Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Misafir Kalem

Mehmet Görmez

Coronavirüs Özelinde Musibetleri Okuma Usulü

  • 08 Nisan 2020
  • 1266 Görüntülenme
  • 448. Sayı / 2020 Nİsan
Yazıyı Dinle
0:00
0:00
Yazarın Diğer Yazıları
Mehmet Görmez
Tüm Yazı Arşivi



Tarihte bu tür meselelerde, bu tür musibetlerde korkuları yenmek, endişeleri bertaraf etmek, ölüm korkusunu aşmak, hatta şairimizin ifadesi ile “ölümleri öldürmek” ancak sadece dinin verdiği yüksek mana ile mümkün olmuştur. Bugün de yine bilimi ve aklı yok saymadan İslam'ın verdiği anlamlarla yaşadıklarımızı daha doğru anlamlandırabiliriz diye düşünüyorum.

 

İlahi vahyi bir bütün olarak ele aldığımızda, insanı, vahyi ve kâinatı birlikte ele aldığımızda, her şeyden önce bu tür musibetler bir ilahi adet değil, birer ilahi ayettir. Bazen öfkeyle iddia edildiği gibi bu tür hadiseler azap değildir.

 

Elbette el açıp en büyük ilticagahımıza yönelmek, O’na dua edip yalvarmak önemlidir. Her gün aile efradı ile birlikte Rabbimize el açıp yalvardığımız bir vaktimiz mutlaka olmalıdır. Unutmayalım ki kabule şayan dua; fiili duadır. Bugünden itibaren dualarımızı büyük bir iyilik hareketine dönüştürebiliriz.

 

Çok kıymetli kardeşlerim. Öncelikle yazıma başlarken ülkemize, milletimize ve bütün insanlık âlemine geçmiş olsun diyorum. Maruz kaldığımız bu salgın hastalıktan bir an önce kurtuluş niyaz ediyorum. Vefat eden kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Rabbimizin her zaman olduğu gibi Eş-Şafi ismi ile bütün insanlara tecelli etmesi için dua ediyorum. Âlim kullarının kalbine devasını ilham etmesini diliyorum. Engin ve sonsuz rahmeti ile biz aciz kullarından bütün korku ve endişeleri kaldırmasını niyaz ediyorum.

Belki de en çok usulsüzlük yaptığımız bir konuya işaret etmek istiyorum. İslam'da musibetleri, afetleri, hastalıkları okuma usulünden bahsetmek istiyorum. Bir mü’min olarak bu gibi afetleri nasıl anlamak gerekir? İddia edildiği gibi bu gerçekten bir ilahi azap mıdır? Yoksa bilmediğimiz bir rahmet midir? Bazılarının zaman zaman haddi aşarak iddia ettiği gibi bu bir kıyamet midir? Yoksa bir ilahi ayet ve ibret midir? Ebedi ve Ezeli kitabımız Kur'an bu gibi konularda ne diyor? Allah Resulü Sevgili Peygamberimizin, bu konudaki tavsiyeleri nelerdir? Evet, bugün insanlık, tarihin hiçbir döneminde benzeri olmayan yeni bir dünya ile karşı karşıyadır. Kısa denilebilecek bir zaman diliminde yeni bir dünyaya girdi, bütün insanlık. Doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle… Belki de bundan sonra tarih coronavirüsten önce ve coronavirüsten sonra diye ikiye ayrılarak konuşulacaktır. 3 ay gibi kısa bir süre önce Çin'in Wuhan şehrinde ortaya çıkan bir virüs adeta bütün insanlığı teslim aldı. Hayat durma derecesine vardı. Ülkeler sınırlarını kapattı. Ulaşım asgari düzeye indi. Ticari hayat yavaşladı. Eğitime, hatta toplu ibadet hayatına ara verildi. Belki de tarihte ilk defa Kâbe kapandı, tavaf durdu, say durdu, Medine kapandı, Mescidi Aksa kapandı.

Bütün Camiler kapılarını ibadet eden insanlara kapatmak durumunda kaldı. Caddeler, sokaklar, şehirler, boşaldı. İnsanlar evlerine kapandı. Şüphesiz insanlık ilk defa bu gibi salgınlarla karşı karşıya değil. İnsanlık tarihi bu tür musibetlerle doludur. Bir açıdan bakıldığında tarih afetlerin, açlıkların, kuraklıkların ve hastalıkların tarihidir. Kolera, verem, tifo, influenza, sars, aıds gibi nice bulaşıcı hastalıklarda yüzbinlerce insan hayatını kaybetti. Daha İslam tarihinin ilk zamanlarında, Hz. Ömer döneminde Veba-u Amvas denilen Amvas Vebasında içinde onlarca seçkin sahabenin bulunduğu 25.000 insan can verdi. Daha geçen yüzyılın başında I. Dünya Savaşı sırasında Avrupa kıtası, nüfusunun üçte birini sadece bulaşıcı hastalıklarda kaybetti. Ancak bunların hiçbiri, bu gün yaşadıklarımıza benzemiyor. Tarihte yaşananların hiç birisi, bugünkü gibi küresel bir salgına dönüşmemişti.

Evet, bugün insanlık küresel bir salgına karşı karşıyadır. Bütün insanlığı büyük bir korku ve endişeye sevk etti. Bütün insanlığı gelecek endişesi kaplamaya başladı. Üstelik bütün bunlar, insanın en güçlü olduğu bir zamanda gerçekleşiyor. Bilgi, bilim, teknoloji, iletişim devrimlerinin yaşandığı, bütün dünyayı yok edecek güçte kimyasal silahların üretildiği bir dünyada gerçekleşiyor bütün bunlar. Nano teknolojisi ile insanlığın yeni bir gelecek kurguladığı bir zamanda gerçekleşiyor. Tıbbın ve ilaç sanayinin zirve yaptığı, ölümsüzlüğün çarelerinin araştırıldığı, uzayda hayat alanlarının arandığı bir dünyada gerçekleşiyor. Ve kibrin, azgınlığın, şımarıklığın kol gezdiği böyle bir zaman diliminde, ancak küçük bir mikroskopla görülebilen bir virüs, bütün insanların hayatını adeta teslim alıyor.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

448. Sayı Nİsan 2020