Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İslam Aleminden

Ahmet Varol

2021'de İslam Alemi

  • 07 Ocak 2022
  • 574 Görüntülenme
  • 469. Sayı / 2022 Ocak



Suudi Arabistan liderliğindeki diktatörler çetesi, Katar’a yaptırım yoluyla istediğini yaptıramayacağını anlayınca bu ülkeye uyguladığı ablukayı kaldırma kararı verdi. Böylece Suudi Arabistan, Mısır, BAE ve Bahreyn’den oluşan dörtlü çetenin 5 Haziran 2017’de Katar’ı sıkıştırmak amacıyla başlatmış olduğu abluka 4 Ocak 2021 tarihinde sonlandırıldı. Dörtlü çetenin abluka yoluyla Katar’ı sıkıştırmakta başarılı olamamasında Türkiye’nin Katar’a verdiği desteğin önemli bir payı olduğu söylenebilir.

 

Bu ayki yazımızda İslam dünyasında yaşananların öne çıkanlarından olduğunu düşündüğümüz bazı gelişmeler hakkında özet bilgiler vermeye ve kısa değerlendirmelerde bulunmaya çalışacağız.

Afganistan’da Taliban’ın Hâkimiyeti Ele Geçirmesi

ABD ile Taliban arasında, Amerikan askerlerinin çekilmesi konusunda 29 Şubat 2020 tarihinde anlaşma imzalanmıştı. Bu anlaşmaya göre çekilme işleminin Nisan 2021’in sonuna kadar tamamlanması gerekiyordu. Ancak Biden’ın başa geçmesinden sonra çekilme işleminin 11 Eylül’e kadar ertelenmesi kararlaştırıldı.

Biden’ın erteleme kararının sebebi Afganistan’da bir iç uzlaşmanın sağlanamamasıydı. Çünkü işgal güçlerinin çekilmesi durumunda Kabil’deki hükümetin tutunmasının kolay olmayacağını biliyordu. Ancak sonrasında da bir uzlaşma sağlanamaması sebebiyle işi uzatmanın ABD’ye daha fazla yük yükleyeceğini ve istediğini de sağlayamayacağını anlayan Biden, 31 Ağustos’a kadar bütün güçlerini çekeceğini duyurdu.

Bu durum karşısında hükümet güçleri Taliban karşısında ciddi bir direniş göstermeyerek vilayet merkezlerini teslim etmeyi tercih ettiler. Bu sebeple Taliban güçleri hızlı bir şekilde ilerleyerek tahmin edilenden çok daha kısa bir süre içinde Kabil’i ele geçirmeyi başardılar.

Taliban daha sonra Molla Muhammed Hasan Ahund’un başbakan olduğu bir hükümet kurdu.

İşgal Rejiminin Gazze’yle Yeniden Savaşı

Siyonist işgal güçlerinin Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’ndeki Filistinlilerin evlerine el koyma girişimi, ardından da yine işgal rejimi tarafından himaye edilen Yahudi yerleşimcilerin Mescidi Aksa’ya yönelik komploları Filistin halkının bütün kesimlerinin büyük tepkisine neden oldu. Bu tepkilerini ortaya koymak için Mescidi Aksa’ya toplanan halka işgalci askerlerin şiddetle saldırması sebebiyle 500’den fazla insanın yaralanması üzerine Gazze’deki Filistin direnişi de işgal rejiminin Kudüs’ün batı kesiminde yer alan hükümet binalarını hedef alan füze saldırıları gerçekleştirdi. İşgal rejiminin de direnişe karşılık vermesiyle olaylar bir savaşa dönüştü. Ancak direnişçilerin kararlı mücadeleleri işgal rejimini zorladı ve Mısır’ın arabuluculuğuyla ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı. Bu savaş aynı zamanda Netanyahu’nun siyasi iktidarı kaybetmesine de neden oldu.

İşgal Rejimiyle İlişkileri Normalleştirme Yarışı

Filistin direnişinin işgal rejimine karşı kararlı mücadelesine rağmen ne yazık ki Arap dünyasındaki ihanet rejimleri ABD’den aldıkları talimatları yerine getirmek amacıyla İsrail işgal rejimiyle ilişkileri normalleştirme yarışlarını 2021 yılı içinde de sürdürdüler.

Uzun yıllar işgal rejimiyle ilişki içine girmeyen Sudan ne yazık ki yarı cunta yönetiminin hüküm sürdüğü dönemde, 2021 yılına işgal rejimiyle ilişkileri başlatma konusunda anlaşma imzalayarak girdi.

Ardından Fas da işgal rejimiyle diplomatik ilişkileri yeniden başlatma anlaşması imzaladı.

2020 yılı içinde işgal rejimiyle ilişkileri başlatmış olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Bahreyn de ekonomik alanda yeni anlaşmalar imzalayarak işbirliklerini daha da güçlendirdiler.

Etiyopya’da Tigray Meselesi

Doğu Afrika ülkelerinden olan Etiyopya, özellikle Tigray Halk Kurtuluş Cephesi’nin Adis Ababa hükümetine karşı bir gerilla savaşı başlatmasından dolayı 2021 yılını oldukça gergin geçirdi. Etiyopya ordusunun Tigray militanları karşısında zorlanması ve bu yüzden gerillaların hızlı bir ilerleme kaydetmesi üzerine, Başbakan Abiy Ahmed işlerini geçici olarak yardımcısına devredip doğrudan cepheye gitmeyi ve ordunun başına geçmeyi tercih etti. Onun ordunun başına geçmesi askerlerin toparlanmasını ve Tigray Cephesi’nin ilerleyişini durdurmalarını sağladı. Ordu karşısında zorlanmaya başlayan gerilla güçleri Tigray bölgesinin dışında kalan alanlardan çekilerek bu bölgenin sınırları içine çekilmeyi tercih ettiler.

Tunus’ta Kays Said’in Sivil Darbesi

Arap Baharı sürecinin başladığı yer olan Tunus’ta daha önce darbe yoluyla amaçlarını gerçekleştirme fırsatı bulamayan dikta rejimleri ve küresel güçler, halkın güvenini istismar ederek kişiliğini pazara çıkaran Kays Said yoluyla amaçlarına ulaşabildiler. Said, halkın küçük çaplı bazı protesto eylemlerini bahane ederek, 25 Temmuz 2021 tarihinde, Anayasanın 80. maddesinin kendisine verdiği yetkileri kullandığı iddiasıyla hükümeti görevden alarak ve Meclis’in çalışmalarını dondurarak siyasi darbe gerçekleştirdi. Aslında sözünü ettiği Anayasa maddesi kendisine bu yetkiyi vermiyordu. Bunun kendisi de farkında olduğu için sonra Anayasayı da askıya alarak tek kişi diktatörlüğü inşa etmek için aşama aşama ilerlemeye devam etti.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

469. Sayı Ocak 2022