Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Yaşama(ya) Dair

Kadir Demirlenk

Saldırılar Karşısında Tavrımız Ne Olmalıdır ?

  • 05 Aralık 2020
  • 938 Görüntülenme
  • 456. Sayı / 2020 Aralık



Biz Kur'an'dan ve Hz Peygamber(sav)in siretinden, önceki peygamberlerin kıssalarından öncelikli olarak: İtikatta sağlam bir inanç, yaşantıda salih amel ve güzel ahlak, entellektüel anlamda aklı kullanmak ve ilim sahibi olmak, küresel anlamda güç ve iktidar olmak, Allah için en güzel şekilde mücadele, Allah'a tevekkül etmek ve sabırlı olmak gibi zorunlu olarak yapılması gereken hususları görmekteyiz.

 

Müslümanların aklı işlevsel hale getirerek entelektüel bir birikime sahip olmaları, ilmi çalışmaların; sosyal bilgiler, tıp, mühendislik, sanat vb. gibi ilim dallarının öncüleri olmaları gerekir. Batıl grupların ve batıl güçlerin son yüz yıllarda İslam'ın şeairlerine ve Müslümanlara yaptıkları saldırıların temelinde Müslümanların aklı yeterince kullanamama ve ilim üretmedeki bu zaafları, eksiklikleri etkili olmuştur.

 

Hak-batıl mücadelesi Hz. Âdem ve şeytan ile başlamış kıyamete kadar da devam edecektir. Bu mücadelede, her iki taraf ta kendilerinin haklı olduklarını, karşı tarafın yanlış olduğunu iddia etmektedir. Hak tarafı bunu yaparken sahih bilgiler, kati deliller ve tarihi olayları kullanmakta batıl taraf ise geçmişte olduğu gibi çoğu kez yalan-yanlış bilgi, iftira, hakaret, safsata vb. batıl argümanları ortaya koymaktadır. Günümüzde de bâtılı temsil eden gayr-i islami güçler, İslam'ın eşsiz hakikatleri karşısında çaresiz kalmakta çareyi İslam'a, İslam'ın kutsallarına hak, hukuk, bilim, temel insan hakları vb. gibi insani değerleri hiçe sayarak yalan-yanlış bilgilerle karalamakta, saldırmakta, iftira etmekte, alay ve hakarette bulunabilmektedir.

Her dönem değişik metotlarla yapılan bu saldırılar, hakaretler zaman ve mekâna göre de değişmektedir. Geçmiş dönemlerde bu, haçlı seferleri marifetiyle çapulculuk, istilalar, yakıp-yıkmalar vb. gibi gayr-i insani metotlarla yapılmışken son yüzyıllarda emperyalist eylemler ve oryantalist söylemlerle(maddesel, kültürel, siyasi, sosyal, iktisadi vb. olarak) gerçekleştirmişlerdir. Günümüzde aynı faaliyetlere yalan-yanlış bilgi, saptırma, hakaret, alaya alma, iftira vb. gibi hiçbir ahlak sınırı tanımayan söylem ve eylemlerde eklenmiştir. Bunlar da sanat ve basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, bilimsel çalışma vb. argümanlarla kamufle edilmeye çalışılmaktadır. Bundan sonraki süreçte de bu saldırılar daha değişik yöntemlerle devam ettirilecek gözükmektedir.

Burada Müslümanların refleksi ve tavrı; Ne olacaktır? Nasıl olmalıdır? Bu sorular önem arz etmektedir. Öncelikle Müslümanların bu konuda müracaat edecekleri ilk mercileri; Kur'an ve Hz. Peygamber(sav)dir. Biz Kur'an'dan ve Hz Peygamber(sav)in siretinden, önceki peygamberlerin kıssalarından öncelikli olarak: İtikatta sağlam bir inanç, yaşantıda salih amel ve güzel ahlak, entellektüel anlamda aklı kullanmak ve ilim sahibi olmak, küresel anlamda güç ve iktidar olmak, Allah için en güzel şekilde mücadele, Allah'a tevekkül etmek ve sabırlı olmak gibi zorunlu olarak yapılması gereken hususları görmekteyiz.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

456. Sayı Aralık 2020