Sayı : 495   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Hedef Noktası

Ramazan Kayacık

Karnımız mı Aç, Gözümüz mü ?

  • 07 Eylül 2020
  • 1042 Görüntülenme
  • 453. Sayı / 2020 Eylül



İstek ve ihtiyaçları birbirine karıştırıyoruz. Temel ihtiyaç, kişinin hayatına devam edebilmesi için olmazsa olmazlarıdır. İstek ise; kişinin bireysel tercihlerine bağlıdır. İhtiyaçlar sınırlı, istekler sınırsızdır. İstekler aslında ihtiyaç olmayan, olmasa da olabilir şeylerdir. Ebeveyn olarak görevimiz çocuklarımızın isteklerini değil, ihtiyaçlarını karşılamak ve onlara paylaşmayı öğretmek olmalıdır.

 

 

 

“Allah’a güvenmek” anlamındaki tevekkül kavramımıza göre çalışmak, gayret etmek, tedbir almak bize ait; Yaratmak, nasip etmek, ihsan etmek, Allah´a mahsustur. Tevekkül eden kimseler, ruh sağlığı açısından daha az kaygılı, daha sabırlı ve daha güçlü insanlardır.

 

 

Çocuklar neden doyumsuz sorusunu sormadan önce büyükler, anne-babalar neden doyumsuz, diye sorulmadığı sürece çocuklara ayıp etmiş oluruz! Çünkü bu soruyu soran, ya aynaya bakmıyor ya da kendisini aynada göremiyor, demektir.

Tüketim çılgınlığının ciddi boyutlara ulaştığı çağımızda, artık lüks tüketimin temel tüketim anlayışının önüne geçtiğini her yaş grubunda gözlemlemek mümkün.

Evet, gençliğin doyumsuz, tevekkülsüz, tedbirsiz ve kaygısız hale gelmelerinden rahatsızız. Nasıl oldu da kendi evimizde yaka silkmeye başladığımız böyle bir nesil ortaya çıktı, ya da sadece gençler mi kaygısız ve doyumsuz… soruları tartışılması gereken başlı başına konular.

Çocuklar neden doyumsuz sorusundan önce anne babalar kendilerini neden çocuklarına sürekli bir şeyler almak zorunda hissediyorlar, diye sormak gerekiyor.

Evet, anne-babalar neden durmadan çocuklarına bir şeyler alıyorlar?

Özellikle yoğun çalışan ebeveynlerin, çocuğa vakit ayıramamanın suçluluğunu telafi etmek için çocuklarını pahalı hediyelere boğmaları çocuğun doyumsuzluğuna zemin hazırlıyor. Gece geç saatlere kadar çalışan, hafta boyunca çocuğunu göremeyen bir baba çocuğuna aldığı kocaman bir bebekle, ayıcıkla ya da oyuncak arabayla bu açığını kapatmaya çalışıyor. Hediyeyle mutlu edilmek istenen çocuğun asıl ihtiyacı anne babasıyla kaliteli zaman geçirmektir. Çocuğunuzla her gün kısa süreliğine de olsa oyunlar oynayın, yuvarlanın, gıdıklayın, öpün, sevin. Çocuğun hediyelere değil, sizin ilginize, sevildiğini iliklerine kadar hissetmeye ihtiyacı var.

Çocuğu doyumsuz yapan anne-baba ve çevredir.

Çoğumuzun evi ayakkabı-kıyafet mağazası ya da mobilya mağazası gibi. Sürekli alış veriş yaparak mutlu olmaya çalışıyoruz. Bir çocuk sabahleyin anne-babası işe giderken birçok kıyafet ve ayakkabı içinden ayakkabı ve kıyafet seçme sıkıntısı yaşadıklarını gözlemliyorsa bu çocukların ileride sınırsız istekleri olan, doyumsuz gençler olması kaçınılmazdır.

İstek ve ihtiyaçları birbirine karıştırıyoruz.

Temel ihtiyaç, kişinin hayatına devam edebilmesi için olmazsa olmazlarıdır. İstek ise; kişinin bireysel tercihlerine bağlıdır. İhtiyaçlar sınırlı, istekler sınırsızdır. İstekler aslında ihtiyaç olmayan, olmasa da olabilir şeylerdir. Ebeveyn olarak görevimiz çocuklarımızın isteklerini değil, ihtiyaçlarını karşılamak ve onlara paylaşmayı öğretmek olmalıdır.

“Biz görmedik o görsün, ben yaşayamadım o yaşasın” mantığında çocuğun her isteği anında yerine getirilen ailede yetişen çocuklar şefkat zehirlenmesi yaşarlar, kural tanımazlar. Ailede kurallarla ve sınırlarla tanışmayanlar okul ve iş hayatında uyum zorlukları yaşarlar.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

453. Sayı Eylül 2020