Sayı : 495   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İktibas

Yusuf Kaplan

Gün'ü Kujrtarmak mı, Geleceği "Kurmak" mı ? Ya da Zamanları Aşan Bir Zaman İdraki

  • 09 Haziran 2022
  • 348 Görüntülenme
  • 474. Sayı / 2022 Haziran



Zamanları aşan bir zaman idrakine ihtiyacımız var. Beşerî zamanları ve mekânları aşarak ve Melekûtî âlemden süt emerek inşa edilen ilâhî şiarlarla donanmış, kuşanmış kabına sığmayan Müslüman Zihin’in (Mekke süreci’nde) yeşerttiği, ete kemiğe büründürdüğü Zemin’leri (Medine süreci’nde) döşeye döşeye varolan, varoluşa gelen, fikir ve oluş çilesini bütün zamanlara ve mekânlara yayabilen, yer’le gök, kök’le gök arasında sarsılmaz irtibatlar, leziz bağlar kurabilen derûnî bir zaman tasavvuruna ihtiyacımız var yani.

 

 

En az iki asırdır, vaziyeti idare etmekle meşgulüz, idare’ye vaziyet etmekten uzağız. Hem de çok uzağız. Gün’ü kurtarmak için çırpınıp duruyoruz yalnızca. Bilmiyoruz ki, biz gün’ü kurtarmak için çırpınıp durdukça, geleceği kaybediyoruz, batıyoruz, yok olmanın eşiğine sürükleniyoruz…

Çok mu “sert” oldu bu giriş yazıya?

İyi de, vaziyet çok sert, çok tedirgin edici, öyle değil mi: Gün’ü kurtaralım derken, geleceği kaçırıyoruz. Gün’ü kurtarma savaşı verdikçe, geleceği kaybediyoruz, kendi ellerimizle yok ediyoruz geleceği/mizi.

Gelecek tasavvuru geliştiremezseniz, geçmişinizi de koruyamazsınız, bugününüzü de kaybedersiniz. Dün’ün yaşaması, geleceğe uzanacak bir ufuk sunmasına bağlı. Bugün’ün sadece bugünden ibaret olmaması ise, geçmişle gelecek arasında uzanmasına, uzanabilmesine.

Geçmiş’siz bugün, geçmiştir, yaşanmamış demektir. Geleceksiz dün, ölüdür.

Geleceği yitirirseniz, dün de, bugün de yersiz-yurtsuzlaşır, anlamını yitirir. Anlamsız hayat, insanı bitirir.

Gelecek gelecekse, ontolojik olarak bugün geleceğe uzanıyorsa, geleceği soluyabiliyorsa, geçmiş’i yitirmediği içindir, geçmiş fikri’ni diri tuttuğu için gelecektir gelecek; geçmiş’i bitirmediği, geçmiş’ten geleceğe köprü olacak muhkem ve sarsılmaz bir yerde durduğu içindir; sabitelerini özene bezene koruduğu içindir; değişkenlerin gün’ü kurtarmaya çağıran ayartılarına yenik düşmediği için.

Geleceğe uzanan, geleceği kucaklayan kapsamlı ve uzun soluklu bir zaman idraki, bizi gün’ü kurtarma gafletine düşmekten kurtarabilir. Başka bir ifadeyle, ne kadar derin nefes alabilirsek, o kadar derin nefes üfleyebiliriz. Ne kadar derin nefes alabilirsek, bugün’den geleceğe o kadar muhkem köprü kurabilir, geleceğe o kadar emin adımlarla yol alabiliriz.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

474. Sayı Haziran 2022