Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Başyazı

Abdullah Büyük

Murakabe, Muhasebe ve Eleştiri

  • 01 Ağustos 2023
  • 220 Görüntülenme
  • 488. Sayı / 2023 Ağustos



Allah kendisini Kur’an’da “Âlemlerin Rabbi” olarak tarif ediyor. Yani Allah, “Âlemlerin Terbiyecisi”dir. İnsan kendisini Allah’a terbiye ettirmelidir. Allah, insanı kitabıyla terbiye eder. Kendimizi Rabbimize terbiye ettirmek için Kur’an ile ciddi bir ilişkiye girmemiz gerekiyor. Hayatımız Kur’an ile başlamalı ve Kur’an ile son bulmalı. Kendini Rabbine terbiye ettirmeyen insan, hiçbir zaman Âdem gibi adam olamaz. Bugün maalesef Kur’an ile ilişkimiz çok yüzeysel ve basit seviyede kalıyor.

 

 

 

Hayatın birçok alanında olduğu gibi eleştiri ahlakımızda da nebevi ölçüleri kaybetmişiz. Yeryüzünün en nezaketli ve kibar insanı olan Efendimizin nezaket ve ince ruhluluğunu birbirimizden esirgiyoruz. Bu usul ve üslubumuz ne bireysel ne de toplumsal tekâmülümüze katkı sağlamıyor. Bir eğitim metodu olan eleştiri, bizim üslubumuzda önemini ve etkisini kaybediyor.

 

 

Hayat serüveninde insanın kendine yapabileceği en büyük iyiliklerden biridir murakabe ve muhasebe. Fakat bu büyük iyiliği yapmak o kadar da kolay değildir. Her insanın nefsine en ağır gelen şeylerdendir murakabe ve muhasebe yapmak. Bu ağırlığı yüklenmek ise insanın kendini bilmesi açısından çok önemlidir. Murakabe ve muhasebe bireyi statik (durağan) olmaktan çıkarıp dinamik (aktif) hale getirir. Murakabe ve muhasebe ile insan sürekli kendini yenileme çabası içerisinde olur. Bugün bizim en çok ihtiyaç duyduğumuz ama maalesef en az yaptığımız şeylerden biridir murakabe ve muhasebe. Hem bireysel hem de toplumsal anlamda eleştiriye kapalıyız. Bu kapalılık, hem Müslüman şahsiyetin “örnek insan” olmasına, hem de İslam cemaatinin “örnek toplum” olmasına engel oluyor. Bu problemi ortadan kaldıramadığımız sürece “model şahsiyetleri” yetiştiremeyiz ve “örnek toplumları” da oluşturamayız. Yaşamış olduğumuz toplumu ve bu toplumu oluşturan bireyleri okumaya çalışarak kendimize dair bir murakabe ve muhasebe yapmak istiyoruz. Bu murakabe ve muhasebede failleri değil, fiilleri göz önüne getirmeye çalışacağız. Amacımız örnek insanların yetişmesine katkı sağlayacak bazı fikirleri ifade etmektir.

- Kur’an Hz. Nuh peygamberin kıssasıyla bizim için temel bir ilke ortaya koyuyor; “Nerede tuğyan varsa orada tufan mutlaka olur.” Bu ilke tarih sahnesindeki bütün toplumlar için geçerli olmuştur. Tuğyan günahıyla kirlenen yeryüzüne, Allah tufan ile gusül abdesti aldırmıştır. Yeryüzü bir coğrafya olduğu gibi her insanın kalbi de bir coğrafyadır. Hem de yeryüzünden kat be kat daha büyük bir coğrafya. Bugün bizler birçok günahın coğrafyası olan kalbimize maalesef gözyaşlarımızla gusül abdesti aldırmıyoruz. İçimize ağlayamıyoruz. Kalbimizi ıslah edemediğimiz içinde amellerimiz salih olmuyor. Unutmayalım ki örnek şahsiyet olmak isteyen her Müslüman, kalbine gözyaşlarıyla gusül abdesti aldırmak zorundadır.

- Malumunuz Efendimizin hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri de Uhut savaşıdır. Efendimizin sözünün dinlenilmemesi sonucunda ağır bir imtihan yaşanmıştır bu savaşta. Sevgili Efendimiz ve ona inananlar, Uhut dağına sığınınca, meydanda neleri kaybettiklerini fark etmişlerdir. Hz. Hamza’nın ve daha birçok sahabenin yokluğu fark edilmiştir. Konunun erbabının izniyle, biz bu olayı psikolojik bir okumaya tabi tutmak istiyoruz. İnsan dünya meydanında basit ganimetler uğruna çok büyük değerlerini kaybediyor. Ama maalesef kaybettiği değerlerinin farkına varamıyor. Çünkü yüreğinin uhuduna sığınıp meydana bakamıyor. Buna o kadar çok ihtiyacımız var ki bugünlerde. Kendimizi yüreğimizin uhuduna çıkarıp soralım “ben bu savaşta neyin uğruna nelerimi kaybettim, kazandıklarım kaybettiklerime değer mi?” diye.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

488. Sayı Ağustos 2023