Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Başyazı

Abdullah Büyük

Kurban İbadetimize Manevi Hazırlık

  • 31 Mayıs 2023
  • 195 Görüntülenme
  • 486. Sayı / 2023 Haziran



İnsanlıkla yaşıt belki de insanın yeryüzündeki ilk ibadeti olan kurban ibadetimizi yerine getirmek için hazırlıklara başladık. İbadetlerimizi yerine getirmek için birçok maddi hazırlıklar yapıyoruz. Bu hazırlıklarımız kadar yapacağımız manevi hazırlıklar da önemlidir. Yaptığımız bütün ibadetlere anlam katan da olayın manevi, şuur boyutudur. Şuur boyutu ihmal edilen, manevi hazırlığı yapılmayan ibadetler şekilden öteye geçemezler.

 

Kurban ibadetimizi yerine getirirken kurban etmiş olduğumuz hayvanın üzerinden sembolik anlamda bu dünyada emanetçisi olduğumuz bütün servetimizi Rabbimiz istediğinde seve seve vereceğimize söz veriyoruz. Bu söz, servetimizi kulluğumuz için kullanacağımızın sözüdür.

 

Allah’ın yaratmış olduğu varlıklar içerisinde fillerinin arkasına şuur koyabilme özelliğine sahip tek varlık insandır. İnsan dışındaki hiçbir varlık için söz konusu olmayan bu durum, insana lütfedilen akıl ve irade nimetlerinin doğal bir neticesidir. İnsanın eylemlerinin arkasındaki şuuru çekip aldığınızda onun fiilleri ile kendi cinsi dışındaki varlıkların fiilleri arasında hiçbir fark kalmaz. Eylemlerinin arkasındaki şuuru kaybetme durumu, insanın sahip olduğu konumdan irtifa kaybetmesine sebep olur. Kendinden önceki vahiyler gibi Kur’an da bu duruma dikkat çekmiş ve kendisine muhatap aldığı insanlığı şuurlu hareket etmeye davet etmiştir. Kur’an’ın bu daveti daha ilk nazil olan ayetlerde kendisini göstermektedir. Malumunuz bu gün İslam’ın temel şartları olarak saymış olduğumuz ibadetlerden hiçbiri Mekke döneminde emredilmemiştir. İlk nazil olan ayetlerde sistematize edilmiş bir ibadet emri de yoktur. Bu durumun tek sebebi Efendimizin çağrısına olumlu yanıt verenlerin azlığı değildir. En önemli sebep, Kur’an’ın amelden önce şuur oluşturma gayesidir. Şuursuz bir ibadetin insanı adam etmeyeceği gerçeğini Kur’an’ın eğitim metodolojisinden çıkarıyoruz. Çünkü ilk inen ayetlerin en önemli vurgusu insanı düşünmeye sevk etmektir. Düşünmeyen bir beşerin eylemlerine şuur kazandırarak insan olabilmesi mümkün değildir. Şuursuz ibadetle adam olunamayacağı gerçeğinin en çarpıcı örneklerini ise Medine döneminde türeyen münafıkların kişiliklerinde gözlemliyoruz. Efendimizle müşterek bir hayatı yaşayan, onun arkasında saf tutan bu insanlara yaptıkları şuursuz ibadetleri hiçbir fayda sağlamamıştır. Buradan hareketle şu acı neticeye ulaşıyoruz; arkasında şuur olmayan ibadetler Müslüman’ı itikatta değil, ama amelde münafıklığa sürüklüyor. Bu durumun doğal bir neticesi olarak ibadetler, kendilerini yerine getiren insanların davranışlarına ahlak olarak yansımıyor. Ahlaka dönüşmeyen ibadetler ise özelde Müslüman bireyi, genelde ise ümmeti sefalete düşmekten kurtaramıyor. Bu acı gerçeğe Üstat Nurettin Topçu şu veciz ifadeleri ile dikkat çekiyor;

“Türlü sefaletlerle ihtirasların parça parça böldüğü hasta bir vücudu andıran İslam dünyası, en bedbaht devirlerinden birini yaşıyor ve her İslam memleketinde ruhlar birbirlerinden ayrılmış, birbirlerine saldırıyorlar. Her sene yüz binlerce ziyaretçi ile dolan Kabe’nin etrafında ruh birliği ve beraberliği meydana gelemiyor. Bunun sebebi ne siyasi, ne iktisadi, ne de fikridir. Bu halin sebebi, İslam’ın temeli ve Kur’an’ın özü olan ahlakın kaybedilmiş olmasıdır.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

486. Sayı Haziran 2023