Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Yaşama(ya) Dair

Kadir Demirlenk

Müslüman'ın Ticaret Ahlakı

  • 08 Şubat 2022
  • 572 Görüntülenme
  • 470. Sayı / 2022 Şubat



 Müslüman’ın, İslam ticaret ahlakını ve hukukunu, uygulama esaslarını bilmesi ve tatbik etmesi gerekir. Nasıl ki ibadet için ilmihal fıkhını bilmek gerekiyorsa, ibadet uygulamalarını bu esaslar çerçevesinde yerine getiriyorsa ticaret yapan, kazanç elde eden kişinin de İslam ticaret ahlakını bilmesi ve uygulaması gerekir.

 

 

Müslüman, kazanç elde ederken, çalışırken içine haram karıştırmamaya azami dikkat etmeli şüpheli olan ticaret mallarından, uygulamalardan da kendini uzak tutmalıdır. Haram ve günah işlemlerin yapıldığı ortamlardan da mümkün mertebe uzak durmalıdır. Haram işlere aracılık yapmamalı, bunlarla ortaklık kurmamalı ve destek olmamalıdır. Doğruya ve takvaya en uygun olan budur.

 

 

Rabbimiz Kur’an’ı Kerimde, Hz. Peygamber (sav)de hadislerinde ticaret yapmayı teşvik etmekte ve ticaretin bereket sebebi olacağını bildirmektedir. İslam ticaret ahlakının esasları, Kur’an ve Sünnete dayanmaktadır. Bu esaslar çerçevesinde oluşan kültür, örf ve adetler ile günün şartları ticareti şekillendirmektedir.

Bu ahlak esasları, aynı zamanda evrensel ahlak ilkeleri olarak da zikredilebilir. Zira bu esaslar vahiy merkezli olduğu kadar, fıtrata uygun, akılla çelişmeyen, insan odaklı ilkelerdir. Diğer inanç sistemlerinde ve yönetim tarzlarında da, tonları farklı olsa da benzeşen yönleri ve uygulamaları vardır.

Müslümanın, İslam ticaret ahlakını ve hukukunu, uygulama esaslarını bilmesi ve tatbik etmesi gerekir. Nasıl ki ibadet için ilmihal fıkhını bilmek gerekiyorsa, ibadet uygulamalarını bu esaslar çerçevesinde yerine getiriyorsa ticaret yapan, kazanç elde eden kişinin de İslam ticaret ahlakını bilmesi ve uygulaması gerekir.

“ Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin; ancak karşılıklı rızanıza dayanan ticaret böyle değildir ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir.” (Nisa, 4/29)

Hz. Peygamber’e , “En faziletli kazanç hangisidir? diye sorulduğunda O: Helâl / Makbûl bir alış veriş ve kişinin el emeğiyle kazandığıdır.” (İbnHanbel, III, 467)diyerek cevap vermiştir.

“Ey insanlar! Allah"tan (hakkıyla) sakının ve rızkınızı güzel yoldan isteyin. Hiç kimse (Allah’ın kendisine takdir ettiği) rızkı elde etmeden ölmeyecektir. Öyleyse Allah’tan (hakkıyla) sakının ve rızkınızı güzel yoldan isteyin. Helâl olanı alın, haramdan sakının!” (İbnMâce, “Ticâret”, 2)

İslam ticaret ahlakının temel esasları ve uygulamaları şu şekilde ifade edilebilir.

1-İslama göre ticaret, helal kabul edilen mallar üzerinden yapılmalıdır. Dinen kesin haram olan mallar ve menfaatler üzerinden yapılan ticaret helal değildir. Bu itibarla sarhoş edici içki, alkol ve içeriğinde bunları barındıran mamuller, uyuşturucu ve türevleri, domuz eti ve içeriğinde bulunan maddelerin imal edilip ticaretinin yapılması kesinlikle haramdır, doğru değildir. Bunların yenilip, içilmesi naslarla nasıl yasaklanmış ise üretim ve ticareti de yasaklanmıştır.

“Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal (şans) okları şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.” (Mâide, 5/90)

“Cenab-ı Hak, şaraba, içene, dağıtana, satana, alana, saklamasını isteyene, yüklenip götürene, satıp parasını yiyene lânet ediyor.” (Ebu Davud, “Eşribe”, 20/2)

2-İslama göre ticaret, uygulama esasları insanları mağdur etmeyecek şekilde yapılmalıdır. Ticaret mallarının İslam’a uygunluğu kadar uygulama esasları da önemlidir. Çünkü bu uygulamalar meşru ticarete haram bulaştırıp helal kazancı bozabilir. İslam ticaret ahlakının en temel esaslardan biri dürüst olmaktır.“…Bizi aldatan, bizden değildir.”(Müslim, “Îmân”, 164) Ticaret esnasında yalan söylemek, yalan yere yemin etmek, sahtekârlık yaparak eksik ölçüp-tartmak, karaborsacılık yapmak, malın ayıp ve kusurlarını gizlemek, malı olduğundan farklı göstermek vb. uygulamalar dinen ve hukuken yanlış uygulamalardır. İnsanlar bu eylemlerle mağdur edilmekte ve zarara uğrayabilmektedirler. Ticaret pazarında olağanüstü spekülasyonlara sebep olabilmektedir. Alışveriş yapıldıktan sonra borçların zamanında ödenmemesi ayrı bir sıkıntı yaşatmakta, bu sebeple onlarca kişiye mağduriyet yaşatılabilmektedir. Bu da kul hakkı demektir, en büyük günahlardandır.

“Ölçüde ve tartıda hile yapanlara yazıklar olsun. Onlar insanlardan bir şey ölçüp aldıklarında tam, fakat onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise eksik ölçer ve tartarlar.!” (Mutaffifîn, 83/1-3)

“Sözü ve muamelesi doğru, dürüst tüccar; (kıyamet gününde) peygamberler, peygamberleri tasdik eden doğru kimseler ve şehitlerle beraber olacaktır.” (Tirmizî, “Büyû”, 4)

“Alışveriş yapanlar birbirlerinden ayrılmadıkları sürece (alışverişi kabul edip etmeme konusunda) serbesttirler. Eğer dürüst davranırlar ve (malın kusurunu) açıkça söylerlerse, alışverişleri bereketlenir. Fakat kusuru gizler ve yalan söylerlerse, (yaptıkları) alışverişin bereketi gider.” (Ebû Dâvûd, “Büyû”, 51)

“Malınızı sattığınızda yemin etmekten sakının. Çünkü yemin malınıza rağbeti artırmasına artırır, ancak onun bereketini yok eder.” ( İbn Mâce, “Ticâret”, 30)

“ Malını satışa arz eden kimse rızıklandırılır, karaborsacı ise lânetlenir.” (İbn Mâce, “Ticâret”, 6)

“Şüphesiz sizin hayırlınız, borcunu en güzel şekilde ödeyendir.” (Buhârî, “İstikrâz”, 4)

“Zenginin borcunu ödemeyi ertelemesi zulümdür...” (Buhârî, “Havâlât”, 1, 2) 

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

470. Sayı Şubat 2022