İslam, ne zengine, ne zenginliğe ne de sermaye sahibine karşıdır. İslam, antikapitalisttir, paylaşımcılığı öngörür. İslam’a göre mülk kazanmanın meşru bir zemini vardır, mal biriktirmek için her yol mubah değildir. Ayrıca Kur’an-ı Kerim kendi ihtiyacı olduğu halde başkalarını kendine tercih eden kişileri övmektedir. Mekkeli Müslümanların Medine’ye hicret ettiklerinde yaşanan paylaşım, kardeşlik İslam’ın sağlamaya çalıştığı toplumsal ve ekonomik düzeni tüm açıklığıyla ortaya koyan bir parametredir.

İslam’ın ekonomi modelinde helal kazanç var ama “ben kazandım, canımın istediği gibi harcarım” ölçüsüzlüğü yoktur. Kazanırken de, harcarken de ölçülü ve ilkeli olmak gerekiyor. Bu nedenle insan hem kapitalist, hem Müslüman olamaz.

Kapitalizm, her şeyin değerinin parayla ölçüldüğü, hayal edilebilecek her şeyin ve hayatı sürdürebilmek için gerekli her şeyin parayla alınabileceğine inanılan sistemin tanımıdır.

Kapitalizm; Karl Marx tarafından para ve sermaye kelimelerinin Almanca karşılığı olan “Das Kapital” kelimelerinden türetilmiş olsa da kapitalizmin kökenlerinin insanlığın malla, parayla tanıştığı güne kadar uzandığını düşünüyorum.

Kapitalizm, insanların eline sürekli yeni ihtiyaç listeleri verir ve bu ihtiyaçları gidermesi için daha fazla çalışmalarını ister. Araba fabrikasında çalışan bir işçiyi fabrikada, bantta 10 dakikada ürettiği bir arabaya sahip olabilmek için 10 sene çalışması gerektiğine ikna eder. Arabayı aldınız, arabanıza yakışır şekilde giyinmeniz gerekecek. Elbise aldınız, o elbiseyle kullanacağınız ayakkabı, çanta ve kemerin de uygun olması gerektiğini sakın unutmayın.

Aslında dünyada hiçbir şey sınırsız değildir. Dünya nüfusunun 10 kişi olduğunu varsayalım. Toplam gıda stoku ise 10 elma olsun. 1 kişi 7 elmaya sahipken, diğer 9 kişi 3 elmayı bölüşmek zorundadır ve 11. elma yoktur. Kapitalizm, yaşayabileceğiniz kadar kazancınız olması için elinizdeki o son 1 elmayı almaz. Çünkü siz, onları zengin eden 9 kişiden birisiniz.

Kapitalizm insana daima güvensizlik ve şüpheli bir hayat getirir. Örneğin doktorunuz size ameliyat olmanız gerektiğini söylediğinde bu ameliyatı gerçekten sağlığınız için mi, yoksa sizden para kazanmak için mi istediğini bilemezsiniz. Kapitalist sistemde “ne kadar çok kazanır ve ne kadar çok şeye sahip olursanız o kadar güçlü olursunuz” düşüncesi hâkimdir. Kapitalizm; hayat felsefesiyle, düşüncesi ve yaptıklarıyla insan fıtratına uymayan bir ideolojidir.

Bu sistemde insanlar tüketmek için vardır. Tüketme gücü olmayanlar -parası olmayanlar- insan olarak bile görülmeyen değersiz varlıklardır.

İslam, ne zengine, ne zenginliğe ne de sermaye sahibine karşıdır. İslam, antikapitalisttir, paylaşımcılığı öngörür. İslam’a göre mülk kazanmanın meşru bir zemini vardır, mal biriktirmek için her yol mubah değildir. Ayrıca Kur’an-ı Kerim kendi ihtiyacı olduğu halde başkalarını kendine tercih eden kişileri övmektedir. Mekkeli Müslümanların Medine’ye hicret ettiklerinde yaşanan paylaşım, kardeşlik İslam’ın sağlamaya çalıştığı toplumsal ve ekonomik düzeni tüm açıklığıyla ortaya koyan bir parametredir.