Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Editörden

Ribat Dergisi Editör

Merhaba Değerli Okurlarımız

  • 08 Kasım 2017
  • 1869 Görüntülenme
  • 419. Sayı / 2017 Kasım

Yaşamış olduğumuz yüzyıl, insanlığın bütün ortak değerlerini değersizleştirme ve soysuzlaştırma stratejisi üzerine düzenlenmeye çalışılıyor. Adem’den bugüne kadar insanlık tarihinde oluşmuş olan bütün değerler akıl almaz bir dezenformasyona tabi tutuluyor. Adeta insanlığın hafıza kaydı silinmek isteniyor. Değerlerini yitirmiş bir toplum ve bu toplumun gençliği için ise sosyal kıyamet kaçınılmaz bir son olarak karşımızda duruyor. Yitirdiğimiz her insanlık değerimiz kıyametimizin bir alametidir. Tv, Internet, sosyal medya, yazılı ve görsel basın fark ederek veya fark etmeyerek gençlerimizi kendi değerlerinden koparma sürecine katkıda bulunuyor. Ülkemizin gençleri de maalesef bu süreçten farkına varmaksızın payına düşeni alıyor. Gençlerimiz artık tarih ve kültürden bihaber yaşıyor. Ne okuyorlar ne ibret alıyorlar ne de ilgileniyorlar. Farkına varmaksızın değerlerini hırs ve ihtiraslarına kurban ediyorlar. Formatlanan gençlik hafızası geçmişini adeta hiç anımsamıyor. Hafızası olmayan bir gençlik, kökleri olmayan bir ağaç gibidir. Ayakta durması da, meyve vermesi de söz konusu değildir. Gençliğimizin köklerini kesip boyunu uzatıyorlar ki yıkılması daha kolay olsun. Özlerini çürütüp, imajlarını süslüyorlar ki cesetten farksız olsunlar. Yaşamış olduğumuz yer ister metropol, ister şehir, isterse kasaba yada köy olsun içinde yaşadığımız toplumu dikkatli bir okumaya tabi tutarsak bu acı tabloyu daha ayan beyan gözlemleyebiliriz. Gençlik artık özüne(iç dünyasına) yatırım yapmıyor. Herkes etkiyici bir imaj peşinde koşuşturup gidiyor. Bu korkunç koşuşturma bir gün varıp bir duvara toslayacak ama artık geri dönüş söz konusu olamayacak. Genç nesil geleneksel değerlerini artık basit ve bayağı buluyor. Sahip çıkmaktan öte aşağılıyor. Gençlik, tarihsel süreçte oluşan bu ortak değerlerini değersizleştirirken birde soysuzlaştırıyor. Yani geçmişiyle bağını koparıyor. Herkes kerameti kendinden menkul bilmeye başlıyor.

Bu acı tablonun bizleri gençliğimizden umut kesme noktasına getirmesine müsaade etmemeliyiz. Gençliğin geleceğe hazırlanması hem milletimiz hem de ümmet için hayati öneme haizdir. Kur’an ve Sünneti esas alan bir müfredatla, nebevi metotlarla, yeni bir heyecan ve umutla gençliğin eğitimi için gerekli çalışmaları yapmalıyız. Unutmayalım ki istikbalimiz gençliğimizdedir.

Bu sayımızda konunun önemine binaen “Gençliğin Problemleri ve Terbiyesi” dosyamızla sizlerin huzuruna çıkıyoruz.

Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocamız: “Günümüz gençliğinin en büyük ihtiyacı, gerek dış düşmanların ve onların içerideki yerli uzantılarının, gerekse de nefis ve şeytanın bin bir tuzak ve hile ile hayatımızdan uzaklaştırmaya çalıştıkları Kur’an ve Sünnet ölçülerine sımsıkı sarılmaktır. Bu sayede dünyevî ve uhrevî saadetin yolunu doğru bir şekilde idrak edip yanlış adreslerden ve çıkmaz sokaklardan kurtulmaktır.” Tespitini yaparak gençliğin ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçları nasıl karşılayacağımızın cevabını veriyor.

Ramazan Kayan Hocamız: “Bir defa gençliği potansiyel problem görmekten vazgeçmeliyiz. Kuşkusuz gençliğin sorunları olabilir ama gençliği başlı başına bir sorun olarak görmek yanlıştır… Hikmetle hareket edebilirsek gençlik bir hazine, bir müjde ve bir umuttur… Gençler bilgiden önce ilgi bekliyorlar… Öğütlerimizden önce örnekliğimizi arzuluyorlar… Aşksız abilerle yol alabileceklerini düşünmüyorlar, rol model arayışındalar…” İfadesiyle gençliği doğru okumanın gençlerin terbiyesi için önemini dikkatlerimize sunuyor.

Musab Seyithan Hocamız: “Peygamber (sav) Efendimiz, yaşlılardan ziyade, gençlerle daha çok ilgilenmiştir. Bunun sebebi de, gençliğin, geçici ömür takviminde en hayatî kararların alındığı bir dönem olmasıdır. Çünkü gençler, farklılıklara ve yeni gelişmelere uyum sağlama konusunda yaşlılara oranla daha elverişlidirler.” Tespitiyle genç neslin önemine ve bu dönemdeki terbiyenin içeriğine dikkat etmemiz gerektiğine vurgu yapıyor.

Makaleleriyle huzurlarınızda olmamıza vesile olan Değerli Yazarlarımıza en kalbi teşekkürlerimizi arz ediyor, siz kıymetli okurlarımızı dergimizi baştan sona okumaya davet ediyoruz.

 

 

 

 

 

419. Sayı Kasım 2017