Sayı : 495   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Yaşama(ya) Dair

Kadir Demirlenk

Emrolunduğun Gibi Dosdoğru Ol

  • 09 Aralık 2017
  • 3179 Görüntülenme
  • 420. Sayı / 2017 Aralık



Kur'an'ın yönetici konumundaki insanlara verdiği mesajların en başta geleni yaşantılarını, uygulamalarını, hükümlerini Allah ve Rasûlü'nün belirlediği ilkeler çerçevesinde yerine getirmektir. Makam ve mevki sahibi kişi, inancında, ibadetlerinde, uygulamalarında; günah, yanlışlık, eksiklik, noksanlık, tembellik ve zafiyet olmamasına dikkat etmelidir.

 

  1. her şeyi tam olarak yerine getirmek, herkesin hakkını vermek ve ölçülü davranmak demektir. Toplumları ve milletleri uzun süre ayakta tutan en önemli haslettir. Kur'an'ın insani ilişkilerde ve hükümlerde en sık vurguladığı hususlardan birisi de adaletli davranmak fitne ve fesatçı olmamaktır.

 

Kur'an işlerin istişare ile yapılmasına önem verir. Ortak aklın doğru bir şekilde işlevsel hale getirilmesini ister. Müminlerin özelliklerinden bahsederken onların işlerini aralarında istişare ile yaptıklarına vurgu yapar ve müminlere de bunu öğütler.

 

Rabbimiz Teâlâ, elest bezminde Ademoğlu ve zürriyetinden kulluk yapma sözünü almış, Ademoğlu da bu söze şahitlik yaparak emaneti yüklenmeyi kabul etmiştir. Rabbimiz de insanı kulluk için gerekli niteliklerle donatmış, halife olarak yaratarak yeryüzünde sorumlu kılmıştır. Sorumluluk ve emanet sahibi insana da bunu nasıl yerine getireceğini vahiy aracılığı ve peygamberler örnekliği ile öğretmiştir.

Her insan özelde sorumluluk sahibi iken, toplum içerisinde kendisine diğer insanlarla ilgili işlerin havale edildiği, makam ve mevki sahibi insanların sorumlulukları daha farklı olmuştur. Toplumdaki sorumluluk sahipleri; bazen yönetici, bazen ilim sahibi, bazen güç ve iktidar sahibi, bazen servet sahibi, bazen de özel imkân ve imtiyaz sahibi kimseler olabilmektedir. Hz Peygamber(sav)in “Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek, ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın, kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr, efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve güttüğünüz sürüden sorumlusunuz.” (Buhari, “Cuma”,11) hadisinde işaret ettiği gibi ailede anne ve babalar, işyerinde patronlar, yönetici durumundaki müdürler, amirler, insanlara yön veren ilim adamları, kanaat önderleri vb. daha farklı bir sorumluluk sahibidirler.

Kur'an bize, müslüman olan makam mevki sahibi önder insanların, sorumluluk sahibi kişilerin niteliklerini, sahip olması gereken özelliklerini, dikkat etmeleri gereken temel ilke ve esasların neler olduğunu, insanlara nasıl davranmaları gerektiğini öğretmektedir. “Onlar (o müminler) ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı kılar, zekâtı verirler, iyiliği emreder ve kötülükten nehyederler. İşlerin sonu Allah'a varır.” (Hacc, 22/41) Bu ayet, özellikle iktidarı elde bulunduran müslümanların hayatında olması gerekenleri ifade etmektedir. Kulluğu ilgilendiren namaz ve zekât görevlerinin ardından, iyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmek görevinin zikredilmesi, yöneticilerin bu konuda da hassasiyet göstermelerine dikkat çekmek içindir. Yönetici iyi ve faydalı olan işleri yapmaya çalışırken kötü ve zararlı olan işlerde de engel olmakla sorumludur.

Kur’an, Peygamberler (Hz.Süleyman, Hz.Davut, Hz.Yusuf, Hz.Muhammed vb) özelinde ve bazı kıssalarda makam mevki sahibi kişiler ile ilgili olumlu örnekler ve ilkeler sunarken, Firavun, Nemrut, Karun gibi kişiler örneğinde de kabul edilmeyen, hoş olmayan davranışları öğretmektedir. Aynı zamanda müminlerin özelliklerinin toplu olarak anlatıldığı Bakara 1-5, Mü’minun 1-10, Furkan 63-77 ile İsra 22-39, Enam 151-153, Lokman 13-19 gibi ayetlerde genel ahlaki ilkelerle de bu esaslara dikkat çekilmektedir. Sorumluluk sahibi kişilerin dikkat etmesi gereken temel ilke ve esaslar özetle şu şekilde ifade edilebilir.

 

1-Yaşantılarını, uygulamalarını, hükümlerini Allah ve Rasûlü'nün belirlediği ilkeler çerçevesinde yerine getirmek.

Kur'an'ın yönetici konumundaki insanlara verdiği mesajların en başta geleni yaşantılarını, uygulamalarını, hükümlerini Allah ve Rasûlü'nün belirlediği ilkeler çerçevesinde yerine getirmektir. Makam ve mevki sahibi kişi, inancında, ibadetlerinde, uygulamalarında; günah, yanlışlık, eksiklik, noksanlık, tembellik ve zafiyet olmamasına dikkat etmelidir. Bireysel yaşantısını sürdürürken, insanları yönetirken, aralarında hüküm verirken, onlara yön verirken Allah ve Rasulü’nün ilkeleri ilk planda olmalıdır. “(Sana şu talimatı verdik): Aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet ve onların arzularına uyma. Allah'ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmamalarına dikkat et.” (Maide, 5/48,49)

Kur'an bu konuda başka uyarılarda yapmaktadır.“Kim Allah'ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir…” “işte onlar zalimlerin ta kendileridir…” “işte onlar fâsıkların ta kendileridir.” (Maide, 5/44,45,47) Allah’ın indirdiği hükümler ile hükmetmeyenlere üç noktadan bakılmış; O’nu inkar manası taşıdığı için “kafir”; Allah’ın hükmü adalet, onun zıddı zulüm olduğundan “zalim” denilmiş, Allah’ın emrinden çıkış manası göz önüne alınarak “fasık” denilmiştir.“ O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.” (Hud, 11/112)

“Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allah'a ve Resûl'e götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir.” (Maide,5/5)

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

420. Sayı Aralık 2017