Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Başyazı

Abdullah Büyük

Ramazan'ı Doğru Anlamak ve Anlamlandırmak

  • 09 Nisan 2022
  • 529 Görüntülenme
  • 472. Sayı / 2022 Nİsan



İnsanoğlunun işlemiş olduğu günahlarla manen, eliyle yapmış olduklarıyla da madden kirlenmiş bir dünyada yaşıyoruz. Seküler kirlilik, hayatın bütün alanlarına nüfuz ediyor. Siyaset, ticaret, medya, kültür, sanat, ahlâk, sokak... Her şey bu kirlilikten nasibini alıyor. Fahşâ, münker, azgınlık, açgözlülük, lüks, israf, şiddet, bencillik sistemli olarak yaygınlaştırılırken; adalet, ihsan, infak, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, itidal, tevazu, sabır, takva, affetme, sevgi, vefa gibi erdemler unutturuluyor, törpüleniyor, aşındırılıyor. Kötülerin çoğalması ve kötülüklerin yaygınlaşması ise, ruhumuzu daraltıyor, içimizi burkuyor ve adeta ufkumuzu karartıyor…

İşte, tam da böyle bir anda Ramazan imdadımıza yetişiyor. Paslanan, kirlenen, katılaşan kalplerimizi rahmet deryasında yıkayıp arındıracak, yumuşatıp itminana, sekînete erdirecek kutlu mevsim başladı. İnsanlığımızı, kulluğumuzu, sorumluluklarımızı, görevlerimizi hatırlamak için bu ayda inen Kur’an’ın ebedi mesajlarına kulak vereceğimiz, hakkı batıldan ayıran şaşmaz ölçülerine sımsıkı sarılıp, işaret ettiği dosdoğru yolda yürüyeceğimiz bir mana iklimine daldık; bereket, mağfiret, merhamet, huzur ve barış iklimine...

Rasûlüllah (sav)’in “sabrın yarısı” buyurduğu orucumuzla; yalnız midelerimizi boş bırakmakla yetinmeyip, gözümüze, kulağımıza, elimize, ayağımıza, hâsılı tüm vücudumuza hükmedecek, arzularımıza gem vuracağız...

Rasûlüllah (sav)’in, “Ramazan ayı girince göklerin/Cennetin kapıları açılır, Cehennemin kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur” hadis-i şerifindeki müjde ve fırsatlardan faydalanarak; yine Allah Rasûlü (sav)’in,“Damarlarınızda akan kan” gibi dediği şeytanı, oruç, namaz ve Kur’an’dan güç alarak zincire vuracağız... Nefis ve şeytanın hâkimiyetinden kurtulup yalnız Allah’a teslim olarak Cehennem kapılarını kapatacak, Cennet’in kapısını aralayacak sabredenlere vaat edilen hesapsız mükâfata nail olacağız inşaallah...

Rabbimiz tarafından cennet kontenjanının en geniş haliyle açılmış olduğu mübarek bir zaman dilimindeyiz. Bu cennet kontenjanını bütün dünya nüfusu doldurmaya yetmez. Yine Rahman olan Rabbimiz öyle bir af kredisi açmış ki, bütün insanlığın günahları toplansa onu tüketmeye yetmez. Bu kontenjanda herkese yer var, bu kredi herkese yeter. Bu ayın rahmetinden ve bereketinden şemsiyelerini açıp kuru kalmakta inat edenlerimiz hariç, herkes nasiplenecektir.

 

Değerli kardeşlerim:

“Allah’ım! Receb ve Şa’ban ayını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına kavuştur” diyerek girdiğimiz üç ayların ikisini geride bıraktık. “Evveli rahmet, ortası mağfiret sonu da cehennemden azad” olan Ramazan ayına kavuştuk. Ramazan Ayına kavuşmuş olmamız, inşallah duamızın kabul edildiğinin bir göstergesidir. Amellerin karşılığının bol bol verildiği bu fırsat ayında Müslüman olarak yapmamız gereken birçok şeyin olduğu inancındayım. Ancak öncelikli olarak yapmamız gerekenleri formüle eden şu hususu hatırlatmak isterim:

Çerçevesini ilim, amel ve ihlâs olarak çizeceğimiz bu husus, yapacağımız her türlü faaliyeti kuşatmalıdır. Kısaca ifade etmek gerekirse bu ayda, ilmen, amelen ve ihlâsen daha donanımlı hale gelmek için çaba sarf etmeliyiz.

Şu hususu da hatırlatmak isterim: İnsanın sahip olduğu ve önem verdiği değerler, bu değerler çerçevesinde gerçekleştirmek istediği hedefler önceliklerini oluşturur. Değerlerin önemini yitirmesi ya da değerlerin değişmesi, önceliğinin değişmesine de neden olur. İşte bu noktada İslami değerlerin öneminin gerektiği gibi kavranamamasından dolayı tüm insanlık önceliklerini belirleme hususunda bir kargaşa içerisine girmiştir.

Dünyaya geliş gayesi Allah’a kulluk olan Müslüman birey önceliklerini Kur’an’dan alarak belirlemek durumundadır. Zira Müslüman’ın önceliklerini belirleme yetkisi, Allah ve Rasülü’ne aittir. Bütün Müslümanların önem vermesi ve öncelemesi gereken mesele tevhiddir, Allah’tan başka ilah olmadığına inanmak ve Hz. Muhammed (sav)’in Allah’ın Rasülü olduğuna şahitlik etmektir. Tevhid, dinin esasını oluşturur. Dolayısıyla en büyük öneme ve önceliğe sahiptir. Bundan dolayı bu mübarek ayda öncelikli olarak inancımızı gözden geçirip, imanımızın olgunlaşmasına ve seviye kazanmasına vesile olacak amellere önem vermemiz gerekir.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

472. Sayı Nİsan 2022