Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Sana İtikattan Soruyorlar ?

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Allah Bizi Niçin Yarattı?

  • 05 Temmuz 2021
  • 787 Görüntülenme
  • 463. Sayı / 2021 Temmuz



Bizler havayı, mikropları, elektriği, rüzgârı, radyo ve televizyon dalgalarını göremediğimiz gibi Yüce Allah’ın zatını da göremeyiz. Nasıl ki, göremediğimiz havayı, rüzgârı, elektriği, mikrobu ve radyo ve televizyon dalgalarını meydana getirdikleri etkileriyle hissettiğimiz gibi, Yüce Allah’ın varlığını “varlık üzerinde” düşünerek hissederiz ve kavrarız. Böylece tevhit cihetinden Allah’ı tanıma imkânına erişiriz.

 

“İnsanoğlunun bu dünyaya geliş amacı nedir? Allah bizi niçin yarattı? Bizler seçilerek mi bu dünyaya gönderildik? Bu sorularıma cevap verebilir misiniz?”

 

“Yüce Allah bizi niçin yarattı” sorusuna cevap vermek hem kolay ve hem de zordur. Kolaydır, eğer muhatabı ikna etmek amacı yoksa “Allah kendisine kulluk etmemizi istediğinden dolayı yarattı” der geçeriz. Zordur, bir insana yardımcı olmak ya da yol göstermek istiyorsak, onun aklına, kalbine hitap edecek ikna edici sözler söylemek gerekir.

Bir İslam âlimi bu soruya cevap vermek için: “Her cemal ve kemal sahibi olan kimse kendi cemalini ve kemalini nasıl göstermek isterse, Yüce Allah da cemal ve kemalini göstermek için varlığı yarattı” diye söze başlar. Öyle değil mi? Mesela bir firma mal üretiyor, piyasaya bu malı ya da eşyayı sürmeden önce insan psikolojisine ve aklına hitap ederek bu üretilen mala karşı insanda alım hissini uyandıracak tanıtım yapıyor. Sonunda tüketici de üreticiden bu malı gönül rızasıyla alma ihtiyacı duyuyor. İşin akli boyutu böyle.

Her şeyi sapasağlam sanatlı ve en güzel bir şekilde yerli yerince yaratan yüce Allah da kullarına kendisini tanıtmak istemektedir. Nitekim bir kutsi hadiste: "Ben gizli bir hazine idim, bilinmeyi istedim, bilineyim diye kâinatı yarattım" (Bkz. Aliyyü'l-Kari, el-Esraru'l-Mevdu'afi'l-Ahbari'l-Mevdu'a, Tahkik: Muhammed b. Lütfi es-Sabbağ, 2. b., Beyrut 1986, s. 269) buyrulur. Bizler havayı, mikropları, elektriği, rüzgârı, radyo ve televizyon dalgalarını göremediğimiz gibi Yüce Allah’ın zatını da göremeyiz. Nasıl ki, göremediğimiz havayı, rüzgârı, elektriği, mikrobu ve radyo ve televizyon dalgalarını meydana getirdikleri etkileriyle hissettiğimiz gibi, Yüce Allah’ın varlığını “varlık üzerinde” düşünerek hissederiz ve kavrarız. Böylece tevhit cihetinden Allah’ı tanıma imkânına erişiriz. Nitekim bir ayette: “Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım” (Zâriyat, 51/56) buyrulur. Demek ki, insan ve cinlerin yaratılış amacı, her şeyi yaratan Yüce Allah’ı birlemek suretiyle O’nu tanımaktır.

İlahi zatını göremediğimiz Yüce Allah’ı tanımak için O’nun varlıkta cereyan eden icraatlarına ve faaliyetlerine bakarız. O zaman “Allah bizi niçin yarattı?” sorusunun cevabını gündelik hayattan vereceğimiz iki misalle anlatabiliriz.

Bu misallerden birisi ilk bebeklik yıllarımızla ilgilidir. Hiçbirimiz bebekliğimizi hatırlamıyoruz ama, aklımız kemale erdiği, kendimizi ve çevremizi tanımaya, nedensellikle ilgili sorular sormaya başladığımız zaman olup bitenleri fark etmeye başlarız. Kendi çocuklarımızın ve torunlarımızın bebeklik aşamalarını biliriz. İşte bu bağlamda herkes sıfır kilometre diyeceğimiz kendi bebeklik çağına geri dönsün ve yeniden düşünsün.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

463. Sayı Temmuz 2021