Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Uzman Gözüyle

Mehmet Emin Karabacak

Teknoloji Neslinin Dünyasını ve Dilini Anlayabilmek

  • 09 Haziran 2022
  • 416 Görüntülenme
  • 474. Sayı / 2022 Haziran



Anne babalar olarak o kadar telefon bağımlısı olmuşuz ki çocuklarımızın temel ihtiyaçları olan ilgi ve sevgiyi gerektiği gibi gösterememekteyiz. Çocuklarımızla geçirilmesi gereken o güzelim nitelikli zamanlarımızı çoğu zaman sosyal medyada geçirmekteyiz. Yani çocuklarımıza harcamamız gereken enerjimizi sosyal medyada belki de tanımadığımız insanlara harcamaktayız.

 

Her nesil, içinde yaşadığı zamanın özelliğine göre kendi dilini kullanmaktadır. Çocukların ve gençlerin kullandığı bu dil, iletişimde yakalanmadığı sürece o nesille iletişim kurulması zordur. Bu da çocukların anlaşılmasını zorlaştıracaktır. Onun için yeni nesillerle iletişimde öncelikli olarak zamanın sonra da çocukların ve gençlerin dilinin öğrenilmesi gerekir.

 

 

 

“Belhi Sultanı İbrahim Ethem Hazretleri, bir gece saraydaki odasında, kuş tüyü yatağına yatmadan önce ellerini açar:

-Ya Rabbi, bana cennetini ver! diye dua etmeye başlar.

Tam bu sırada sarayın damından gelen ayak seslerini işitir. Sultan, gece vakti sarayın damında dolaşılmasından dolayı sinirlenir ve:

-Kimdir o? Ne arıyorsun bu saatte sarayın damında? diye seslenir.

-Devemi kaybettim onu arıyorum, diye bir cevap gelir. Bunun üzerine Belh Sultanı:

-Damda deve mi olur be adam! diye bağırır. Damdaki adam biraz duraksadıktan sonra:

-Ey hükümdar! Damda deve aranmayacağını biliyorsun da kuş tüyü yatakta cennet aranmayacağını neden bilmiyorsun? Damda deve aramak bundan daha mı acayip! der.”

Bu uyarı üzerine tahtını tacını bırakan Belh Sultanı, artık cenneti bulmak için mürşidi kâmillere hizmet ederek derviş olur. Başka bir ifadeyle cenneti kazanmak için İbrahim Ethem Hazretleri; sarayından, tacından ve kuş tüyü yatağından fedakârlık eder.

Evet, anne baba olarak İbrahim Ethem Hazretleri gibi sarayımızdan, saltanatımızdan ve tacımızdan değil baş tacımız olarak gördüğümüz, yatarken yastığımızın altına koyduğumuz ve en önemlisi elimizden hiç düşüremediğimiz akıllı telefonlarımızdan fedakârlık etmemiz gerekir çocuklarımız için. Çünkü iletişim çağında iletişimsizlik yaşıyoruz. Yani dünyanın öbür ucundaki insanlarla iletişim kurarken dizimizin dibindeki çocuklarımızla iletişim problemi yaşamaktayız.

Anne babalar olarak o kadar telefon bağımlısı olmuşuz ki çocuklarımızın temel ihtiyaçları olan ilgi ve sevgiyi gerektiği gibi gösterememekteyiz. Çocuklarımızla geçirilmesi gereken o güzelim nitelikli zamanlarımızı çoğu zaman sosyal medyada geçirmekteyiz. Yani çocuklarımıza harcamamız gereken enerjimizi sosyal medyada belki de tanımadığımız insanlara harcamaktayız. Hal böyle olunca anne baba olarak sosyal medyaya fazla takılınca çocuklarımızı fiziksel olarak ihmal etmesek de psikolojik olarak ihmal etmekteyiz.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

474. Sayı Haziran 2022