Saffat, 37/102) dersiniz, sizi kurban etmek isteyen öz babanıza. Musa olursunuz, sizi koruyup, büyütür öz düşmanlarınız. Asanızla önünüzde deniz gibi problemleri nasıl aşacağınızı öğrenirsiniz. Arkanıza bakmadan umuda yürürsünüz bütün bir teslimiyetle. Yakup olur, Yusuf’u yitirirsiniz ama umudunuzu hiç kaybetmezsiniz, size bunadı diyenler olsa bile. Gözyaşlarınız kurusa da kalbiniz hiç unutmaz o en sevdiğinizi. Ve Yakup size, o acıya nasıl dayanacağınızı öğretir. Yusuf olursunuz, kardeşleriniz sizi kuyuya atar. Ama sizin bedeniniz kuyuda, aklınız ise dışarıdadır. Sizi kuyuya atanların aklı ise kuyuda kalır bir ömür. Öğrenirsiniz Yusuf’tan kuyudan ve zindandan çıkışın yolunu. Yunus olur, izinsiz gidersiniz, balığın karnında karanlığa mahkûm olursunuz. Ve o size öğretir aydınlığa nasıl çıkacağınızı. Süleyman olur, sultan olursunuz ondan da öğrenirsiniz her hayrın kimden geldiğini. Eyyüb olursunuz, sağlığın ve zenginliğin ardından gelen hastalığa ve yokluğa nasıl sabredeceğinizi öğrenirsiniz. Davut olur, seccadenizi ıslatır gözyaşlarınız ve secde de erersiniz miraç muradına. İsa olursunuz, en yakın dostlarınız ihanet eder size. Ama ihanetin bedelini siz değil, size ihanet edenler öder, beklemesini bilirseniz. Nefesiniz hayat verir, yaşadığını zanneden ölülere.

Ve Âlemlere Rahmet olan elçi, öğretir size bütün bu silinmez izleri nasıl izleyeceğinizi. Ondan öğrenirsiniz, Kur’an’ın nasıl ete kemiğe büründüğünü. Ondan öğrenirsiniz istikamet üzere istikrarla gül kokan bir hayatı nasıl yaşayacağınızı.

Kıymetli okurlarımız; yaşadıkları coğrafyalar farklı olmasına rağmen modern dünyanın Müslümanlarının tamamı istikamet ve istikrarımızı koruyamamaktan şikâyetçi. İçinde yaşamış olduğumuz sokağa, mahalleye, şehre baktığımızda her birimiz, her gelen günün istikamet ve istikrarımızdan bir şeyleri alıp götürdüğüne şahit oluyoruz. İbadetlerimiz ahlaka dönüşmediği için insanlık kumaşımızın kalitesi sürekli düşüyor. Kokuşmaya başlayan sosyal hayat istesek de istemesek de bizi de etkiliyor. Farkına varmaksızın hassasiyetlerimizi kaybediyoruz. Allah’ın koyduğu sınırların dışında olduğu için anormal olan birçok şeyi normal gibi kabullenmeye başladık. Bu tehlikeli süreci hiç fark etmeksizin yaşayanlarımız olduğu gibi, durumun farkında olan ama neyi nasıl yapacağını bilemeyenlerimiz de var.

Yaşamış olduğumuz, istikamet ve istikrarımızı koruyamama probleminin çözüm yolu için Kur’an’a başvurduğumuzda; özelde kıssası bizlere aktırılan bütün peygamberlerimizin genel de ise bütün bir Kur’an’ın günde en az kırk defa Rabbimizden istediğimiz “Bizi doğru yola ilet” (Fatiha, 1/6) duasının adeta bir cevabı olarak bizlere istikamet ve istikrar kazandırmak için nazil olduğuna şahit oluyoruz. Bu sayımızda siz değerli okurlarımızın huzuruna “Hayatın Tamamında İstikamet ve İstikrar” dosyasıyla çıkıyoruz.

Makaleleri ile elinizde ve gönlünüzde olmamıza vesile olan değerli yazarlarımıza en kalbi teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Siz vefalı ve fedakâr okurlarımızı, Rabbimizin rızasını kazanmak için istikamet üzere ve istikrarlı bir kul olabilmemize vesile olması duasıyla dergimizi baştan sona okumaya davet ediyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

474. Sayı Haziran 2022