Sayı : 495   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Başyazı

Abdullah Büyük

Kurban ve Bayram

  • 08 Eylül 2017
  • 2304 Görüntülenme
  • 417. Sayı / 2017 Eylül



Malumunuz olduğu üzere kurban ibadeti, Hz. Âdem’in evlatlarından Allah’a kurban arz etmelerini istemesiyle başlamış ve Efendimize kadar devam etmiştir. Hz. Âdem ile başlayan bu ibadet bütün peygamberlerimizin şeriatlarında vardır. Hz. Zekeriya, Hz. Yahya efendilerimiz ise bizzat kendileri kurban olmuşlardır. Bu durum kurban ibadetinin adeta zirvesidir. İnsanın her şeyini, en sonunda bedenini Allah’a adaması halidir.

 

Hayatını Rabbine, yüce yaratıcısına vakfetmeye, kurban etmeye karar vermiş olan her insan, kaliteyi yakalamış bir insandır. Daraltılmış kulluğunu, genişletmek için tüm imkânlarını ortaya koymuş insandır. Kurbanlık hayvanın kanı akarken, o insanın samimiyeti, ihlâsı ve takvası çoktan Allah’a kavuşmuş olur. Kulun, Allah’la beraber olmasının sırrı da budur.

 

 

İnsanlıkla yaşıt belki de insanın yeryüzündeki ilk ibadeti olan kurban ibadetimizi yerine getiriyoruz. İbadetlerimizi yerine getirmek için birçok maddi hazırlıklar yapıyoruz. Bu hazırlıklarımız kadar yapacağımız manevi hazırlıklar da önemlidir. Yaptığımız bütün ibadetlere anlam katan da olayın manevi, şuur boyutudur. Şuur boyutu ihmal edilen, manevi hazırlığı yapılmayan ibadetler şekilden öteye geçemezler. Bu ibadetler insanı terbiye etmekten ve Rabbine yakınlaştırmaktan çok uzak bir noktadadır. Ruhsuz bir beden neyse şuursuz bir ibadette odur. Şuur ve maneviyat insanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliklerden biridir. İnsan dışındaki hiçbir varlığın fillerinin arkasında maneviyat göremezsiniz. İnsan da amellerini maneviyattan uzak yaptığında, fiilleri kendi cinsi dışındaki varlıkların yaptıkları ile aynı seviyeye iner.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

417. Sayı Eylül 2017