Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İktibas

Yusuf Kaplan

İnsan Türünü Yok Olmaktan, Kadını Aşağılamaktan "Müslüman Aile" Kurtarabilir Ancak

  • 07 Eylül 2020
  • 995 Görüntülenme
  • 453. Sayı / 2020 Eylül



Kadına şiddetin temeli, kaynağı, nedeni, modernitedir. Modernitenin kendisi şiddettir felsefî olarak: Ontolojik şiddet. Varlığa saldırı. Tanrı’yı hayattan uzaklaştırma: Deizmin kapısı böyle açıldı. Bunun nihai mantıki sonucu elbette ki ateizm olacaktı: İnsanı tanrılaştırma. Varlığın düzenini bozdu modernite. Tanrı’yı izafileştirdi, insanı her şeyin merkezine yerleştirdi, tanrılaştırmaya cüret etti.

 

Benim kadın düşmanı olduğum iftirasını yayıyorlar, iyi mi!

Ne zavallı insanlar var yahu! Talebelerinin (öğrenci değil talebe) yüzde 70’inden fazlası, kız kardeşlerimizden oluşan bir adam, nasıl kadın düşmanı olabilir ki!

Önce asıl meseleye, “kadın sorunu”nun köklerine, felsefî temellerine bakmamız gerekiyor. Yoksa bir arpa boyu yol alamayacağız.

Nietzsche, büyük adamdı. “Modernler, nedenlerle sonuçları birbirine karıştırıyor, sonuçları neden olarak konumlandırıyorlar,” demişti.

Kadına şiddeti, cinayeti, ürpertici hâdiseleri konuşuyoruz. Fakat sadece sonuçları konuşuyoruz; felsefî nedenleri de, sosyo-kültürel bağlamları da atlıyoruz!

Modernitenin ürettiği bir dünyada, modernitenin yol açtığı sorunları, travmaları yaşıyoruz.

Kadına şiddetin temeli, kaynağı, nedeni, modernitedir. Modernitenin kendisi şiddettir felsefî olarak: Ontolojik şiddet. Varlığa saldırı. Tanrı’yı hayattan uzaklaştırma: Deizmin kapısı böyle açıldı.

Bunun nihai mantıki sonucu elbette ki ateizm olacaktı: İnsanı tanrılaştırma.

Varlığın düzenini bozdu modernite. Tanrı’yı izafileştirdi, insanı her şeyin merkezine yerleştirdi, tanrılaştırmaya cüret etti.

“İnsanın Tanrı’yı öldürmesi, insanın tahammül edebilmesi en büyük cinayettir” demişti, cins Amerikalı kadın düşünür Susan Sontag.

Bütün şiddetlerin temelinde işte bu felsefî şiddet gizli: İnsanın “Tanrı” konumuna yerleşmesi, büyük varlık zincirinin yerle bir edilmesi, varlıklar arasındaki ilişkilerdeki dengenin yok edilmesi.

Batı uygarlığı, şiddete dayalıdır. Ve şiddete dayalı ilişkiler ağı örer...

Çatışmacıdır, o yüzden: Tanrı’yla insan, insanla tabiat, erkekle kadın ve bütün sınıflar arasında çatışmaya dayalı ilişki biçimleri üzerinden kendini üretir. Bu, kendini üretmek midir, tüketmek mi; düşünmeye değer bir soru/n!

Özenle vurguluyorum: Tanrı fikrinin yok edilmesi, ontolojik şiddetin temelidir.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

453. Sayı Eylül 2020