Sayı : 495   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Gelenek

Ali Bektaş

Tasavvufta ve Hazret-i Mevlana' nın Eserlerinde Helal Lokma 3

  • 05 Temmuz 2017
  • 2153 Görüntülenme
  • 415. Sayı / 2017 Temmuz



İnsan’ın birbirine zıt hallerini Hazret-i Mevlâna iki duruma indirgeyerek anlatmaktadır. Ona göre insan, topraktan yaratılmış ve ruh giydirilmiş bir varlıktır. Bu haliyle de içinde ve dışında sürekli bir savaş ve mücadele halindedir. Mevlâna’nın diliyle insanın bir tarafı “a’lây-ı ılliyyînden” diğer tarafı “ esfel-i sâfilin’dendir.

 

Tevhid, tasavvufa göre kişinin kendi varlığını Hakk’ın huzurunda yok etmesi, kendinde bir varlık görmemesidir. Bu sadece ibadetlerle olmaz, tefekkür de lazımdır. Ancak Mevlâna’ya göre temelde gerekli olan şey, kişinin helal yemesi, helal kazanması ve helale sarf etmesidir.

 

 

“Eğer ten besler isen fil olasın,

Gıdâyı ruha ver, Cibrîl olasın”

Câmiu’l-ezdâd terkibini mutasavvıflar, Cenab-ı Hakk’ı ifade etmek üzere kullanırlar. Buna göre insan da câmiu’l-ezdâd’ın tecellisinden ibarettir. Yani Cenab-ı Hakk, zıtların yaratıcısıdır, sahibidir ve isimleri, sıfatları zıtlıklar içerir. İnsan böylece tasavvufa göre Allah’ın isimlerinin ve tecellilerinin bir aynası olarak zıtlıkların bir araya toplandığı en büyük külliyedir. Mevlâna’ya göre de insan; bu durumuyla en büyük kâinattır. İnsanın eşref-i mahlukat kılınmasından yahut ahsen-i takvim üzere yaratılmasından anlaşılması gereken de budur.

İnsan ve eylemleri zıtlıklarla ifade edilir. İnsan, hem güzel-çirkin, doğru-yanlış, faydalı-zararlı v.b karşıtlıkların sahibi, hem de icracısıdır. İnsan’ın kendisini mutlak olarak bu karşıtlıkların dışında bir yere konumlandırabilmesi yaşadığı müddetçe mümkün de değildir. Kur’an’da, “Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine kulluk et.” (Hicr, 15/99) emri, varoluşun zıtlıklarını ebedi alemde aşmak için bir çözüm önerisidir. Bu ayetteki “yakîn” kelimesinin kesin doğru, tereddütsüz ve zıtlıkları aşan biliş” olarak anlayanlar, bunun ancak ölümle mümkün olduğuna işaret ederek ayetin mealine ölüm kelimesini koymuşlardır. Ayrıca ayet-i kerimenin böyle anlaşılması gereği, Resul-i Ekrem’den tevarüs etmiştir. Ölüm hali zamana, mekana ve iradeye bağlı tercihlerin zıtlıklarını ortadan kaldırır. Böylece kişi dünyadaki zıtlar içinden tercih ettiklerinin gerçekte ne olduğunu ahiret aleminde görecektir.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

415. Sayı Temmuz 2017