Sayı : 497   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Fıkıh Köşesi

Fahri Altunkaynak

Fıkıh Köşesi

  • 31 Aralık 2022
  • 206 Görüntülenme
  • 481. Sayı / 2023 Ocak



İnsanın hafaza melekleriyle gözetim ve koruma altında olduğunu hissedip hiçbir amelinin gizli kalmayacağını bilmesi, onun sağlıklı bir kulluk bilincine ulaşması ve üstün bir ahlaka sahip olmasında önemli bir etkendir. Bir başka açıdan şu da söylenebilir ki hafaza meleklerinin her zaman insanın yanında bulunmaları, hayatın çeşitli zorluk ve korkularına karşı insanı güçlü kılmakta, onu aşırı korku ve birtakım yersiz evhamlardan da korumaktadır.

 

1- Hafaza melekleri hakkında bilgi verir misiniz?

Hafaza melekleri, insanoğlunun yaptığı iyi-kötü bütün davranışlarını kaydeden ve insanı korumakla görevli olan meleklerdir. Bu meleklerin diğer bir ismi de “Kiramen Katibîn”dir. Bununla birlikte hafaza melekleri ile kiramen kâtibin meleklerinin farklı olduğu şeklinde bazı görüşler de bulunmaktadır.

Kuran-ı Kerim’de birçok ayette bu meleklerden bahsedilmektedir:

“Muhakkak sizin üzerinizde koruyucu melekler vardır. Onlar (Allah katında) çok değerli kâtiplerdir. Bütün yaptıklarınızı bilirler” (İnfitâr, 82/10, 11, 12)

“İnsanın önünde ve arkasında Allah'ın emriyle onu koruyan takipçiler (melekler) vardır.” (Ra’d, 13/11)

“Yoksa onlar bizim, gizlediklerini ve fısıldaştıklarını işitmediğimizi mi sanıyorlar! Hayır! Doğrusu onların yanındaki elçi meleklerimiz her şeyi kaydediyorlar.” (Zuhruf, 43/80)

“İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın. Herkes beraberinde bir sevk edici, bir de şahitlik edici (melek) ile gelir. Arkadaşı (melek):İşte hep beraber olduğum şahıs burada, der.” (Kaf, 50/18, 21, 23)

Kur’an-ı Kerim’de, insanların bütün amellerinin tam olarak kaydedildiği, (Bkz.Nebe, 78/29) bunların kıyamet günü insanlara kendilerinin bizzat okumaları için arz edileceği, (Bkz.İsra, 17/13, 14) bazı günahkârların “Bu nasıl kitapmış! Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın yaptıklarımızın hepsini sayıp dökmüş!” (Kehf, 18/49) diyerek hayrete düşecekleri şeklinde verilen bilgiler hep hafaza melekleri ve onların görevleriyle alakalıdır. Hadislerde de bu meleklerin devamlı insanların beraberinde bulundukları, kişinin her zaman yaptığı ibadetlerden aldığı sevapları o kişi hasta olup yapamadığı zamanlarda da yazmaya devam ettikleri, her ikindi ve sabah namazında Allah Teâlâ’ya insanların durumlarını arz ettikleri haber verilmektedir. (Bkz. Buhari, “Mevâkît”, 16, “Ezan”, 3; Dârimî, “Rikâk”, 56)

Allah Teâlâ’nın insanın amellerini melekler olmadan da bilmesine rağmen bu melekleri insanın amellerini yazmakla görevlendirmiş olması farklı şekillerde açıklanmıştır. Her şeyden önce bu meleklerin varlığı, insanın başıboş herhangi bir varlık olmayıp özgür irade ve tercihi ile yaptığı bütün amellerinin önemine binaen kayıt altına alındığı hususunu gözler önüne sermektedir. İnsana yaptığı amellerin bu şekilde kayıt altına alındığının bildirilmiş olması, esasında insanların amellerinin karşılıklarını alacakları büyük bir din gününe hazırlanmasını sağlama anlamı da taşımaktadır. Hatta şu da var ki hafaza meleklerinin bu şekilde insanların bütün amellerini kayıt altına almaları, ahiretteki hesabın hiçbir haksızlık ya da hataya yer verilmeksizin yapılacak olmasının bir işaretidir. Zira böyle bir şahitlik ve kayıt durumunda insanın amellerini hatırlayamaması, yaptıklarını inkâr etmesi ya da başka bir bahane ileri sürmesi söz konusu olamayacaktır.

