Sadakalarını Boşa Götürenlerin Misali , Prof. Dr. Ali Akpınar
Sayı : 504   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Emsalü'l-Kur'an

Prof. Dr. Ali Akpınar

Sadakalarını Boşa Götürenlerin Misali

  • 30 Haziran 2024
  • 182 Görüntülenme
  • 499. Sayı / 2024 Temmuz



Sadaka kulun Rabbine ve kardeşlerine sadakatin göstergesidir. Rabbin emanetini yine Rabbin emriyle Rabbin kullarına veren kişi, Rabbine bağlı olduğunu ispat ederek O'na olan sadakatini gösterir. Yine o, ihtiyaç sahibi kardeşlerine vererek de onlara olan sadakatini ispat eder. Zira kardeşlik, kardeşlerine sadakat göstermeyi gerekli kılar. İnsanlar ise birbirlerinin ya dinde kardeşi ya da hilkatte eşidir.

Müminler, müminlere yakışır işler yapanlardır. İman adamının her işi imanla başlar, iman ve ihlâsla sona erer. Nice insan vardır, görünürde mümin ameli işler, ama yaptığı kâfir işinden farksızdır. Onun için mümin, her işinin başında, devamında, sonunda iman ve ihlâsını muhafaza eder.

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُبْطِلُوا صَدَقَاتِكُمْ بِالْمَنِّ وَالْأَذَى كَالَّذِي يُنفِقُ مَالَهُ رِ?َاءَ النَّاسِ وَلَا يُ?ْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ صَفْوَانٍ عَلَيْهِ تُرَابٌ فَأَصَابَهُ وَابِلٌ فَتَرَكَهُ صَلْدًا لَا يَقْدِرُونَ عَلَى شَيْءٍ مِمَّا كَسَبُوا وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ

"Ey İnananlar! Allah'a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara gösteriş için malını sarfeden kimse gibi, başa kakma ve eza etmekle sadakalarınızı boşa çıkarmayın. Onun durumu, üzerinde toprak bulunan kayanın durumu gibidir, üzerine bol yağmur yağdığında onu cascavlak bırakır. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah inkâr eden kimseleri doğru yola eriştirmez." (Bakara, 2/264)

Hayat Düsturumuz Kur'an bir taraftan Allah yolunda infaka teşvik ederken, öte yandan yapılan infakların makbul ve muteber olması için esaslar belirler. Evet, Kur'an'a göre malın asıl sahibi Yüce Allah'tır ve mal insana sınav için emanet olarak verilmiştir. İman adamı, malın asıl sahibi olan Yüce Yaratıcının belirlediği ölçülerle malı edinir, yine O'nun belirlediği ölçüler doğrultusunda onu harcar. Hem kendi ihtiyaçları için hem bakmakla yükümlü olduğu kimselerin ihtiyaçları için, hem de diğer hak sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılamak için. Sonuçta Allah'ın malını, O'nun emriyle O'nun yolunda harcar, O'nun kullarının hizmetine sunar. Buna göre hem malı edinmenin adabı erkânı vardır, hem de onu harcamanın adabı erkânı vardır. Salt hayır ve helali hedefleyen mümin, kazanırken de harcarken de helallere haramları karıştırmaz.

Sadaka kulun Rabbine ve kardeşlerine sadakatin göstergesidir. Rabbin emanetini yine Rabbin emriyle Rabbin kullarına veren kişi, Rabbine bağlı olduğunu ispat ederek O'na olan sadakatini gösterir. Yine o, ihtiyaç sahibi kardeşlerine vererek de onlara olan sadakatini ispat eder. Zira kardeşlik, kardeşlerine sadakat göstermeyi gerekli kılar. İnsanlar ise birbirlerinin ya dinde kardeşi ya da hilkatte eşidir. Konumları ne olursa olsun, zengin olsun fakir olsun insanları birbirine kardeş kılan pek çok sebep vardır. Din kardeşliği bu sebeplerin başında gelir. Ardından kan kardeşliği, akrabalık, komşuluk, arkadaşlık ve benzeri sebeplerle insan olarak kardeşlik gelir. İnsan, variyetin değil Yüce Allah'ın kuludur. O, malın değil, insanların kardeşi dostudur.

Ayet, diğer pek çok ayet gibi "iman edenler" hitabıyla başlamaktadır. Bu hitapla müminlere, imanlarının gereği bir tutum sergilemeleri istenmektedir. Bu ilahî sesleniş, "siz müminlersiniz, size müminlik yaraşır" uyarısıdır. Ardından sadakalarınızı boşa götürmeyin, uyarısı gelmektedir. Demek ki insanın sadaka vermesi tek başına yeterli değildir. Müminin ibadet görünümünde yaptığı bir amel boşa gidebilir. Onun için mümin amelini kabul şartlarına uygun yapmalı, kabul edilmeme endişesi taşımalıdır. Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail ile birlikte Kâbe'yi temelleri üzerine yeniden inşa edip: "Rabbimiz! Yaptığımızı kabul buyur. Şüphesiz ki, Sen hem işitir hem bilirsin" (Bakara, 2/127) diye dua etmeleri ne kadar anlamlıdır! Onlar, kendilerine ev yapmadılar, ibadete vesile olsun diye mabed yaptılar. Ama yine de kabulü için dua ettiler.

Ayetin "iman edenler" hitabıyla başlayıp "kâfirler/nankörler" ile sona ermesi de çarpıcıdır. Evet, sadaka müminlere yakışan bir ameldir, riyakârlık ise kâfirlerin/nankörlerin işidir. Bir kişinin mümin işi olan sadakaya başlayıp bu amelini riya ve minnet ile kâfir ameline dönüştürmesi ne kadar hazindir! Küfür, nimeti görmezden gelme ile nankörlük/küfran-ı nimet ile başlar, sahibini inkâra/küfre alır götürür

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

499. Sayı Temmuz 2024