Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Sosyal Doku

Nureddin Yıldız

Sabah Programı

  • 10 Ekim 2022
  • 280 Görüntülenme
  • 478. Sayı / 2022 Ekim
Yazarın Diğer Yazıları
Nureddin Yıldız
Tüm Yazı Arşivi



Gecenin karanlığını gündüze taşımak gibi bir iş olan, olayların ve baskıların etkisini iman hayatımızın tamamına sirayet ettirmemiz kabul edilemez. Başımıza gelen ne olursa olsun, zulmün hangisi ile karşılaşırsak karşılaşalım namaz için kıbleye yönelmemiz bizi farklı bir ortama taşımalıdır. İmanımız bunu gerektiriyor. Namaz huzurumuz olmalıdır. Namazda enerjimizi tazelemeliyiz. Namazın bile eridiği bir hayat bizim için, karanlığa mahkûm olduğumuz hayat olur.

 

 

Daha iyisi varken, yapabileceğimizin daha güzelleri varken seviyesi düşük işlerimizden yüksek seviyeli işlere terfi etme heyecanı ve kararı bir güneş doğmasıdır. O güneşin doğumuyla beraber yola çıkışımız geceden kurtulma ve gündüze kavuşmadır. Oturup düşünebiliriz artık: Dışarıda güneş doğduğu hâlde bitmiş olması gereken geceler bizim gafletimizle sürüyor olabilir mi? Neden bu geceler bu kadar uzun sürüyor? Hiçbir gece ebedi değilken biz kendimizi neden karanlıkta hissedelim?

 

 

Allah’ın kanunu böyle geldi böyle gidecek: Her gece önceki günü siliyor ve sabah olduğunda hayat yeniden başlıyor. Dağlarda, ovalarda, ırmaklarda, mağaralarda her yerde güneşin ışıkları ile beraber hayat yeniden canlanıyor. Otlar ve insanlar hareketleniyor. Gecenin karanlığı, yeni güneşle beraber gitmek zorunda kalıyor. Bir dahaki gece anına kadar güneşin aydınlığında hayatı olan her canlı aktifliğini sürdürüyor. Yeter ki gece vaktinde ölümü gelenlerden olmasın, sabahı gören yeniden canlanıyor.

Bizim iman hayatımız da yer yer gecelere benzer bir karanlık dönemler geçirebiliyor. Küfrün üzerimize tasallutu ile bir karanlık çökebiliyor. Kendi hatamız ile perdelerimizi çektiğimiz için karanlıkta kalıyor olabiliriz. Başımıza gelen musibetler gözümüzü görmez, kulağımızı duymaz, elimizi tutmaz hâle getirebiliyor. Kendimizden geçtiğimiz anlarımız, şuurumuzu yitirdiğimiz saatlerimiz olabiliyor. Varlık nedenimizi kavrayamadığımız zamanlar olabiliyor. Kaçmaması gereken fırsatları kaçırmış durumda bulunabiliyoruz. Birimiz, binimiz için böyle olabileceği gibi kitle kitlede karanlığa daldığımız olabiliyor.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

478. Sayı Ekim 2022