Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Misafir Kalem

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Karabacak

Kur'an'a Göre Allah'ın Rasulü

  • 07 Eylül 2020
  • 1065 Görüntülenme
  • 453. Sayı / 2020 Eylül
Yazıyı Dinle
Yazarın Diğer Yazıları
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Karabacak
Tüm Yazı Arşivi



Peygamber’in tebliğ görevinden başka bir başka görevi kendisine indirilen Kur’an ayetlerini açıklamaktır. Çünkü vahiy, çoğu zaman detaylı bilgi vermez, genel umumi kaideler koyar. Peygamberlerin bu görevi yapabilmeleri için yani kendisine indirilen vahyi açıklayabilmesi için gönderildiği kavmin içinden gönderilmeleri onlarla aynı dili konuşmaları gerekmektedir. Rabbimiz bunu şöyle açıklamaktadır: “İstisnasız her peygamberi kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara hakkı açık açık anlatsın…” (İbrahim, 14/4)

 

 

 

Allah Rasûlü’nün görevlerinden birisi de insanın manevî kirlerden arındırıp onun ruhen yücelmesini sağlamaktır. Gerçek tezkiye eden Allah’tır ve Rasûlü’dür. İnsanın kendi kendini Allah’ın yardımı olmadan tezkiyeye çıkarması mümkün değildir: “Kendilerini temize çıkaranlara ne dersin! Hayır, Allah dilediğini temize çıkarır ve hiç kimse kıl payı kadar haksızlık görmez.” (Nisâ, 4/49)

 

 

 

Âlemlere rahmet ve bütün insanlığı müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilen Allah Rasûlü aynı zamanda peygamberlik halkasının da sonuncusudur. Peygamberler gönderildiği kavimlerin içlerinden çıkmışlardır ve dolayısıyla onlar da diğer insanlar gibi birer insandırlar: “Ben, yalnızca sizin gibi bir insanım.” (İsra, 17/93; Kehf, 18/110; Fussılet, 41/6)

Allah Teâlâ toplumlara uyarıcı göndermedikçe onları sorumlu tutmayacağını bildirmiştir: “Biz peygamber göndermedikçe azap etmeyiz.” (İsrâ, 17/15) Rabbin, kendilerine ayetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerin ana merkezine göndermedikçe, o memleketleri helâk edici değildir...” (Kasas, 28/59) Rabbimiz ayrıca her ümmete peygamber gönderdiğini de bildirmiştir: “Biz her ümmete bir peygamber gönderdik.” (Nahl, 16/36) Peygamberlerin peygamberlik görevleri dışında ayrıca; devlet başkanlığı, kumandanlık, kadılık ve müftülük gibi görevleri de vardır. Bu görevleri yanında esas vazifeleri peygamberliktir. Bunu gerçekleştirirken “O’nun (sav) amacı, ilâhî talimatların kendi toplumunda yaşanmasına zemin hazırlamak ve getirdiği mesajı mümkün olan her vesileyle temas kurabildiği fert ve toplumlara ulaştırmaktır.” (Polat, Selahattin, Hadis Tartışmaları, İnsan Yayınları, 5. Basım, İstanbul, 2014, s. 347)

Başta Allah Rasûlü olmak üzere Rabbimizin seçtiği bütün peygamberlerin ilk vazifesi Allah’ın elçiliğini yapmaktır. Yüce Allah gönderdiği peygamberlere bazı sorumluluklar yüklemiştir. Bunlardan biricisi tebliğdir.

1- Tebliğ

Vahye muhatap olan Hz. Peygamber’in ilk görevi kendisine vahyedileni insanlara bildirmektir. Hatta bu vazifeyi ihmal ettiğinde görevini yapmamış sayılacağını Rabbimiz bildirmektedir: “Ey Elçi! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Sen onu tam yapmadığın sürece Rabbinin mesajını tebliğ etmemiş olursun…” (Mâide, 5/67) Peygamberin görevi sadece verilen emri duyurmaktır: “Elçiye düşen sadece duyurmaktır.” (Mâide, 5/99) “Bilin ki, elçimize düşen sadece duyurmaktır.” (Mâide, 5/92) “Sana düşen sadece duyurmaktır.” (Âl-i Imrân, 3/20) gibi ayetlerde Allah Rasûlü’nün tebliğ/duyurma görevi açıkça belirtilmiştir.

O’nun (sav) tebliğ ettiğini insanlar kabul etmezlerse peygamber bundan sorumlu değildir: “Allah’a ve elçisine itaat edin ve karşı gelmekten sakının. Eğer yüz çevirirseniz bilin ki, Elçimizin görevi mesajı apaçık tebliğ etmekten ibarettir.” (Mâide, 5/92) Bir başka ayette Rabbimiz bu durumu şöyle açıklamaktadır: “Eğer onlar yüz çevirirlerse, bil ki biz seni onların üzerine bir bekçi olarak göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır…” (Şûrâ, 42/48) Bu anlamda Allah Rasûlü’nün vazifesi uyarmaktır ve vazifesini gerçekleştirmek için zor kullanmak değildir. O da bunu gerçekleştirmek için insanların kalplerini kazanmaya çalışmıştır. “Tebliğine ve davetine engel olmayanlara veya bu amaçla fitne çıkarmayanlara hiçbir zaman zor kullanmamış veya savaş açmamış, bedenlerin değil gönüllerin sultanı olmayı esas almıştır. Zor kullanarak bir inanç veya ideolojiyi insanlara benimsetmeye çalışmak veya baskı ile kafaların içini şekillendirmek istemek, münafıkların sayısının artmasından başka bir işe yaramaz.” (Polat, Selahattin, Hadis Tartışmaları, İnsan Yayınları, 5. Basım, İstanbul, 2014, s. 348)

2- Beyan

Hz. Peygamber’in tebliğ görevinden başka bir başka görevi kendisine indirilen Kur’an ayetlerini açıklamaktır. Çünkü vahiy, çoğu zaman detaylı bilgi vermez, genel umumi kaideler koyar.

Peygamberlerin bu görevi yapabilmeleri için yani kendisine indirilen vahyi açıklayabilmesi için gönderildiği kavmin içinden gönderilmeleri onlarla aynı dili konuşmaları gerekmektedir. Rabbimiz bunu şöyle açıklamaktadır: “İstisnasız her peygamberi kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara hakkı açık açık anlatsın…” (İbrahim, 14/4)

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

453. Sayı Eylül 2020