Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İrfan Mektebi

Osman Nuri Topbaş

Mükemmel Müminin İki Özelliği

  • 08 Haziran 2021
  • 1214 Görüntülenme
  • 462. Sayı / 2021 Haziran



Kâmil müminin iki tane fârik vasfı olacak: 1.Tâzim li-emrillâh: Allahʼın bütün emirleri büyük bir huşu, vecd içinde, istiğrak hâlinde îfâ edilecek. İbadetine dikkat edecek. Ticari hayatına dikkat edecek. Ailevî hayatına dikkat edecek. Çoluk-çocuğunu nasıl yetiştiriyor, dikkat edecek. Daima düşünecek: Allah Rasûlü benim bu hâlimi göre bana tebessüm eder miydi? Ashâb-ı kirâmın tek endişesi buydu. 2.Şefkat alâhalkillah: Allah bütün mahlukatı, insan eşref-i mahlûkat, bütün mahlûkat insan için yaratıldı. Demek ki bir insanın vazifesi bütün mahlûkata merhamet gözüyle bakabilmek.

 

 

“Şüphesiz, Rabbimiz Allahʼtır deyip, sonra dosdoğru yürüyenler için melekler iner, onlara; Korkmayın, üzülmeyin, Allahʼın size vaad ettiği cennetlerle sevinin, derler.” (Fussilet, 41/30)

Cenab-ı Hak bu ayetin şümulüne girenler için, onların istikametini bildiriyor, yine ayet-i kerimede: “İnsanları Kurʼan ile Allahʼa davet eden,amel-i salihler işleyen,ben Müslümanlardanım diyenden kimin sözü daha güzeldir?” (Fussilet, 41/33) buyuruyor Cenab-ı Hak.

İşte o son nefes bayramını elde etme…

Fâtihaʼnın içinde de daima “Yâ Rabbi, ancak Sana kulluk yaparız ve ancak Senʼden yardım dileriz.” (Fâtiha, 1/5) diyoruz. Yine “Nimet verdikleri.” (Bkz.Fâtiha, 1/7) Kimler nimet verdikleri? Ayet-i kerimede. (Bkz.Nisâ, 4/69)

“Nebiyyîn.” Demek ki peygamberler… Peygamberlerin hayatlarını iyi öğreneceğiz, zâhir ve bâtın. Onlar nasıl yaşadılar? Dünyayı nasıl gördüler? Ahireti nasıl müşahede ettiler?

“Sıddîkîn.” Sâdıklar, doğrular, eğrilmeyenler, bükülmeyenler, yamulmayanlar. Hak istikâmetinde bunlar ne şekilde yaşadı? O sâdıklar gibi olabilmek.

“Şühedâ.” Fedakâr bir mümin olabilmek.

“Salihîn.” Sâlihlerden olabilmek. Yusuf (as)ʼın duası:

“…(Yâ Rabbi!) Beni, Müslüman olarak canımı al ve salihlere ilhâk eyle.” (Yûsuf, 12/101)buyuruyor.

Yine Cenab-ı Hak;

Bilenlerle bilmeyenler kimler?

Biz dünyaya niçin geldik?

Neyi bilmek için geldik?

Bütün ilimlerde bulunan şey, Cenab-ı Hakkʼın koyduğu kaideleri bildiriyor. Peki, o kaidenin sahibini ne kadar tanıyoruz? Ne kadar Oʼna kulluk hâlindeyiz? Ne kadar Oʼna teşekkür hâlindeyiz?

İlim denilen nedir? İlim, eğer Cenab-ı Hakkʼı bilebilirsek, ilim bir fayda verir. Yoksa eğer Cenab-ı Hakʼtan uzaklaştıran bir malumatla doluysak, zihni bilgiyle depo etmişsek, o bizi Allahʼa götürmüyorsa, nefsânî arzuların zebûnu etmişse, o ilim “faydasız ilim” Allah Rasûlü buyuruyor:

“Fayda vermeyen ilimden yâ Rabbi Sana sığınırım.” (Müslim, “Zikir”, 73)

 

Yine ayet-i kerimede Cenab-ı Hak: “…En çok âlimler Allahʼtan korkar. (Fâtır, 35/28) buyuruyor.

“…Allah anıldığı zaman kalpleri titrer.” (Enfâl, 8/2) buyuruyor. “…Allahʼın ayetleri okunduğunda imanları artar…” (Enfâl, 8/2) buyuruyor. “…(Değişen şartlarda) tevekkül (ve teslimiyet) içinde olurlar.” (Enfâl, 8/2) buyruluyor.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

462. Sayı Haziran 2021