Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Uzman Gözüyle

Mehmet Emin Karabacak

Torunları Kimin Eğitmesi Gerekir ?

  • 06 Mayıs 2021
  • 951 Görüntülenme
  • 461. Sayı / 2021 Mayıs



Çocuklara verilecek eğitimin başında özgüvenlerini geliştirme adına onlara sorumluluk vermek gelir. Ne yazık ki bazı büyükanne ve büyükbabalar torunlarını yanlarına çekerek, onların almaları gereken sorumlulukları aldırmamakla, sosyal hayatını da olumsuz etkilemektedirler.

 

Çocuk eğitiminde büyükanne ve büyükbabayı dışlamak yerine tecrübelerinden ve fikirlerinden faydalanılmalı. Çocuğun terbiye ve disiplin eğitiminde en başta sorumlu kişilerin anne babaların kendileri olduklarını unutmamalı. Büyükanne ve büyükbabayla olumlu iletişime geçilerek; çocuk eğitimi konusundaki tutarlılığın önemi onlara anlatılmalı.

 

 

 

Büyükanneler ve büyükbabalar, torunları tarafından sürekli sevilmek ve onların ilgisini çekmek için aşırı kollayıcı bir tutum içine girerler.

Büyükanne ve büyükbabanın torunlarına karşı bu kadar hoşgörülü olmalarının psikodinamiğinde; zamanında kendi çocuklarına gösteremedikleri ilgi ve sevgiyi torunlarına göstermeye çabası yatmaktadır.

Her istediği alınan ve yapılan bu çocuklar, okula geldikleri zaman büyük problemler yaşarlar. Yaşına ve seviyelerine uygun sorumlulukları yerine getiremedikleri gibi toleranslı bir ortamda şımarık büyüyen bu çocuklar, arkadaş ilişkilerinden tutun da paylaşmaya kadar büyük sıkıntılar yaşarlar.

Derslerde şımarıklık yapıp ders dinlemeyen, uyarıldığı zaman duygusallaşan bu çocuklar, evde ödevlerini yapmadıkları gibi çoğu zaman da ödevlerini anne babalarına yaptırmaya çalışmaktadırlar.

Okulda sürekli şikâyet edilen bir öğrenci ile yaptığım görüşmede, anne babasının yanından daha çok ikinci katta oturan büyükanne ve büyükbabasıyla birlikte kaldığını öğrendim.

Bu çocuk hakkında sınıf kurallarına uymamaktan tutun da arkadaş ilişkilerine kadar pek çok konuda şikâyet geliyordu. Kısacası; şımarık yetiştirilmiş, mızmız ve kural tanımayan bir çocuktu.

Öğrencinin annesiyle yaptığım görüşmede anne de aynı konulardan şikâyetçiydi. Anne, çocuğa söz dinletemedikleri gibi büyükbabaya da çocuk hakkında bir şey anlatamadığını söyledikten sonra şöyle devam etti:

“İlk çocuğumuz olduğu için oğlumuza büyük babanın ismini koyduk. Her şey başlarda güzel güzel giderken oğlum zamanla bizim sözlerimizi dinlememeye başladı. Bir görev verdiğimizde ya da sıkıştığı zaman hemen yukarı kaçmaya çalışır. Oğlum sadece yatmak için eve gelmekte, okula giderken harçlık vermediğimiz zaman da “Amaann vermezseniz vermeyin, ben de gidip dedemden alırım!” demektedir. Hatta oğlum öyle hale geldi ki, söz dinlememenin yanında yalana da başvurmaya başladı. Eşimle ne yapacağımızı şaşırdık, iki arada bir derede kaldık. Çocuğa fazla yüz vermeme konusunda babama bir şey desek, bu sefer de o kırılıyor. Yani anlayacağınız yukarı tükürsek bıyık, aşağı tükürsek sakal.”

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

461. Sayı Mayıs 2021