Sayı : 495   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Yaşama(ya) Dair

Kadir Demirlenk

İslam'sız Bilim Akılsız ve Ruhsuzdur

  • 05 Eylül 2018
  • 1905 Görüntülenme
  • 429. Sayı / 2018 Eylül



Kur’an; ilme ve düşünceye büyük önem vermiş ve bazı yerlerde bunu imanla, amelle eş değer kılmıştır. Cehaleti ve insanı cehalete sürükleyen amilleri belirtmiş; bunları şirk, küfür, nifak ve ataletin kaynakları olarak görmüştür. İlim adına ortaya konan her şeye itibar edilmemesini tavsiye etmiş, bilgi alacağımız kaynakları ve onların değerlerini de bildirmiştir.

 

 

İslam (lafzi ayetler) ve bilim (kevni ayetler) birbirlerinin ikizleridir, birbirlerini tamamlayan bütünün parçalarıdır. Bunlar birbirlerinin alternatifleri değil olmazsa olmazlarıdır. Birinin sahip olduğu dinamikleri diğerine engel kılmamak gerekir. Ya da doğaları gereği olan farklılıkları diğerine üstünlük sebebi kılmamak lazım gelir. Biri diğerine kurban edilmemelidir.

 

 

Kur’an’da en çok işlenen konulardan biri de ilim ve düşünce konusudur. Kur’an’ın ilme bakışı, klasik ilim değerlendirmelerinden farklıdır. Bu farklılık, Kur’an’ın ilme büyük anlamlar yüklenmesinden ileri gelmektedir. Kur’an’a göre ilmin kaynağı mutlak olarak Allah’tır. “Çok merhametli(Allah), Kur'an'ı öğretti. İnsanı yarattı. Ona açıklamayı öğretti.”(Rahman, 55/1-4) Kur’an’da ilim konusu, her ne kadar ayrı isimler altında bahsedilmese de genel itibariyle; “Allah(c.c)'ın bilgisi” ve “Beşeri bilgi” olarak karşımıza çıkar.

Allah(cc)'ın bilgisi: Yalnız Allah(cc)'a has olan bilgidir. Her şeyi kuşatmış, hiç kimsenin muttali olamadığı, mahiyetini bilemediğimiz mutlak bir bilgidir. Kur’an da bu bilgiden, Allah katında-levhi mahfuzda- bulunan bilgi ve ğayb bilgisi olarak bahsedilir, Allah’ın bildirdiği kadar bilinir.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

429. Sayı Eylül 2018