Sayı : 514   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Satırdan Sadra

Adil Akkoyunlu

Selam Olsun Aklını Akıllıca Kullananara

  • 30 Eylül 2025
  • 7 Görüntülenme
  • 514. Sayı / 2025 Ekim



Sorumluluğunun bilincinde olan akıllı insan; başkalarına iyi, güzel şeyler yapmalarını söyleyip de kendisini ihmal etmez. Yaptığı güzel şeyleri başkalarına da tavsiye eder. Yani kendisi için istediğini başkası için de ister. Rabbimiz uyarıyor: "İnsanlara iyiliği emredip de, kendinizi unutuyor musunuz? Siz, kitap da okuyorsunuz. Aklınızı kullanmıyor musunuz?" (Bakara, 2/44)

Akıllı insan; neden yaratıldığını, nasıl yaratıldığını, niçin yaratıldığını düşünen insandır. Vahyin ışığında dünya ile ahiret dengesini çok güzel bir şekilde kuran insandır. Dünyaya da, ahirete de layık oldukları ve gerektiği kadar değer verip, zaman ayıran ve çalışan insandır. İbadet ve itaatini, hayatını ve ölümünü, âlemleri Rabbi Allah'a adayan insandır.

Arapça "a-k-l" harflerinden türeyen taakkul; akletmek, akıl erdirmek demektir. Aklı, doğru ve güzel kullanmaktır. Zihin yorarak anlamak, kavramak ve hatırlamaktır.

Allah'a inanmak, elinden gelen gayreti gösterdikten sonra Allah'a güvenip dua ederek tevekkül etmek anlamına da gelir.

Kur'an'da türevleriyle birlikte kırk dokuz yerde geçen akl/akıl; us. Düşünme, öğrenme, muhakeme etme, anlama, kavrama, hatırlama, fark etme, ayırt etme, tezkiye, bilme, hafıza (bellek), irade, seçme, tercih etme yeteneği olarak kullanılıyor.

İsfehani: Tutmak veya tutmak istemek. Bilgiyi kabul etmeye hazır yeteneğe akıl denir, diyor. Hz. Ali iki kısma ayırıyor aklı: Doğuştan gelen ve sonradan işitilip kazanılan. Peygamberimiz (sav): "Kişi, sahibini doğru yola götüren, haddi aşmaktan alıkoyan bir akıldan daha değerli hiçbir şeye sahip değildir. Bir kişinin aklı tamam olmadıkça; ne imanı tamamlanır, ne de dini istikamet kazanır." (Gazali, ihya 1/83) buyuruyor.

Kirlenmemiş, temiz bir akla sahip olan, aklını güzel kullanan, sağlıklı düşünen, aklıselim / sağduyulu, anlayış ve kavrayış sahipleri, şura ehli anlamına gelen "ulu'l elbab" hakkında Rabbimiz şöyle buyuruyor: "Tâğuta kulluk etmekten kaçınıp, Allah'a yönelenlere müjde var. (Ey Muhammed) o kullarımı müjdele. Onlar ki; sözü dinler, en güzeline uyarlar. Onlar ki; Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. İşte onlar, ulu'l elbab'dır." (Zümer, 39/17, 18)

Allah, akıl, irade ve düşünme yeteneği verdi, rehberlik etsin diye de vahyi göndererek sorumluluk yükledi kullarına: "Muhakkak, kulak, göz ve gönül bunların hepsi yaptıklarından sorumludur." (İsra, 17/36)

Rüşte ermiş, aklını kullanacak durumda olan her insan sorumludur.

Ancak, akıl hastaları ve aklını doğru kullanacak yaşa gelmemiş çocuklar ile baygın veya uykuda olup aklını kullanamayanlar sorumlu değil. Önderimiz (sav) şöyle buyuruyor: "Kalem (sorumluluk), çocuktan, deliden ve uyuyandan kaldırılmıştır." (İ. Canan, hadis ansiklopedisi (Aksa yay.): 17/230)

Allah, kutlu kitabı Kur'an'a aklını güzel kullananları, tefekkür edip anlamaya çalışanları muhatap kabul ediyor: "Bu (Kur'an), kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek ilah olduğunu bilsinler ve ulu'l elbab olanlar iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir tebliğdir." (İbrahim, 14/52)

"O (Kur'an), ulu'l elbab için bir zikir (hatırlatma, öğüt) ve hidayettir." (Mümin, 40/54)

"Allah onlar için (ahirette) şiddetli bir azap hazırladı. Ey iman eden ulu'l elbab, Allah size bir zikir (Kur'an) indirdi. (Ona uyarak) Allah'a karşı takvalı olun

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

514. Sayı Ekim 2025