Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Hususi Fikirler

Mustafa Çelik

Bunu Dikkate Alın : Davette İmanlı Baş, Tecrübede 40 Yaş

  • 08 Kasım 2021
  • 648 Görüntülenme
  • 467. Sayı / 2021 Kasım



Kırk yaş, ortalama insan ömrünün ortasıdır. İnsan kırk yaşına geldiğinde geçmişindeki birikimlerinden hareketle, geleceğe dönük hazırlıklara daha yoğun bir biçimde yönelir. Tecrübe mualliminden edindiği bilgiler doğrultusunda hareket eder. Tecrübe, Rabbani terbiye sürecindendir. Allah’a davette imanlı baş, tecrübede kırk yaş elzemdir.

 

Rasülullah (sav)'in kırk yaşında Peygamberlikle görevlendirilmesi; İslâm'da davet ve eğitim çalışmaları, ilmiyle, ahlâkıyla, yaşayışıyla ve tecrübesiyle tebarüz etmiş olgun ve kâmil şahsiyetlerin öncülüğünde ancak netice verebileceğini bize öğretir.

 

 

İnsan ömrünün değerlendirilmesi, hesap günü şuurundandır. Hayat merdivenlerini yavaş yavaş tırmanırken gözlerimiz, merdivenin sonunda üç önemli noktaya takılıyor. Bu merdivenden geriye dönüş yok, ileriye gitmeye mecbursun. Önünde bir ölüm kavşağı var, buraya da uğramaya mecbursun. Ölümden sonra hesap başlıyor, bu hesabı da vermeye mecbursun.

Kırk yaş, insanoğlu için olgunluk ve kemal kıvamıdır. Kırk yaş, Rabbanî terbiye sürecinden geçen Rasûlüllah (sav) için bir hazırlık ve olgunluk devresidir. Peygamber Efendimiz (sav)'e peygamberlik vazifesi kırk yaşında gelmiş. 5 vakit namaz toplam kırk rekât. Allah Resulü'nün kırk hadis-i şerif ezberleyenlerle ilgili pek çok müjde verdiği naklediliyor. Yine Hz. Musa (as)'nın Tur Dağı'nda kırk gün kaldığı ile ilgili bir ayet var. Ayrıca, Ahkaf Suresi'nin 15. ayetinde kırk yaşının olgunluk yaşı olduğu belirtiliyor.

Evet, kırk yaş, kemal, yani olgunluk yaşıdır, İnsanların tamamı, kırk yaşına basınca maddî ve manevî, akli ve bedeni birikim ve donanıma sahip olarak kemale ererler, geçmişe baktığımız zaman pek çok ilim adamının, kırk yaşından sonra eser yazmaya başladığını görürüz, tarihimizin en bilindik simalarından Mimar Sinan bile mimarlık görevine kırk yaşından sonra başlamıştır... Kırk yaş, ortalama insan ömrünün ortasıdır. İnsan kırk yaşına geldiğinde geçmişindeki birikimlerinden hareketle, geleceğe dönük hazırlıklara daha yoğun bir biçimde yönelir. Tecrübe mualliminden edindiği bilgiler doğrultusunda hareket eder. Tecrübe, Rabbani terbiye sürecindendir. Allah’a davette imanlı baş, tecrübede kırk yaş elzemdir. Cematü’l Müslimin’in, İslâmî hareketin davet ile görevlendireceği kimselerin tecrübe sahibi, olgun kimseler olduğuna dikkat etmesi gerekmektedir. Peygamberlik vazifesi ağır bir yüktür. Aklın ve kalbin kemale ermesiyle ancak o yük kaldırılabilir. İnsanın kemal yaşı ise, kırk yaşıdır. Hakeza Peygamberlerin mesleği olan davette ağır bir yüktür. Davet için de ruhi olgunluk ve kemale ermiş olmak zaruridir.

Kırk yaş; toplumda tanınma, davete zemin hazırlama sürecidir. Ruhi olgunluk bu dönemde gerçekleştiği gibi, kemale ermekte bu dönemde gerçekleşir. Kırk yaşına kadar olan gençlik dönemi dünyevi arzuların ve nefsanî isteklerin en fazla olduğu bir dönemdir. Kırk yaşından önce olacak bir peygamberlik davası bazı şöhretperest insanlarda, Peygamberimiz (sav) hakkında “dünyanın şan ve şerefi için çalışıyor” vehmine sebeb olabilirdi. (Bkz. Said Nursî, Mektubat, 23. Mektub) Allah-û Teâlâ, kendi elçisini yarın insanların huzuruna büyük bir iddia ile çıkartacağı için Resulü’nün hayatını, ahlakını, davranış şekillerini yani her şeyini insanlar çok iyi görsünler diye kırk yaşına kadar bekletmiştir. Kırk yıllık hayatı boyunca ticaret yapacak; alacak, satacak, komşuluk yapacak, hısım akrabalık bağları kuracak ve bu bağların hepsini muhafaza edecek, kavminin her işinde, her sorununda, her probleminde kendinden beklenen duruşu ortaya koyacaktır. O günün Mekke’sinde herkes, ama istisnasız herkes ondan razı olacak, bir tek insan onun varlığından ve onunla tanışmasından dolayı pişman olmayacaktır. Ve bir gün kavminin hep böyle hususiyetlerle tanıdığı Abdullah’ın yetimi kalkıp kendinin seçilmiş bir elçi olduğunu söyleyecektir. Söylediği zaman da yalanlan(a)mayacak, karşı konulmasına rağmen asla ahlaki bir zafiyet içerisinde olduğu dile getirilemeyecektir. Eğer kavmi bu boyutta O’nu tanımasaydı, Rasûlüllah (sav) karşısında bu kadar zorlana bilir miydi? Mekkî toplumlarda eminlik Müslümanların düşmanlarından bulunmayan bir silahtır. Rasûlüllah (sav) kırk yaşına geldiğinde eminliği toplum tarafından teslim edilmişti.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

467. Sayı Kasım 2021