Aslında her şehrin bir kimliği var ve bu kimlik insanların mizaçlarına etkiliyor. Hepimiz, inşa ettiğimiz ve içinde yaşadığımız şehirlerin biçimlendirdiği insanlarız. Şehirler her medeniyetin ve insanın özü/özeti olan mekânlardır. İngiliz siyasetçi Churchill: "Biz binaları biçimlendiriyoruz, sonra da onlar bizi biçimlendiriyor" diyor.

Şehirler belli bir kimliğe sahip yapılardan oluşur. Her şehir zaman içinde kendine özgü bir kimliğe, kişiliğe, imaja bürünür. Mimari ve çevre düzenlemesi orada yaşayan insanların kültürel konumlarını, psikolojilerini, insani ilişkilerini kısaca her şeyini yansıtır. Kaldırımlar genişse, evler bahçeli ve az katlıysa, sokaklar iyi aydınlatılıyorsa o toplumda bir düzen ve mutluluk var demektir. Mimari sayesinde suç oranını düşürmek bile mümkündür.

Mimari; “uzun ömürlü olmak, ömrü uzatmak; meskûn ve bayındır olmak, meskûn ve bayındır hale getirmek, anlamlarındaki umr mastarından türetilmiştir.”(Diyanet Ans.)

Mimari; binaları ve diğer fiziki yapıları tasarlama, kurma sanatı ve bilimidir.

Mimari hünerle, hikmetle ve sanatla alakasını keser, sadece çıkara, kazanca dönüşürse yapılan binalar insan psikolojisine ters düşmeye, insanı rahatsız etmeye başlar; şehir mekanik bir kimliğe bürünür, insan doğasına aykırı, sağlıksız ve zevksiz yapılar ortaya çıkar.

Kentler; ilk kuruluşlarıyla birlikte doğarlar, nüfus artışına ve diğer gelişen dinamiklere bağlı olarak büyürler; afet, savaş veya terk edilmelerle ömürlerini tamamlarlar.

İnsan bazen şehrin dar sokaklarında veya yüksek katlı binalar arasında kapana kısılmışlık hissi yaşayabiliyor. Kahvecilerin, çiçekçilerin veya fırınların önünden geçerken etrafı kuşatan mis gibi kokulara duyarsız kalamıyor ve böyle uyarıcıları hoşlanarak kodluyoruz. Mekânsal kodlamamızı tamamladığımız, aidiyet duyduğumuz çevrede daha mutlu oluyoruz.

Sesiyle, kokusuyla, rengiyle ilham veren, bize doğanın bir parçası olduğumuzu hatırlatan, gerçek anlamda yaşadığımızı hissettiren çevrenin insan psikolojisine olumlu etkileri oldukça çoktur. Belli bir estetiğe sahip parklar, köprüler, okullar, hastaneler, kaldırımlar, evler ve alışveriş merkezlerinin mimari yapıları da moralimizi yükseltiyor. Yeşilin insan psikolojisindeki yeri her zaman ayrıdır. Yeşil insana huzur, sükûnet, yenilenme ve bereket hissi verir. Yapılan araştırmalar yeşilin azaldığı, grinin arttığı kentlerde insan psikolojisini olumsuz yönde etkilediği ortaya çıkmıştır. Şehirlerin nüfusu artarken şehir planlamacıları insan psikolojisine iyi gelecek insan odaklı tasarımlar ortaya koymalılar.