İnsanın hafaza melekleriyle gözetim ve koruma altında olduğunu hissedip hiçbir amelinin gizli kalmayacağını bilmesi, onun sağlıklı bir kulluk bilincine ulaşması ve üstün bir ahlaka sahip olmasında önemli bir etkendir. Bir başka açıdan şu da söylenebilir ki hafaza meleklerinin her zaman insanın yanında bulunmaları, hayatın çeşitli zorluk ve korkularına karşı insanı güçlü kılmakta, onu aşırı korku ve birtakım yersiz evhamlardan da korumaktadır.

Sonuç olarak hafaza meleklerini, her zaman insanın beraberinde bulunarak yaptığı iyi-kötü bütün söz, fiil ve davranışlarını amel defterlerine kaydeden, insanı Allah Teâlâ’nın takdir ettikleri dışındaki zararlardan koruyan, kıyamet günü de insana kendisi ve amelleri konusunda şahitlik yapacak olan melekler olarak tanımlamamız mümkündür.

2- Meleklerin İnsana Destek Olması Nasıl Anlaşılmalıdır?

Melekler, Allah Teâlâ’nın yarattığı varlıklar içinde görevleri yalnızca ibadet olan ve Allah Teâlâ’nın kendilerine verdiği görevleri yerine getiren, nurdan yaratılmış varlıklardır. Yaratılış mahiyetleri gereği gözle görme imkânımızın olmadığı meleklerle ilgili bilgilerimiz, Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz tarafından bize verilen bilgilerle sınırlıdır. Aşağıdaki ayet-i kerimeler, meleklerin insanlara olan desteklerine dair bize önemli veriler sunmaktadır:

“…önünde ve arkasında Allah'ın emriyle onu koruyan takipçiler (melekler) vardır.” (Ra’d, 13/ 11)

“…Melekler de rablerinin yüceliğini hamd ile dile getiriyorlar ve yerdekiler için istiğfar ederek onların bağışlanmasını diliyorlar. İyi bilin ki bağışlama ve merhameti sınırsız olan ancak Allah’tır.” (Şûrâ, 42/5)

“Meleklerden Arşı taşıyanlar ve onun etrafında bulunanlar, Rablerine hamd ederek tesbih ederler, O’na inanırlar ve müminler için Allah’a şöyle dua ederler: Ey Rabbimiz, rahmet ve ilminle her şeyi kuşattın. Tövbe edenleri ve yolunda gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru. Ey Rabbimiz, onları da, onların babalarından, eşlerinden ve çocuklarından iyi olanları da, vaat ettiğin Adn Cennetlerine koy. Yegâne galip, hüküm ve hikmet sahibi Sensin. Onları kötülüklerden koru. O gün kimi kötülüklerden korursan, ona rahmet etmişsindir. İşte büyük kurtuluş budur.” (Mümin 40/7-9)

Abdullah b. Mes’ud’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (sav) meleklerin insanlara olan desteğinden şu şekilde bahsetmiştir:

“Şeytanın ve meleğin insanın kalbine bıraktığı duygu /hisler vardır. Şeytan kalbe, kötülük ve hakkı yalanlama duygusu atar. Buna mukabil melek, insanı iyiliğe çağıran ve hakkı tasdik etmeye çağıran duygular bırakır. Kim kendisinde böyle iyiliğe çağıran bir his duyarsa bilsin ki o Allah’tandır ve bundan dolayı Allah Teâla’ya hamd etsin. Kim de kendisinde kötülüğe çağıran diğer duyguyu hissederse bilsin ki o şeytandandır ve böyle bir durumda hemen kovulmuş şeytanın şerrinden Allah Teâlâ’ya sığınsın! buyurmuş, devamında şu ayeti okumuştur: “Şeytan içinize yoksulluk korkusu düşürür ve çirkin şeyler yapmanızı emreder. Allah ise kendinden bir bağışlama ve lütuf sözü vermektedir. Allah her şeyi kuşatmakta ve her şeyi bilmektedir.” (Bakara, 2/268; Hadis için bkz: Tirmizi, “Tefsir”, 3; Nesâi, “Tefsir”, 46)

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

481. Sayı Ocak 2023