Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Hedef Noktası

Ramazan Kayacık

Modern Şehirlerin Çağdaş Müslümanları

  • 07 Kasım 2019
  • 1396 Görüntülenme
  • 443. Sayı / 2019 Kasım



Bugün şehirlerin çoğu ruhları alınmış, kadavra şehirlerdir. Şehirde her şey var; huzur yok, şehirde her şey var; sağlık yok, şehirde her şey var; kardeşlik- komşuluk yok. Şehirde her şey var; bereket yok, samimiyet yok. Şehirde her şey var; saygı-sevgi yok, insanlık yok... Şehirler kalabalık olmasına rağmen insanlar evlerinde yapayalnız yaşıyor ve yapayalnız ölüyorlar. Bedenden ruhun çıktığını gözlerimizle göremesek de bir canlının öldüğünü anlarız. Şehirler de böyledir; ruh yok olmaya başladığında şehirler de ölürler.

 

Şehirler ahlakla inşa edilmeli, erdemle denetlenmelidir. Çünkü şehir kurmak insani ve medeni bir eylemdir. Şehir üslubuyla, süliyetiyle her an insanlarına hizmete hazır olmalı. Şehrin meydanları, kaldırımları, yolları ve esnafları insanlara insanca hitap etmeli. Şehirler Las Vegas özentisinden uzak; “Beldetün Tayyibetün/En güzel şehir” olarak yeniden şekillendirilmeli.

 

 

Şehirler sosyal hayatın birçok yönlerini kapsayan, çeşitli faaliyetlerin, ekonomik ve kültürel birikimlerin yoğunlaştığı önemli yerleşim birimleri olup fiziksel ve sosyal çevresiyle toplumsal hayatın merkezini oluştururlar.

Şehirler kültürümüzde, özellikle İslam tarihiyle birlikte “Medine” ile olan bağlantısı nedeniyle, medeniyetle yakından alakadar görülmüştür. Medine, İslâm’ın gönüllere ve hayatlara dokunduğu, ahlaki değerlerin yeşerdiği ve meyvelerini verdiği şehirdir. Medeniyetsiz bir şehir düşünülemeyeceği gibi şehirsiz bir medeniyeti düşlemekte de zorlanırız.

Şehir, köyün büyümüş, kalabalıkların bir arada yaşadığı mekânlar değildir. Şehirler medeniyetlerin fidanlığıdır. Medeniyet; şehirlerin dünden bugüne taşıdıkları birikimdir, şehirlerin konuşmasıdır, dile gelmesidir, haykırmasıdır.

Şehirlere kültürel anlamda kimlik kazandıran, ayırt edici imgeleri ve öğeleri vardır. Mesela Eiffel kulesi Paris‘e, Topkapı Sarayı-Sultanahmet Camii İstanbul’a kimliğini kazandırır. Ancak şehirlere kimlik kazandıran sadece mimari yapılar değildir. Meydanlar, doğal varlıklar, parklar- bahçeler, coğrafi yapılar da şehir kimliğinin oluşumunda önemli etkenlerdir. Şehirliler ve şehirleri yönetenler şehrin tarihine, kültürel birikimlerine sahip çıkmalılar.

Bizler insan olarak farkında olsak da olmasak da yaşadığımız şehrin karakterini kuşanırız. Konuşma dilimizin biçimlenişi, şivemiz şehrimizin bize kazandırdığı özellikler arasındadır.

Şehirlilik, medeniyeti yaşamakla elde edilir, medenî insan; şehirde, köyde veya ıssız çölde yaşasa da yine de şehirlidir, yine de medenîdir. Medenî ve şehirli insan, israftan, gösterişten uzak, görgülü insandır. Şehirli ve medenî insan, yüksek ahlaka ve karaktere sahip, gönül yiğitliği, yardımlaşma zihniyetine sahip olan insandır. Şehirli insan; vakur, ağır başlı, ciddî, sakin, ölçülü, dengeli kimsedir. Medenî insan; iyi insandır, iyi vatandaştır, iyi komşudur, iyi iş adamıdır, iyi âmirdir, iyi memurdur… İslâm medeniyet dini, Müslüman da medeni insandır. Medeniyetsiz insanlık da Müslümanlık da anlamsızdır.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

443. Sayı Kasım 2019