Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Kimlik İnşası

Ramazan Kayan

İradesizleştirilenlerden misiniz?

  • 07 Ocak 2022
  • 562 Görüntülenme
  • 469. Sayı / 2022 Ocak



Sabrın, metanetin, dirilişin, direnişin, ödünsüzlüğün özünde “sağlam irade” vardır. İradeniz sağlamsa direnebilirsiniz; düşmana, zulme, konfora, çıkara, şehvete karşı… Yoksa taviz vermek durumundasınız… Bunun yolu açılınca taviz tavizi getirecektir… İlkeler, değerler, doğrular üzerinde kararlılık gösterecek bir irade yoksa çözülmeler, çürümeler, kirlenmeler sınır tanımayacak…

 

Gün, iradesizleştirme operasyonlarına karşı yeniden bir irade kuşanma günü… Ey irade sahibi! Tercihin Hacer’in çölünde kutlu bir yürüyüş mü, Tih çölünde zelil ve sefil bir tükeniş mi? Balığın karnında ye’si yenen irade yenilenmesi ile, Ninova’da yürek inşasını sürdürmek vakti… “Rabbim, ben yenildim, bana yardım et” deme aşamasında yeniden bir irade ile gemi inşasında gecikmemek…

 

 

Yaratılışın en güzeli ile mükerrem ve muhterem kılınan insan; halifelik misyonu ile sorumluluk almıştır. Bu sorumluluk insanda var olan akıl ve iradenin sonucudur. İnsandaki akıl ve iradenin vahiyle buluşması ve bütünleşmesi onu alayı illiyyine taşır. Bozuşması ve uzaklaşması ise esfelisafiline işaret eder.

Allah ile yapılan ahitleşmenin, ceza ve mükellefiyetin merkezi insan iradesidir. İradenin varlık sebebi, şeytani ve nefsanî duyguların baskısı karşısında, vahiyden akla intikal eden her bir hususu hayatlaştırmaktır. Özgür irade; şerre doğru kışkırtan tağuti ve nefsi güçlerin hâkimiyetinden bağımsız olabilmek demektir.

Bu bağlamda insan, irade, iman ve imtihan olgusunu sağlıklı değerlendirmek durumundayız. Konu bütünlüğü içinde gerekli anlatım ve açılımlar önem arz ediyor. Özellikle iradenin imtihanı… Bu imtihanın alanları… Öncelik kazanıyor… Tüm bir yaşamı kapsayan irade sınavı, sonuçta ya insanın iradesizleşmesi veya güçlü bir irade ortaya koymasına vesile olur… Tarihi derinliği Hz. Âdem (as)’a kadar uzanan bu sınavın kavranmasını kolaylaştırmak niyeti ile şu üç kelimeyi irade kapsamında öne çıkarıp inceleyeceğiz;

Zor…Zer…Zen…

İşte iradenin en çok çözüldüğü ve zorlandığı alanlar…

“Zor…” İradeler üzerinde zorba güçlerin tasallut ve tahakkümü… Egemen otoritelerin zorlamaları karşısında direnenler ile despotlardan merhamet dilenenlerin sınavı… Zulüm odaklarına mukavemet gösterenlerle, zalimlere karşı mahçup bir eda ile mazeret üretenler… Bir tarafta boyun eğerek gücü kutsayıp iradesizleşenler, karşı tarafta onurlu bir duruş ile özgürleşenler…

Kur’an-ı Kerim’de zorbalığın sembol ismi Firavun’u izleyenler bu sınavın somut karelerini rahatlıkla görebilirler:

“Firavun halkını küçümsedi (ahmaklaştırdı) ve onlar da sonunda boyun eğdiler; çünkü onlar (aldatılmış, ayartılmış) fasık bir halktı.” (Zuhruf, 43/54)

Zoru görünce sürüleştiler, silikleştiler, sürünmeyi sindirebildiler…

Çünkü onlar, Firavun; “En yüce Rabbiniz benim” (Naziat, 79/24) iddiasında bulunurken bir irade ortaya koyamadılar…

Omurgaları alınmış, sinirleri felçli, tepki vermeyen bir toplum… Özgürlük bilinçleri köreltilen, kölelik ruhu iliklerine kadar işlemiş mefluç bir kavim… İşte mülkleşmiş, nesneleşmiş, iradesiz, kullanıma hazır kitleler… Mısır piramitleri de buna işaret etmiyor mu?

Böyle olmayanlar da vardı. İradelerini imanları ile bileyip “zor”a teslim olmayan, Âlemlerin Rabbine arz-ı ubudiyette bulunan, göz kamaştıran bir irade ile yalnız ve yalnız Allah’a teslimiyetlerini sunanları da Kitabımız haber veriyor:

“(Firavun iman eden sihirbazlara) Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim. Sonra hepinizi mutlaka asacağım. Onlar da dediler ki: Şüphesiz Rabbimize döneceğiz. Senin bize kızman da sırf, Rabbimizin ayetleri gelince onlara iman etmemizdendir. Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır (irademiz çözülmesin) Ve canımızı Müslüman olarak al.” (A’raf, 7/124-126)

Firavun’un estirdiği terör ve tehditler karşısında diz çökmeyen, çözülmeyen irade… İradelerini Rablerinden yana kullanan kullar… Hangi güç, bu imana, bu iradeye hükmedebilir? İradeler üstü irade ile temasa geçince Firavun’un gücü nedir ki? Bu durumda “zalim sulta sahipleri karşısında hak sözü söylemek”ten daha güzel ne olabilir ki? Bugün de zorba müstevlilere karşı iradeleri ile bayraklaşanlara tanıklık etmiyor muyuz?

İşte Filistin iradesi; İntifada…

Felçli bedenine rağmen eğilmeden cennete kanatlanan, Everest tepesi gibi yalçın irade: Şeyh Ahmed Yasin…

“Zer…” Altın… İnsanoğlunun meftun olduğu nesne… Bilcümle dünya metaı… Nefisleri okşayan, iradeleri kuşatan servet ve lezzet… İşte Kur’an’ın gündemleştirdiği Karun ve Karunizm…

İradenin çetin sınavı…

“Derken (Karun) debdebesi içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzu edenler: Ne olurdu şu Karun’a verilen gibi bizim de olsa, o cidden bir bahtiyardır, dediler. Kendilerine ilim verilenler ise: Yazıklar olsun size. İman edip salih amellerde bulunanlar için Allah’ın sevabı daha hayırlıdır. Ona ise ancak sabredenler kavuşturulurlar, dediler.” (Kasas, 28/79-80)

Karunizmin çağdaş izdüşümü kapitalizm… Kapitalizmin altın buzağısı… Dünyayı cennetleştirme hesapları ve bu hesaplara kurban giden iradeler… Allah Rasulu (sav) haykırıyor:

“Altına kul olan helak oldu. Gümüşe kul olan helak oldu.”

İnsanın zaaf noktası, “zer”e karşı kim ne kadar direnebilir? Sonu helak ve hüsran olan çözülme ve savrulmalar…

“Salebe”leşme sürecinde Ebuzerce bir duruşa ne kadar da hasretiz, değil mi?

“Zen…” Kadın… Siz bunu cinsellik, şehvet olarak da okuyabilirsiniz… Cinsler arası cazibe ve çekim gücü… Hiçbir sınır, kural, kutsal tanımayan cinsel çılgınlıklar, çirkinlikler… Metalaşan insanlar… Bu kırıtkan ve kışkırtıcı âlemde kaç irade kirlenmeden çıkabilir? Nesillerimizin iradelerine yönelik en tehlikeli tehdit…

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

469. Sayı Ocak 2022