Sayı : 495   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Başyazı

Abdullah Büyük

Farklı Yönleriyle Ramazan Ayı

  • 07 Mayıs 2019
  • 1899 Görüntülenme
  • 437. Sayı / 2019 Mayıs
Yazıyı Dinle
0:00
0:00
Yazarın Diğer Yazıları
Abdullah Büyük
Tüm Yazı Arşivi



Müslüman insanın, iç dünyasında bulunan yetenekleri, kabiliyetleri inkişaf ettikçe, kalplerden ufuklar açılmaya başlar. Daha sonra eşyanın ve olayların iç yüzüne nüfuz etmesi devreye girer. Peygamberimizin: "Müminin bakışından çekinin. Çünkü o, Allah’ın nuru ile bakar” hadisini ve müjdesini anlamadan ve kavramadan yaşamak, rastgele bir hayattır.

 

Görülüyor ki paldır küldür tavırlar sergileyerek Ramazan ayına girmek bu ümmete yakışmıyor. Hamdolsun, yüzümüzün akı ile Ramazan ayına “merhaba” deyip, elimize tutuşturulacak Allah Kelamı olan Kur’an-ı Kerim’i hayat kitabımız olarak görecek ve ölünceye kadar çizdiği rotadan ayrılmayacağız.

 

Oruç, bıçaksız bir ameliyattır. Öyle bir ameliyat ki vücudumuzun bazı uzuvları için değil, tüm vücudumuz, tepeden tırnağa ameliyattan geçecektir. Dikişsiz, kansız, ağrısız ve parasız bir ameliyat… Şu gerçeği itirazsız kabul etmek gerekir, o da, Rabbimiz, biz insanlar için oruç tedavisinden daha üstün bir tedavi yöntemi göndermemiştir.

 

Müslüman toplumun, asırlardır 11 ayın sultanı olarak kabul ettiği Ramazan ayımızla iletişime geçebiliriz. Hoş geldin Ey Ramazan ayı, dediğimizde, iç dünyamızın dili ne diyor acaba, hiç fark ettik mi? Hoş geldin, yani duygularımızı okşayan, zevk veren, ilgi uyandıran, iyi, güzel, latif, zarif özelliklere sahip olan, ne de iyi ettin aramıza gelmekle… Sıra geldi “hoş bulduk” diyene.

-Sizleri iyi gördüm. Namazlarınızı kılıyorsunuz… Allah’ın gönderdiği kitabı iyi sahiplenmişsiniz… Farzları, vacipleri, sünnetleri yerine getirerek, Allah’ın yeryüzünde güvendiği şahitleri olduğunuza çok memnun oldum… İki aydır yaptığınız duanın kabul edilişine ne kadar sevinseniz yeridir, v.s

İşte Müslüman kulların Ramazan ayı ile olan manevi iletişim ve oluşumun gizemli dünyası böyle başlar… Ve yine hatırlayalım Recep ayının girmesi ile yaptığımız duayı… “ Allah’ım! Recep ve Şaban ayını bizim için mübarek kıl. Ve bizi Ramazan ayına kavuştur”, duasını ısrarla tekrarlayanlar, birkaç gün sonra inşallah dualarının kabulünün neşe ve sürurunu yaşayacaklar, öyle değil mi?

Müslüman insanın, iç dünyasında bulunan yetenekleri, kabiliyetleri inkişaf ettikçe, kalplerden ufuklar açılmaya başlar. Daha sonra eşyanın ve olayların iç yüzüne nüfuz etmesi devreye girer. Peygamberimizin: "Müminin bakışından çekinin. Çünkü o, Allah’ın nuru ile bakar” hadisini ve müjdesini anlamadan ve kavramadan yaşamak, rastgele bir hayattır.

Acluni’nin, Keşfü’l Hafa ismindeki eserinde rivayet edilen ve bazı ilim ehli tarafından sahihliği tartışılan bir hadiste, Peygamberimiz: “Allah, benim sadrıma neyi koyduysa, ben onu Ebubekir'in sadrına boşalttım” buyurur. Tıpkı Ramazan ayı da bünyesinde bulunan ve mahiyetini bilemediğimiz nice nimetleri, gece ve gündüzlerine boşaltmaktadır.

Tüm varlığımızla, ümit dünyamızla, gönlümüzden, kalbimizin derinliklerinden gelen manevi bir haykırışımızla “ Hoş geldin on bir ayın sultanı, diyor ve “hoş bulduk” cevabının gönüllerde yankılanmasını diliyoruz.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

437. Sayı Mayıs 2019