Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İslam Aleminden

Ahmet Varol

İşbirlikçi Rejimlerin Normalleştirme İhaneti

  • 07 Ekim 2020
  • 1047 Görüntülenme
  • 454. Sayı / 2020 Ekim



          1.  

Arap ülkeleri, özellikle de Körfez ülkeleri İsrail'le ilişkileri normalleştirmek için 2018'de adeta bir yarışa girdiler. İsrail başbakanı Netanyahu, Umman'ı ziyaret etti ve burada, o zaman saltanatta olan Sultan Kabus tarafından sıcak ilgiyle karşılandı. Sonra İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miri Regev, ardından İletişim Bakanı Eyüp Kara, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) ziyaret etti. Katar'daki Dünya Artistik Cimnastik Şampiyonası'na İsrail Milli Takımı'nın katılması ve İsrail milli marşının çalınması da bu doğrultuda dikkat çeken bir gelişme oldu. Bu arada Bahreyn de Netanyahu'yu davet etti.

 

Arap dünyasındaki dikta rejimleri siyonist işgal rejimiyle zaten uzun süreden beri perde arkasından ilişkiler yürütüyorlardı. Bu ilişkilerini bazı alanlarda açığa çıkardıkları da oluyordu. Ancak siyonist işgal rejimini resmen tanıyarak onunla doğrudan diplomatik ilişkiler içine girme konusunda bu rejimle anlaşma imzalayan sadece 17 Eylül 1978'de Camp David Anlaşması'nı imzalayan Mısır ve 26 Ekim 1994'te Akabe Anlaşması olarak da isimlendirilen Vadi Araba Anlaşması'nı imzalayan Ürdün oldu. Ama tabii işgal rejimini "meşrulaştırma" sürecinin bir parçası olarak FKÖ'nün 13 Eylül 1993'te bu rejimle imzalamış olduğu Oslo İlkeler Anlaşması'nın ve onun uygulamaya taşınmasıyla ilgili diğer anlaşmaların da işgalciyle ilişkileri normalleştirmek isteyen ihanet rejimlerine önemli dayanaklar verdiği gerçeğini de göz ardı edemeyiz.

21 Mayıs 2017 tarihinde Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da "Amerika ve İslâm Ülkeleri Zirvesi" adı verilen bir uluslararası toplantı gerçekleştirildi. Toplantı normalde Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ilişkilerin düzene sokulmasını ve geliştirilmesini amaçlıyordu. Fakat Suud yönetimi kendisinin ABD'nin yeni başkanı Trump'ın önünde eğilişini gölgelemeleri için İslâm dünyasından da siyasi liderleri çağırmış ve düzenlediği toplantıya "ABD ve İslâm Ülkeleri Zirvesi" adını vermişti.

Trump'ın bu toplantıya katılmak amacıyla Riyad'a yaptığı ziyaret aynı zamanda ABD başkanlığı koltuğuna oturmasından sonra gerçekleştirdiği ilk dış ziyareti niteliği taşıyordu. O yüzden uluslararası alanda ve medya nezdinde de bayağı ilgi görmüştü.

Trump bu toplantıda Arap dünyasındaki işbirlikçi rejimlere siyonist işgal rejimiyle perde arkasından yürüttükleri ilişkileri perdenin önüne taşımak için bir normalleştirme süreci başlatmaları yönünde talimat verdi. Bunu da zirvedeki konuşmasında dile getirdi.

Son dönemde bu talebin yerine getirildiğini ve Arap dünyasında ve Afrika'da siyonist işgal rejimiyle ilişkilerin normalleştirilmesi için önemli adımlar atıldığını görüyoruz.

Arap ülkeleri, özellikle de Körfez ülkeleri İsrail'le ilişkileri normalleştirmek için 2018'de adeta bir yarışa girdiler. İsrail başbakanı Netanyahu, Umman'ı ziyaret etti ve burada, o zaman saltanatta olan Sultan Kabus tarafından sıcak ilgiyle karşılandı. Sonra İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miri Regev, ardından İletişim Bakanı Eyüp Kara, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) ziyaret etti. Katar'daki Dünya Artistik Cimnastik Şampiyonası'na İsrail Milli Takımı'nın katılması ve İsrail milli marşının çalınması da bu doğrultuda dikkat çeken bir gelişme oldu. Bu arada Bahreyn de Netanyahu'yu davet etti.

Arap liderlerin İsrail'le ilişkileri normalleştirmek için başlattıkları yarışa onlardan sonra Afrika'dan Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi katıldı. İdris Debi, Kasım 2018'in sonunda siyonist işgal devletine bir ziyaret gerçekleştirdi. 25 Kasım 2018 tarihinde başlayan bu ziyaret üç gün sürdü. İşgal rejiminin başbakanı Benyamin Netanyahu bu ziyaretin kendileri açısından son derece önemli olduğunu dile getirerek kendisinin de Çad'a bir ziyarette bulunacağını açıkladı.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

454. Sayı Ekim 2020