Cumhur Başkanımıza ve Aynı Yolun Yolcularına ithaf (Armagan) Ediyorum , Abdullah Büyük
Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Başyazı

Abdullah Büyük

Cumhur Başkanımıza ve Aynı Yolun Yolcularına ithaf (Armagan) Ediyorum

  • 07 Åžubat 2018
  • 2155 Görüntülenme
  • 422. Sayı / 2018 Åžubat



Bir damla suyu, insan olarak insanlığın arasına katan Yüce Yaratıcı, yarattığı insanın iyiliÄŸini, hayrını istiyordu. O’nun için yaÅŸaması, yaratıcısına itaat etmesi için neler yapmamıştı ki? Yeryüzünün tamamını ve gökte olan her ÅŸeyi onun emrine vermiÅŸti. Ä°nsanın aklına rehberlik yapması için, kitabı olan Kur’an-ı Kerim'ini, kulunun eline tutuÅŸturmuÅŸtu.

 

Bir damla suyu, insan haline getiren Rabbimiz, kulunun ayağının tökezlememesi, yürüyüÅŸünde yabancı yollara kaymaması için bir takım irÅŸatlarda ve tembihlerde de bulunmuÅŸtu: Rab ve ilah olarak ancak Allah'a iman etmeyi ÅŸart koÅŸmuÅŸtu. YaÅŸanacak din olarak sadece Ä°slâm'ı kabul etmiÅŸti. Yol olarak Sırat-ı Müstakimden baÅŸkasına razı olmamıştı. Bu yolculukta tek rehberin Hz. Muhammed (sav) olmasını emretmiÅŸti.

 

Bir damla sudan yaratılan insan ÅŸu hakikate bir daha inanmalıdır ki, kötüler ve kötülük sürekli olarak ayakta kalamaz. Ä°yilik asıl, kötülük ise geçicidir. Hâkimiyet eninde sonunda iyilerin eline geçecektir. Bu iÅŸ böyle takdir edilmiÅŸtir.

Bir damla su idik. O suyun:

Ne kulağı vardı, ne de ayağı,

Ne saçı vardı, ne de gözleri,

Ne ciÄŸeri vardı, ne de böbreÄŸi,

Ne derisi vardı, ne de kemiği, kası, siniri,

 

O sadece bir damla suydu… Bir tek damla...

 

O bir damla suyun cinsi, cibilliyeti de bilinmiyordu:

Erkek miydi, kadın mıydı?

Esmer miydi, beyaz mıydı?

Kısa boylu muydu, uzun boylu mu?

Zayıf mıydı, şişman mıydı?

 

Bilemezdik, çünkü görülen sadece bir damla suydu…

 

Yine o bir damla suyun hüviyetini de bilmiyorduk:

Hangi ırktandı, hangi renktendi?

Hangi dile sahipti, hangi kelâmı konuÅŸacaktı?

Ne ÅŸeklini görebiliyorduk, ne de vasfını.

Netice olarak o bir damla suydu.

 

 

O bir damla suyun hangi inanca sahip olduÄŸunu da bilemiyorduk:

Kâfir miydi, mümin mi?

Fasık mıydı, fâcir miydi?

MüÅŸrik miydi, münafık mı?

Her ne kadar akide kimliğini tayin etmeye yetkimiz olmasa bile, o bir damla suyu bir sıfat bekliyordu.

 

Bir damla suya baktıkça neler düÅŸünmüyorduk ki?

Gün gelecek, ya iman edecek, ya da inkâr edecekti.

Ya Kemalist olacaktı ya da ateist.

Ya sosyalist olacak, ya da faÅŸist.

Ya da dört başı mamur bir Müslüman olacak.

Ama mutlaka biri olacaktı. Kaçınılmaz bir sondu bu...

 

Kim bilirdi ki bir damla suyun:

Zengin mi olacağını, fakir mi olacağını,

Cömert mi olacağını, cimri mi olacağını,

Âdil olarak mı yoksa zalim olarak mı yaÅŸayacağını, evet kim bilebilirdi…

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

422. Sayı Şubat 2018