Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Esma-ül Hüsna

Adem Karataş

El-Alim

  • 05 Mart 2019
  • 1900 Görüntülenme
  • 435. Sayı / 2019 Mart
Yazıyı Dinle
0:00
0:00
Yazarın Diğer Yazıları
Adem Karataş
Tüm Yazı Arşivi



Allah-ü Teâlâ zaman ve mekân kaydı olmaksızın olmuş olanı, olmakta olanı ve olacak olanı, geçmişi-geleceği, küçük-büyük, gizli-aşikâr her şeyi ve her hadiseyi bütün gizlilikleriyle devamlı ve çok iyi bilen, hatta kalplerde gizlenen niyetleri dâhi bilendir. O’nun bilmediği, bilemeyeceği bir şeyi düşünmek mümkün değildir. O, ilminde sınır olmayandır.

 

Allah (cc) her şeyi ezeli ilmiyle bilir. Ancak O’nun ezelde bilmesi, o olayların o şekilde meydana gelmesinde tesirli değildir. Zira O, ezeli olan ilmiyle onları nasıl olacaklar ise öylece bilmiştir. O’nun bilmesi, hiçbir zaman zorunluluk meydana getirmez. Olacak olan şeyleri önceden bilmesi, onların öyle olmasını gerektirmez. Allah onları, öyle olacakları için öylece bilir.

 

 

EL-ALÎM: İşaretlemek, üst dudağı yarılmak, bilmek, anlamak, tanımak ve hakikatini idrak etmek anlamlarındaki “a-l-m” kökünden türeyen “Âlim”; bilen, anlayan ve tanıyan demektir.

“Alîm” ve “Allâm” isimleri, “Âlim” kelimesinin mübalağa şekli olup, (Esma-i Hüsna, Prof. Dr. İsmail KARAGÖZ, s.222) her şeyi hakkıyla ve çok iyi bilen demektir.

“El-Alîm; Semâvâtı, uçsuz bucaksız olan kainatı ve içinde olanları bilendir.” (El-Faruk fi’l-Luğa, Ebû Hilâl el-Askeri, s.130 – Esmâ-i Hüsnâ, Ramazan SÖNMEZ, s.211)

Allah-ü Teâlâ ilim sahibidir. İlim sıfatı Allah’a vacip, bunun zıddı bilgisizlik ise Allah hakkında muhaldir. Zira bu kadar mükemmel olan kâinat, ancak âlim bir zatın eseri olabilir. İlmi olmayanın böyle muazzam bir varlık meydana getirip, düzene koyması mümkün değildir.

Allah-ü Teâlâ zaman ve mekân kaydı olmaksızın olmuş olanı, olmakta olanı ve olacak olanı, geçmişi-geleceği, küçük-büyük, gizli-aşikâr her şeyi ve her hadiseyi bütün gizlilikleriyle devamlı ve çok iyi bilen, hatta kalplerde gizlenen niyetleri dâhi bilendir. O’nun bilmediği, bilemeyeceği bir şeyi düşünmek mümkün değildir. O, ilminde sınır olmayandır.

“Hani, Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, demişti. Onlar: Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz, Sana hamdederek, daima Seni tesbih ve takdis ediyoruz, demişler. Allah da: Ben, sizin bilmediğinizi bilirim, demişti.

Allah Âdem’e, bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek: Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi Bana bunların isimlerini bildirin, dedi.

Melekler: Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan Sensin, dediler.

Allah şöyle buyurdu: Ey Âdem! Onlara bunların isimlerini söyle. Âdem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah: Size demedim mi ki, gerçekten göklerin ve yerin gaybını/gizliliklerini Ben bilirim, yine Ben, açığa vurduklarınızı da gizli tuttuklarınızı da bilirim” (Bakara, 2/30-33) dedi.

“Gaybın anahtarları Allah’ın katındadır. Onları, ancak O bilir. Karada ve denizde ne varsa hepsini bilir.” (En’am, 6/59) “O/Allah, bütün gaybı bilir. Fakat gaybını hiç kimseye açmaz. Ancak seçtiği elçiye/peygamber’e açar.” (Cin, 72/26)

Lakit b. Âmir (ra): “Ey Allah’ın Rasûlü! Gayb hakkında ne biliyorsun? Rasûlullâh (sav) : Rabbin gaybın beş anahtarını gizledi. Onları Allah’tan başka hiç kimse bilemez, diye eliyle işaret ederek cevap verdi. Ben, onlar nedir? diye sordum. O da: a) Ecelin ilmi; siz bilmediğiniz halde, sizden birinin ne zaman öleceğini O bilir. b) Siz bilmediğiniz halde O, meninin rahme ne zaman düşeceğini bilir. c) Yarın ne olacağını bilir. Sen bilmediğin halde O, senin ne yiyeceğini bilir. d) Siz korktuğunuz halde size merhamet edegeldiği yağmurun gününü bilir. Yüce Allah (celâline ve azametine yakışır bir şekilde) güler. Yakında gelecek yağmurunuzu bilir. e) Kıyamet gününü bilir.” (Müsned, Ahmed b. Hanbel, c.4, s.13)

“Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah’ın katındadır. Yağmuru O indirir, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah; her şeyi bilendir her şeyden hakkıyla haberdar olandır.” (Lokman, 31/34)

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

435. Sayı Mart 2019